kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 31 Ağustos 2008, Pazar
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC

Balık avı sezonu yarın başlıyor

Yeni Haber
Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, ''24 milyon hektar deniz alanı olan ülkede üretilen 772 bin ton balığın hiç bir anlamı yok. Mutlaka bunu artırmamız lazım'' dedi.

2008-2009 balık avlama sezonunun açılışı dolayısıyla Yenikapı'daki Su Ürünleri Hali Mezat Salonu'nda tören düzenlendi. Tören, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Mehteran Takımı'nın gösterisiyle başladı.

Bakan Yıldırım, törende yaptığı konuşmada, Türkiye'nin denizci bir ülke olduğunu ancak denizci bir millet olamadığını belirterek, sahillerin uzunluğunun, kara sınırlarının 3 katı, yani 8 bin 400 kilometre olduğunu bildirdi. Yıldırım, Türkiye'nin, Hopa'dan Samandağı'na kadar dünyanın birçok ülkesine nasip olmayan sahilleri bulunduğunu, denizlerin bolluk, bereket dolu olduğunu kaydederek, ancak bu imkanların yeterince değerlendirilemediğini ifade etti.

Yıldırım, Türkiye'deki balıkçıların birçok sorun yaşadığını ancak bir dönem barınak sorunu nedeniyle adeta barınaklardan, limanlardan, sığınaklardan çıkamaz hale geldiklerini belirterek, akaryakıt vergilerini kaldırdıklarını, balıkçıların denizle buluşmasını sağladıklarını söyledi.

Balıkçılığa 2005 yılından beri her yıl yaptıkları desteğin 75 milyon YTL'yi bulduğunu, balıkçıların bunu hak ettiğini dile getiren Yıldırım, ''Çünkü onlar, gece gündüz demeden denizin zor şartlarıyla mücadele ederek balık tutuyorlar ve insanımıza balığı sevdirmeye çalışıyorlar'' dedi.

YENİ BALIK HALİ PROJESİ

Bakan Yıldırım, balıkçılara yakışır dünya normlarında balık hali yapmaya karar verdiklerini ve bununla ilgili adımlar attıklarını hatırlatarak, Gürpınar'da yapılacak yeni balıkçı hali tamamlandığında, balıkçılığın daha da güzelleşeceğini, sektörün sorunlarının çok daha azalacağını vurguladı.

Yenikapı Su Ürünleri Hali'ne kamyonların ve diğer ağır taşıtların girmesinin yasak olduğunu anımsatan Yıldırım, ''Yeni balık hali yapıldığında balıkçılar bunlardan kurtulacak. Şimdiki sorun için özel bir düzenleme mutlaka yapılacaktır. Ben de belediye başkanımız ve valimizle bu konuyu görüşeceğim. Çünkü balığın, ulaşacağı yere tazeyken ulaşması lazım'' diye konuştu.

Binali Yıldırım, Yeni Su Ürünleri Yasası'nın çıkmasında balıkçıları olumsuz yönde etkileyecek düzenlemeler olmaması için gerekli hassasiyeti göstereceklerini de belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Bütün alanlarda olduğu gibi balıkçılık alanında da Avrupa Birliğine (AB) uyum sağlamak mecburiyetindeyiz. Ancak kendi ulusumuzun menfaatinin icap ettirdiği hususları geciktirebiliriz. Örneğin kabotaj hakkında taşımacılığımızı AB'ye hemen açmayacağız. Çünkü bu bizim ulusal çıkarlarımıza yardımcı olmuyor. Belirli bir süre Yunanistan'ın yaptığı gibi birliğe üye olduktan sonra kabotaj hakkı diğer üye ülkelerle paylaşılabilir. Bu ve buna benzer konularda gayet tabii ki ülkemizin çıkarları neyi gerektiriyorsa o hususlara dikkat etmemiz icap ediyor.''

OTOMATİK TANIMLAMA SİSTEMİ

Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, Otomatik Tanımlama Sistemi'nin, balıkçı teknelerinin ve denizde hareket eden yüzen cisimlerin takibi ve emniyeti açısından çok gerekli olduğunu dile getirdi.

Otomatik Tanımlama Sistemi'ne katılımı 1 Temmuz 2009'a ertelediklerini kaydeden Yıldırım, ''2 Temmuzda bu cihazı takmayan olursa gözünün yaşına bakmam, teknesini bağlarım. Bu cezalar, balıkçılarımızı canından bezdirmişti. En ufak eksiğe 5 bin YTL ceza kesiliyordu. Geldik bunu da düzelttik. Geçmişte yazılan bütün cezaları affettik. Yeni cezaları da kademeli hale getirdik. Cezalar şimdi 250 YTL'den başlıyor ve cezanın türüne göre artıyor. Cezanın en yüksek miktarı 2 bin YTL'yi geçmiyor'' diye konuştu.

