kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 29 Ağustos 2008, Cuma
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC

Türk lokumu hareketiyle tanınacağım

Kendi tabiriyle 'Oryantal-R&B' türü müzik yapan, Sezen Aksu ve Nil Karaibrahimgil gibi kendi müziğini yapan-güzel kadınlarla ortak bir proje yapmak isteyen Eylem çok iddialı: 'Türk Lokumu hareketi' isimli projenin dünya çapında şansı olacağını düşünüyorum. Bence kadın sanatçıların dünya starı olma şansı daha yüksek!..
Müzik arenasına henüz iki yıl önce 'Aman' adını verdiği albümüyle girmesine karşın, Eylem kısa sürede başarı kaydetti. 'Oryantal-R&B' diye adlandırdığı tarzıyla, korsanın 'piyasa'yı yerlebir ettiği dönemde 100 bin tirajı yakaladı. Altın plak ödülü aldı. Popüler müzik üzerine kalem oynatan müzik yazarlarından da 'yıldızlı pekiyi'yi kaptı. Eylem, şimdi de çiçeği burnunda albümü '1 Sonraki-Next'le konuşuluyor. Londra'da doğup büyümüş, Kıbrıslı bir Türk ailenin çocuğu olan Eylem, yarı İngilizce, yarı Kıbrıs Türkçe'siyle yaşamını Yeni Aktüel dergisinden Göksan Göktaş'a anlattı:

Üç kız kardeşin en büyüğü
1984 yılında doğan Eylem'in anne ve babası tekstil işiyle uğraşıyor. Üç kız kardeşin en büyüğü o, en küçükleri ise 10 yaşında. Eylem henüz 23 yaşında ama kısacık hikâyesine o kadar çok şey sığdırmış ki... Bir yandan okurken bir yandan da part-time işlerde çalışmış. Ayakkabıcıda tezgâhtarlık yapmış, çocuk bakmış, sinema ve tiyatro kurslarına gitmiş. Ünlü Vocal Tech School'da müzik dersleri almış... Tiyatro gişesinde bilet satmış, sahnede Carmen'i de canlandırmış. Eylem o günleri şu sözlerle anlatıyor: "Londra'da yaşadığımız yerde neredeyse hiç Türk yoktu. Sokakta tamamen İngiliz kültürünün içindeydim ama evde hep Türk gelenekleri hâkimdi. İngiliz arkadaşlarım bize geldiklerinde anneannemin elini öperlerdi. Ben İngiliz arkadaşlarıma bunları öğretiyordum..."

Türk müziğiyle tanışma
Eylem'in evde ilk temas ettiği tür klasik Türk müziği olmuş. Birlikte musiki dinledikleri anneannesi o yüzden önemli bir figür hayatında... Eylem anneannesiyle yaşadığı dönemi şu sözlerle hatırlıyor: "Her ne kadar bambaşka bir kültürün içinde büyüsem de evde klasik Türk müziği şarkıları dinlendiği için şanslıyım. 'Benim gönlüm sarhoştur yıldızların altında/ Sevişmek ah ne hoştur yıldızların altında' ilk söylediğim ve dinlediğim şarkılardandır mesela... Çocukken aynaya bakıp tek başıma dans ederdim, şarkı söylerdim ve hiç sıkılmazdım." Eylem gözünü açıp sokaktaki hayata dahil olmaya başlayınca siyahi müzisyenlerin yaptığı R&B'den etkilenmeye başlamış. Genç şarkıcı, bu müzik türünün hayatındaki yerini de şöyle izah ediyor: "R&B'de kendi ruhuma yakın bir şeyler buldum. Doğru tabir yaşama sevinci galiba... Bu müzikte yaşama sevinci var. Sadece nefes almak bile mutlu olmaya yeter! Yani ruh halime çok uygun. Ama ben bu müziği, hep Türk müziğinin enerjisiyle birleştirmek istedim." Konuşması sırasında coşkulu bir karakter olduğunun altını da çizen Eylem, "Benim içimde sürekli bir darbuka çalıyor... Türk müziğinin enerjisiyle, R&B'nin müthiş bir uyumu var" diye konuşuyor.

Aşk çok ucuzladı
Peki aşk hayatı... Eylem'in bu konuda 'yaşından büyük' fikirleri var: "Ben o eski hikâyelerin peşindeyim. Aşk artık çok ucuzladı. İnsanların birbirlerini bir kez görerek yıllarca düşündüğü dönemleri anlatıyor hep büyüklerimiz. Şimdi insanların cep telefonlarına isimlerini 'aşkım' diye kaydettiği dönemdeyiz. Aşkın lafı var ama kendisi yok." Eylem en büyük hayalini ise şöyle anlatıyor: "Ben kadın sanatçıların dünya starı olma şansının daha yüksek olduğunu düşünüyorum. 'Türk lokumu hareketi' diye bir hayalim var. En başta Sezen Aksu, Nil Karaibrahimgil gibi kendi müziğini yapan, güzel kadınlarla ortak bir proje yapıp, bunu dünyaya duyurmak... Böyle bir projenin çok şansı olacağını düşünüyorum..."
Haberin fotoğrafları