kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 26 Ağustos 2008, Salı
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
ERGUN BABAHAN

Türkiye'yi doğru anlamak

Önce Eser Karakaş yazdı, ardından Taha Kıvanç tekrarladı. Kimi köşe yazarlarının 27 Nisan muhtırasının ardından nasıl yanlış değerlendirme yaptığını ortaya koydu. Aslında sadece 27 Nisan bildirisinde yanılmadılar elbette, Cumhurbaşkanlığı seçiminden genel seçim sonuçlarına kadar, yaptıkları her değerlendirme yanlış çıktı.
2002'de SABAH'ın başına geldiğimde AK Parti'nin hızla yükselen bir parti olduğu apaçık ortadaydı.
Oysa onlar kendilerini Yeni Türkiye Partisi'ne inandırmış, rahmetli İsmail Cem, Kemal Derviş ve Hüsamettin Özkan'ın liderliğini yapacağı partinin iktidara geleceği yönünde manşetler atmışlardı.
Ama parti yüzde 1 civarında oy aldı sonuçta.
Onlar 3 Kasım'ın şokunu yaşarken SABAH'ın manşeti "Anadolu İhtilali" idi.
27 Nisan'da açıkça darbe çağrısı yaparlarken SABAH'ın manşeti "Darbeye hayır"dı.
Halka rağmen gazetecilik yapmaya çalışırsanız, gönlünüzdeki ile halkın tercihi hiçbir zaman örtüşmez.
Halkı hep güdülen, bidon kafalı bir tip olarak görmeye devam ettiğiniz sürece de hiç örtüşmeyecek.
Türkiye'de büyük bir değişim yaşandığının farkında değiller.
Çetelerin birer ikişer ortaya çıktığı, herkesin başkalarının hakkına saygı çerçevesinde özgürce yaşama hakkı talep ettiği bir dönem bu.
İletişimin hızla zenginleştiği, birden fazla kaynaktan bilgiye ulaşıldığı bir dünyada hiçbir şeyin eskisi gibi olması mümkün değil.
Bu toplumun tüm kesimi için geçerli bir gerçek.
Meclis'teki gücü ne olursa olsun, hiçbir iktidar bilgi akışını kısıtlayacak güçte olamayacak artık.
AB yolunda atılacak adımlar bu süreci daha da hızlandıracak.
Halka rağmen dönemi gerilerde kaldı.
İstediğiniz hakareti yapabilir, insanları istediğiniz kadar küçümseyebilirsiniz ama bir gerçeği kabul etmeniz gerekir ki, herkesin oyu eşit.
Türkiye'yi ve dünyayı doğru okumamız gereken bir dönemden geçiyoruz.
Kendi amaçlarınız için insanları daha fazla yanlış yönlendirme şansınız da kalmadı.
Çünkü gerçek önünde sonunda kapınıza gelip dayanıyor.