kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 26 Ağustos 2008, Salı
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
MAHMUT ÖVÜR

Gaffar Okkan suikastı Ergenekon işi mi?

Son günlerde "Ergenekon Terör Örgütü" dosyasında çok çarpıcı gelişmeler yaşanıyor. Bu gidişle daha çok belgebilgi ortaya çıkacak... Bu belgeler çok net biçimde şunu gösteriyor; Ergenekon, Susurluk'un bir devamı...
Ortak payda ise "Kürt Meselesi..."
Bu nedenle bu Ergenekon dosyasının sağlıklı bir sonuca ulaşması için Susurluk'tan günümüze kadar o bölgede yaşanan onlarca faili meçhul cinayet masaya yatırılmalı.
Henüz Ergenekon iddianamesinde, incelediğim kadarıyla yakın tarihin en önemli cinayetlerinden biri olan Diyarbakır Emniyet Müdürü Gaffar Okkan cinayetiyle ilgili bir şey yok.
Oysa o suikast, PKK'nın da silahları susturduğu bir dönemde işlenen ve açıkça "toplumsal barışı sabote eden" bir cinayetti.
Biraz hatırlatmakta yarar var.
2001 yılı 24 Ocak akşamı, Diyarbakır'da o dönemin en önemli cinayetlerinden biri işlendi. Emniyet Müdürü Gaffar Okkan, koruma görevi yapan beş polisle birlikte öldürüldü, dört polis ise ağır yaralandı.
Türkiye bu kanlı saldırıyla şoke olmuştu.
Çünkü Okkan, bölgede yaşayan Kürtlerle sıcak ilişkiler kuran önemli bir yöneticiydi.
Saldırıyla ilgili ayrıntılar daha da şaşırtıcı. Eylemde Kalaşnikof marka uzun namlulu silahlar, el bombaları kullanılmış ve saldırganların sayısının 10-15 kişi olduğu söylenmişti.
İnanılmaz değil mi?
Daha ilginci saldırganlar şehrin göbeğinde bir emniyet müdürünü uzaktan taramakla yetinmemiş arabasının yakınına girerek Okkan'ın kafasına ateş etmişti.
Sonra da hiçbir fire vermeden Diyarbakır sokaklarına dağılıp gitmişlerdi. Basında ve bazı çevrelerde eylemin o dönemde çökertilen Hizbullah'ın işi olduğu ileri sürülmüş ama bu kimseye inandırıcı gelmemişti.
Çünkü uzmanlara göre Hizbullah'ın ne gücü vardı, ne de böylesine profesyonel bir eylemi gerçekleştirecek aklı...
Ayrıca ihtiyacı olmasına rağmen üstlenmemişti. Buna rağmen cinayeti Hizbullah'ın işlediğini gösterecek belge de ihmal edilmemişti. Olay yerinde Makarof marka bir silah bırakılmıştı.
Ama nedense sonraki tüm aramalara rağmen tek bir kişi yakalanmamıştı.
Peki, böylesine pervasız ve çözülemeyen suikastı kim yapmıştı?
Daha o yıllarda bile şu satırların yazıldığını hatırlıyorum:
"Bu eylemi de, aynen Abdi İpekçi, Uğur Mumcu suikastlarında ve benzer pek çok olayda olduğu gibi, devlet içindeki bazı odaklar yaptı. Kontrgerilla gibi, JİTEM gibi... Bu, barış ortamından, demokratikleşmeden, saydamlıktan ürken güçlerin işidir."
İlginç bir not daha: O tarihlerde bölgede etkin askeri kişi, Ergenekon nedeniyle aranan emekli Tuğgeneral Levent Ersöz'dü.
Başta Gaffar Okkan cinayeti olmak üzere Güneydoğu'da işlenen çok tipik ve çete işi olduğu bilinen bazı cinayetler ayrıntılı incelenirse, çetenin sırrı ve neyi amaçladığı çok net ortaya çıkar.