kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 27 Ağustos 2008, Çarşamba
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
MUHARREM SARIKAYA

MHP'nin sınırları...

MHP lideri Devlet Bahçeli'nin siyasetine veya üslubuna dönük eleştiri getirilebilir.
Ancak, kabul edilen bir gerçek var ki, siyasi taktiklerinde başarılı oldu.
Geçen dönem 70 milletvekili ile hükümetin bazı politikalarına yön verebildi.
Hatta AK Parti yönetiminin, "MHP'nin taktik tuzağına düştük" hayıflanmalarına dahi yol açtı.
MHP liderinin dünkü basın toplantısı da yeni "taktik ataklardan" biriydi.
Basın toplantısına geçmeden bir noktayı aydınlatmak gerekiyor.
O da şu; siyasi taktikte başarı gösteren MHP, halkla ilişkilerde aynı başarıyı sergileyebiliyor mu?
MHP Genel Merkezi'nde dünkü basın toplantısına yansıyan tabloya göre yanıt; hayır...
Çünkü "basın toplantısı" salonunda gazeteciden çok siyasetçi vardı.
Tansu Çiller'in Genel Başkanlığı döneminde DYP'de rastlanan görüntü MHP'ye kopyalanmıştı.
Sonuçta basın toplantısı görüntüsünde, parti toplantısı gerçekleşti.
Bu MHP'nin her yıl düzenli olarak gerçekleştirdiği "medya ile buluşma" toplantılarındaki başarısını da gölgeledi.

Ön alma...
Gelelim Bahçeli'nin mesajlarına.
Aslında yeni bir şey söylemedi; geçen dönem dile getirdiği görüş ve önerileri tekrarladı. Partilerin değil, bireylerin yasaklanması için anayasa değişikliği önerdi.
Siyasi etik, kuvvetler ayrılığı gibi konulardaki önerilerini ve duruşunu bir daha sergiledi.
Türban kararı dolayısıyla da Anayasa Mahkemesi'ni eleştirdi.
Kararla, "sivil siyasete de kırmızı çizgiler çizildiğini" vurguladı.
Hakkındaki karar sonrası AK Parti'nin de sürekli kapanma tehlikesi altında faaliyetini sürdürmesinin siyasi istikrar açısından risk taşıdığını belirtti.
Aslında Bahçeli'nin dünkü mesajları Ulusal Program ile kendisine gelmeye hazırlanan Dışişleri Bakanı Ali Babacan'a idi.
Meclis açılmadan önlem almak istiyordu. Dikkat çeken erken seçime ilişkin duruşuydu.
2002'de Kocayayla'daki tavrının aksine; erken seçimden uzak durdu.
Söylemini mevcut parlamentoyu çalıştırmak üzerine kurdu; erken seçimi son çare olarak gösterdi.
Bir diğer dikkat çekici nokta da Bahçeli'nin, istikrar açısından risk olarak gösterdiği AK Parti'ye Meclis'te birlikte çözüm önermesiydi.