kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 21 Ağustos 2008, Perşembe
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
ABDURRAHMAN YILDIRIM

Ya fındık kurtulacak ya da Karadenizli fındıktan kurtulacak

Hükümetin bugünlerde açıklayacağı fındık fiyatı merak konusu. Üretici birliklerinin 2001 sonrasında özerk hale getirilmesine karşılık Fiskobirlik, hükümetle geçmişte sorunlar yaşadı. Hükümetin baskısının da sonucu olarak kendi ayakları üzerinde duramadı. Üreticiye para ödemeyemedi. Sonunda TMO fındık işine sokuldu. Şimdi onunla da yürümüyor. Çünkü depolarında fındık stokları birikmiş. Üstüne bir de bu yılın 900 bin ton ile tüm zamanların en yüksek rekoltesi geliyor.

Müdahale yoksa çöküş var
Yani fındıkta büyük bir arz var. Dünya fındık üretiminin dörtte üçünü karşılayan Türkiye'deki arz fındığın fiyatı üzerinde belirleyici rol oynuyor. Arzdaki bollaşma karşısında ekonominin temel kanunu elbette çalışacak. Uluslararası piyasada fındık fiyatları düşecek. Eğer piyasa koşullarına terk edilirse fındık fiyatları yerlerde sürünür. Üç yıl önce 7 lirayı gören fındığı 1 liraya bile inmiş görebiliriz. Ama devreye hükümet girer, bir fiyat açıklar ve bu fiyatın arkasında duracak şekilde bir kamu kuruluşu eliyle, muhtemelen TMO veya yeniden Fiskobirlik'i devreye sokarak alım yaptırırsa, fiyat çöküşünü önler. Üreticinin de mağdur olmasının önüne geçer. Ancak bu durum bugünü kurtarır.

Sorun yapısal
Halbuki fındığın yapısal sorunları var.
Fındık Türkiye'nin en çok gelir sağladığı tarımsal ihraç ürünü. Son yıllarda 1.5-2 milyar dolar arasında yıllık ihracat yapılıyor. Karadeniz ve Marmara'da 13 ilde yaklaşık 8 milyon kişi fındıktan gelir elde ediyor.
Türkiye dünya fındık liderliğini elinde bulundurmasına karşılık fiyatı alıcılar oluşturuyor. Az sayıdaki küresel çikolata üreticisi, temsilcileri veya aracıları ile fındık fiyatını kontrol ediyor. Bu açıdan Türkiye neredeyse tekel olmasına karşılık, fiyat oluşturma gücünü ortaya koyamaması nedeniyle fındıktan iyi gelir sağlayamıyor. Fındık geçmişte de Karadaniz'i geçindirmedi. Geçindirmedi ki, o bölge Türkiye'nin en çok göç veren bölgelerinden biri. Bugün de geçindirmiyor ki, göç hâlâ devam ediyor. Bu bölgedeki kişi başına gelir Türkiye ortalamasının yarısına bile varmıyor.

Verim düşüyor
Neden acaba?
Yukarıda belirttik. Sorun yapısal. Uzun vadede fındıkta verim artmıyor, hatta düşüyor. Çünkü fındık ağaçları yaşlandı. Yenilenme yok. Araziler de miras yoluyla bölündükçe bölünüyor.
Yine yüzyıldır fındığın üretimi, toplanması, kurutulması ve pazarlanması hiç değişmedi. Hiç ilerlemedi. Fındığın hasadı, insan emeğiyle koçanların tek tek dallardan toplanmasıyla yapılır, sonra fındığın koçanından ayrılması aşaması gelir. Bu geçmişte harmanlamayla yapılıyordu ve bir hafta 10 gün alıyordu. 100 yılda sağlanan tek gelişme, bu işlemin şimdi patos denilen küçük makinelerle yapılması. Halbuki ABD'de üretim, özellikle hasat tekniği, ki en büyük maliyet burada oluşuyor, gelişti ve makineleşti, hatta robotlaştı. Dolayısıyla verim arttı. Dünya fındık üretiminde ABD'nin yeri yüzde 5'e geldi, böyle giderse pazar payını giderek artıracak ve zamanla Türkiye fındıktaki liderliğini kaybedebilecek.

Kaybetmesi kötü mü?
Eğer fındıkta bugünkü üretim ve hasat sistemini sürdürecekse Türkiye için, üretici için liderliğin kaybedilmesi kötü olmaz, hatta hayırlı olur. Üretici çalışıyor ama emeğinin karşılığını alamıyor. Üstelik günlüğü 25 liradan çalışan ve fındık toplayan işçiler sayesinde bu fiyat dengesi tutturulabiliy or. Kişi başına gelirin 10 bin dolar ve üzerine çıktığı bir ülkede 25 lira yövmiye (günlük) daha ne kadar sürdürülebilir?
Kaldı ki küresel ısınma ve gıda krizi yaşanırken iklimin pek değişmeyeceği ve tarıma en elverişli kalacağı bir bölgede neden temel bir ürün olmayan fındık yetiştirilsin? Türkiye'nin mısırda, ayçiçeğinde, buğdayda, pirinçte açığı var. Fındık ekilen alanlarda pekala bu ürünler yetiştirilebilir. Zaten bugünkü fındık bahçeleri geçmişteki mısır tarlalarından oluşturuldu.

DOKAP revize edilsin
Bu açıdan Tarım Bakanlığı'nın uygulamaya koyduğu havza porjesi fındığın kabuk değiştirmesiyle çakışıyor ve çok yararlı sonuçlar da doğurabilir. Doğu Kadareniz Kalkınma Projesi (DOKAP) de küresel ısınmayı ve gelecekteki gıda krizini dikkate alarak, fındık dışında alternatif ürünlere geçişi kapsayacak şekilde revize edilmeli. Fındık alanları mutlaka azaltılmalı. Yoksa fındıktaki bugünkü yapı hem üreticiye hem ekonomiye eziyet ediyor.

Sonuç
"Fındık kabuğunu doldurmaz."
Giresun Sözü