kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 28 Ağustos 2008, Perşembe
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
ERGUN BABAHAN

Fırsatı kaçırmamak

Türkiye'nin mevcut yapıyla sağlıklı bir biçimde yoluna devam edemeyeceği ortak bir görüş noktası.
O yüzden Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği'nden TÜSİAD'a kadar uzanan geniş bir yelpazede anayasa taslakları hazırlanıyor, yeni bir yasal çatı oluşturulmaya çalışılıyor.
Çünkü Türkiye'nin bir darbe ürünü olan ve tamamen otoriter bir zihniyeti yansıtan bu anayasa ile yönetilemeyeceği ortada.
Öte yandan, Anayasa Mahkemesi'nin kararıyla Meclis'in yasama yetkisi tamamen kısıtlanmış durumda.
MHP lideri Bahçeli'nin ortaya attığı öneriler bu sıkışıklığı aşmayı öngörüyor ama Meclis'teki tarafları bir araya getirmek pek mümkün görünmüyor.
Şu an parlamentodaki tabloda, Ergenekon'da avukatlığa soyunmuş, 367 krizinde başrolü oynamış, 27 Nisan Muhtırası'na sahip çıkmış ve AK Parti kapatılmadı diye rahatsız olmuş CHP kilit parti durumunda.
Bir anayasa değişikliği girişimini, paketi ister TÜSİAD, ister TOBB hazırlasın kapatma gerekçesi olarak görecek bir noktada.
Onun için bu dönemde böyle bir girişimde bulunmak kolay görünmüyor.
Ama bu demokrasi için adım atılmaması anlamına gelmiyor.
Rusya ile yaşanan kriz, Türkiye'yi gerek Amerika, gerek Avrupa Birliği nezdinde daha önemli bir noktaya getirecek.
Bu pozisyonun sıkıntıları da var elbette ama fırsatları da beraberinde getirdiği kesin.
Bu nedenle Avrupa Birliği sürecine daha sıkı sarılmak gereken bir dönemdeyiz.
Anayasayı değiştirmek zor olabilir ama Avrupa Birliği reformlarını ardı ardına gerçekleştirmek, demokrasiyi daha güçlü kılmak o kadar güç olmaz.
Yeni yasama dönemini AB dönemi olarak ilan edip yeni bir heyecanla demokrasi hamlesi başlatmak başlıca amaç olmalı.
Bu yolda yapılacak reformlar, Alevilerden Kemalistlere kadar şu anki pozisyonlarından rahatsızlık duyan kesimleri de rahatlatacaktır.
Çevre politikasından eğitime kadar birçok alandaki uygulamadan huzursuz olan kesimler AB standardını hedefleyen reformların arkasında duracaktır.
Bu nedenle, Türkiye riskli olduğu kadar yeni fırsatlarla dolu bir döneme giriyor.
Bu fırsatı kaçırmamak gerekir.