Ortaköy!.. Hâlâ köy!..

"ORTAKÖY" lafının altını çizin.. İstanbul'un göbeği.. Ama hâlâ köy.. 2008 yılında hâlâ köy..
Yahu "Bu kentin sahibi yok mu" demekten dilimizde tüy bitti..
Ortaköy'de elektrikler Pazar günü gene kesildi.. Bütün gün..
"Gene!.."
Niye?.. Çünkü Ortaköy'de elektrik kesilmesi vukuat-ı adiye.. Her hafta kesiliyor.. Tamiri de bir gün, hatta fazla sürüyor.. Durmadan kesilen elektrikte artık arıza bulunmaz mı bu devirde..
Bulunur.. Biliniyor da zaten..
Ortaköy, köyken gelmiş elektrik buraya.. Şimdi özellikle orta alt gelirli İstanbul halkının denizi görme, nefes alma yeri.. Ucuz çay bahçeleri, kafeler, restoranlar..
Yığınla işyeri.. Yığınla elektrikli alet demek.. Fırınlar, ocaklar, buz dolaplarıi klimalar.. Trafo da çekmiyor, eski ve "Ev" diye döşenmiş ince elektrik kabloları da bunca işyerinin istediği elektrik yükünü taşıyamıyor..
Kalıcı çözüm.. Trafo güçlenecek. Kablolar değişecek. Peki kim yapacak bunu?.. İstanbul'un sahibi yok ki, işin peşine düşsün..
Yazın en sıcak günüydü Pazar.. Ortaköy elektriksiz yaşadı.. Halk perişan oldu. Esnaf üç kuruş kazanacak, tatil günü, kazanamadı. Buz dolapları çalışmadığı için saklanması gereken, etler, sebzeler, tatlılar, pastalar ne oldu bilmem.. Atmaya kıyamadılarsa, yarın zehirlenmeler başlar.. Bu mudur?.. (Pazartesi saat 18.00'de elektrik hâlâ gelmemişti. Ve kesinti 48 saati buluyordu.)
İstanbul'da yaşamak bu mudur?..
Ortaköy böyle sahipsizse, kenar köyleri bir düşünün artık!..
Hem de İstanbul Belediye Başkanlığı'ndan başbakanlığa gelmiş Recep Tayyip Erdoğan ve AKP iktidarında, İstanbullunun haline bakar mısınız?.
Sahipsiz.. Çilekeş!..