kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 17 Ağustos 2008, Pazar
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
Günaydın 
YÜKSEL AYTUĞ

Kayıttan çıkmayan kahramanlar

PERŞEMBE akşamı 4 kişilik haber ekibinin bir cipin içinde kurşunlara karşı verdiği inanılmaz mücadeleyi karmakarışık duygular içinde izledim. Şaşırdım, çünkü sıkılan onlarca mermiden en az 20 tanesi araca isabet etmesine rağmen, Kanaltürk ve NTV'ye mensup 4 genç haberci kardeşimizin hayatı kurtulmuştu. Korktum, çünkü savaşın nasıl insanları "vahşi yerlilere" dönüştürdüğünü an be an gördüm. Oset milisler, taradıkları araçtan "Press, press, press" diye bağırıp, beyaz fanila sallayan habercilerin üzerine kurşun yağdırmaya devam ediyordu. Takdir ettim, çünkü bu dört aslan yürekli haberci, o anın tüm dehşetine rağmen, gazeteciliklerinden bir gram taviz vermeden "işlerini yapmaya" devam ediyorlardı. Üzerlerine kurşun yağarken, kendi yaralarını düşünmeyip, "İyi misin?" diye yanındaki arkadaşının durumunu soranlar vardı. Gözünün üstünden vurulan muhabir, ahırdan bozma hastanede, kameraya "Merak etme anne, kafamı cama sertçe vurdum, bir şeyim yok" diyordu. Bir kameraman, saldırının ardından gözüne giren cam parçasına aldırmadan, hastanede çekim yapmaya devam ediyordu. Bir başkası, Oset milislerden tekme tokat dayak yerken bile en iyi görüntüyü almanın telaşındaydı. Bir diğeri arabanın arka koltuğunda iki büklüm kelime-i şahadet getirirken bile kayıttan çıkmadı... İsimleri Güray Ervin, Levent Öztürk, Cumhur Çatkaya ve Hilmi Hacaloğlu idi... O şartlarda bile kayıttan çıkmadılar... Ve "Kahraman Haberciler" arşivinin kayıtlarına girdiler... Bu köşenin yazarı, "muhabirlikten" gelmedir. "Sahada" neler yaşandığını iyi bilir. Bir kameranın, tripotuyla, yedek aküsüyle, filtre ve objektifleriyle, "zula" bantlarıyla 30 kilo çektiğinden haberdardır. Sahadaki habercilerin her gün itle, kopukla, kurşunla, tükürükle boğuştuğunu da... İşte o nedenle "habercilik" adına bu köşede yaptığı en küçük eleştiriyi bile, o işin arkasındaki terin, emeğin, özverinin süzgecinden geçirerek, milim milim tartarak buraya aktarır. Siz de bugün televizyondaki haber bültenini izlerken, "30 saniye" olarak geçen o minicik görüntülerin ve anonsların "kıymetini" bilin...