kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 31 Ağustos 2008, Pazar
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
MUHARREM SARIKAYA

"Alt-üst kimlik..."

Türk Silahlı Kuvvetleri komuta kademesindeki görev devir teslimlerinde komutanların konuşmaları bayrak koşusu gibiydi.
Birinin bıraktığı yerden, diğeri devam etti.
En azından 2014 yılına kadar Genelkurmay Başkanlığı'nın nasıl bir duruş içinde olacağı net sergilendi...
İki yıllığına Genelkurmay Başkanlığı görevini üstlenen Org. İlker Başbuğ'un nasıl bir komuta görevi sürdüreceğine gelirsek...
Hemen belirtelim, Org. Başbuğ, geçmişte aynı görevi üstlenmiş olanlar arasında benzetme yapılması olanaksız bir komutan...
Kendine özgü duruşa ve entelektüel seviyesi yüksek net üsluba sahip...
İlk bakışta bıraktığı soğuk görüntüsüne rağmen, samimi kişiliği de ayrı bir özelliği...
Türkiye az konuşan, bir o kadar da halkın içinde olan komutanla tanışacak.
Zaten sivil topluma ve halkla ilişkilere verdiği öneme bakıldığında Org. Hilmi Özkök ile başlayan, Org. Yaşar Büyükanıt ile süren "sorunlara siyaset dışı sivil toplum örgütleri ile çözüm arayışı" sürecinin Org. Başbuğ ile de devam edeceği söylenebilir.
Ayrıca, geçmişte Genelkurmay Başkanları'nın doğrudan yaptığı halkla ilişkiler işini Org. Başbuğ'un profesyonellere bırakacağı da görülüyor.
Basın ve Halkla İlişkiler Daire Başkanlığı rütbesini albaylıktan, tuğgeneral seviyesine çıkarması da bunun ilk adımı...
Genelkurmay akreditasyonlarına yeni bir düzenleme gelirse de şaşmamak gerekir.

Kırmızı çizgiler
Org. Başbuğ döneminde Genelkurmay'ın kırmızı çizgilerine gelirsek...
Sadece Org. Başbuğ değil, komuta kademesi devletin olmazsa olmazlarını son bir haftadır üç sacayağı üzerine oturttu:
Ulus devletüniter devlet-laik devlet...
Bu, yeni komuta kademesinin "katı milliyetçi" olduğu anlamına gelmiyor.
Örneğin Genelkurmay karargâhının Kürt meselesine bakışının, geçmişten bir nebze de olsa farklılık göstereceği görülüyor...
Bunu anlamak için Org. Başbuğ'un Genelkurmay Başkanlığı görevini devralırken yaptığı konuşmaya bakmak yeterli...
Org. Başbuğ toplam 12 sayfa tutan konuşmasının dörtte birini, "ulus devlet" ve "altüst kimlik" konusuna ayırdı.
Unutulmasın ki, bir siyasinin dahi "alt-üst kimlikten" söz etmesinin ciddi eleştiri konusu yapıldığı sürecin üzerinden çok geçmedi.
Nitekim Başbakan Erdoğan, Diyarbakır gezisinde "alt-üst kimliği" dile getirdiği için birçok kişinin eleştirisine hedef olmuştu.
Şimdi, "Genelkurmay Başkanı ile Başbakan'ın kastı aynı değil ki..." diyenler çıkabilir.
Ancak Org. Başbuğ'un "kültürel zenginliklerin yaşanması ve yaşatılması için gerekli düzenlemeler gerçekleştirildi" sözü çok anlam ifade ediyor.
Bu, "alt kimliklerin üst kimlik olma çabalarına" sıcak bakmak anlamına gelmiyor; aksine katı duruş ortaya konuluyor.

Yenilikçi
Org. Başbuğ'un uluslararası alana dönük mesajlarına gelirsek...
Bazı kişilerin yurtdışında dile getirdiği, "Silahlı Kuvvetler NATO dışı arayışta" iddialarını kesin dille çürüttü.
ABD'yi "stratejik ortak" olarak önemli yere koydu; yeni ortak arayışlarına kapıları kapattı.
AB'ye de önemli mesaj verdi; Türkiye'yi tam üyeliğe kabul etmeyen AB'nin sınırlarının Balkanlar'da biteceğini anımsattı.
Kara Kuvvetleri'nde, modernize edilerek küçültülmüş ancak daha etkin kabiliyete sahip kuvvet yapısı ve personel eğitim seviyesinin yükseltilmesi için uğraş veren Org. Başbuğ'un, Genelkurmay'da da birçok yeniliğe imza atacağı görülecektir.