Yıldırım, 2003 yılından itibaren ülke genelinde 30 adet yeni balıkçı barınağı yaptıklarını ve su ürünleri kooperatiflerine teslim ettiklerini bildirerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Balıkçılığa hizmet budur. Bir balıkçı barınağının asgari bedeli 10 milyon YTL'dir. İstanbul yöresinde, Marmara yöresinde barınak bakımından bir sıkışıklık var. Uygun yer arayışlarımız sürüyor. Rumeli ve Poyraz balıkçı barınakları İstanbul'un en önemli barınaklarıdır. Bunların eksikliklerini sürekli gideriyoruz ve bütün ihtiyaçlarını görüyoruz.''

''BALIK ÜRETİM MİKTARINI ARTTIRMALIYIZ''

Bakan Yıldırım, Türkiye'de 2003 yılında 627 bin ton balık üretildiğini, bu sayının 2007 yılında 772 bin tona ulaşarak, yüzde 24 artış sağlandığını belirterek, bunun da yetersiz olduğunu söyledi.

Binali Yıldırım, sözlerine şöyle devam etti:

''24 milyon hektar deniz alanı olan ülkede, üretilen 772 bin ton balığın hiçbir anlamı yok. Mutlaka bunu arttırmamız lazım. Bu rakamın içine, çiftliklerde üretilen 140 bin ton balık da dahil. Demek ki balıkçılıkta gideceğimiz çok yol var. Ona göre organize olmamız lazım. Balık üretiminde dünyada 32'nciyiz. Bu kadar su potansiyeli olan bir ülkeye balıkçılıkta dünya 32'ncisi olmak yakışmıyor. Gemi inşaatında Türkiye'yi 23. sıradan 5. sıraya yükselttiysek, 32. sıradan 10. sıraya yükseltmek de balıkçıların vazifesi. Balıkçılığımız artık döviz de kazandırıyor. 2003 yılında ülkemizin su ürünleri ihracatı 29 bin ton ve 124 milyon dolar döviz girdisi sağlamışız. 2007 yılında ise 47 bin ton ihracat yaparak 273 milyon dolar döviz elde etmişiz.''

''BALIK YEME ALIŞKANLIĞIMIZ YOK''


Yıldırım, Türkiye'nin levrek ve çupra üretiminde Avrupa'nın yüzde 25'ini sağlayarak önemli bir konuma geldiğini ifade etti.

Bunun diğer balık çeşitlerine de yaygınlaştırılmasının en büyük beklentileri olduğunu dile getiren Yıldırım, şöyle konuştu:

''Alabalık üretiminde Avrupa birincisi konumuna geldik. Fakat bir kötü istatistiğimiz var. Balık yemeyi bilmiyoruz. Balık yeme alışkanlığımız yok. Dünyada kişi başına tüketilen balık miktarı yılda 15 kilogram, Türkiye'de 7 kilogram. Bu rakam Türklerin balık yeme alışkanlığının, henüz istenilen düzeyde olmadığını gösteriyor. Avrupa'da bu rakam daha da yüksek, 22 kilogram. Türkiye'deki balık tüketiminin üç katı. Demek ki çok balık tutacağız, halkımızı da balık yemeye alıştıracağız. Filomuz oldukça büyük, 21 bin 672 tane teknemiz var. 111 bin ruhsatlı balıkçımız var. Balıkçılık camiası yan sektörleriyle birlikte 2.5 milyon insanımıza iş, aş sağlıyor. Hiç öyle ihmal edilecek bir sektör değil. Bu sektörün ihtiyaçlarını görmek bizim boynumuzun borcudur.''

ÇİFTLİK BALIKÇILIĞI


Balık çiftliklerine de değinen Yıldırık, ''Balık çiftliklerine ihtiyacımız var. 'Balık çiftlikleri olmasın' demek, doğru değil'' dedi.

Yıldırım, konuşmasını şöyle sürdürdü:

''Çünkü doğal balık türlerimiz bilinçsiz avlanmayla yok olmaya başladı. Bunun için kültür balıkçılığı bütün dünyada olduğu gibi Türkiye'de de yapılıyor, yapılmaya devam edilecek ama işin kolayına kimsenin kaçmaması, doğayı tahrip etmemesi gerekiyor. Çünkü deniz dipleri sadece balıkçılık için değil, turizm, çevre ve geleceğimiz için lazım. Bunun için bu çiftlikler sahilden belirli bir mesafede, akıntının olduğu belirli bölgelerde olmalıdır. Böylece balıkçılığımız ve doğa korunacak, turizmin gelişmesi engellenmeyecek.''

Bakan Yıldırım ve katılımcılar, bereketli bir sezon geçmesi için okunan duanın ardından, temsili olarak kurdele keserek balık sezonunun açılışını yaptılar.

Bakan Yıldırım, açılışın ardından ''Uçan Balık'' adlı balıkçı gırgırını kullanarak, Yenikapı açıklarına kadar gitti.

Daha sonra törene katılanlara balık ikram edildi.

(AA)