kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 16 Ağustos 2008, Cumartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
ERGUN BABAHAN

Gerçek idealizm

Çağımız maddi değerlerin öne çıktığı, insanın değerinin sahip olduğu markalar ve zenginlikle ölçüldüğü bir çağ.
Geçmişiyle bağlarını koparmış, kültürel boşluğa düşmüş ülkelerde bu gerçek daha da öne çıkıyor.
Türkiye, Rusya ile birlikte bu konuda iyi bir örnek.
Bizdeki zenginlik Rusya ölçüsünde olmadığı için yüzlerce milyon dolarlık evler, tekneler söz konusu değil elbette.
Ancak 28 Şubat'ı izleyen dönemdeki yağma zihniyetini anımsarsanız, ülkenin bu konudaki potansiyelini daha iyi görebilirsiniz aslında.
Rol model olarak sahneye sunulan insanlar da iki uyduruk şarkı, bir saçma televizyon programı ile zengin olan cipiyle, giysisiyle kimlik bulan tipler olunca gençlik doğal olarak etkileniyor.
Oysa bu topraklarda çok farklı insanlar var.
Cumhuriyet'in ilk yıllarındaki yüceltilen "Çalıkuşu Feride" tipi, kendini işine, bir ideale adamış insanlar bunlar.
Bunlardan biri, bugün manşete taşıdığımız İbrahim Belenli.
İbrahim Bey, İzmirli.
İstanbul Üniversitesi'nde Uçak ve Uzay Bilimleri okumuş, ardından dünyanın ilk 500 üniversitesi sıralamasında ilk 10'a giren Oxford Üniversitesi'nde doktora yapmış.
Elindeki bu doktorayla dünyanın her yanında iş bulma olanağı varken, bu yolu tercih etmemiş, ülkesine geri dönmüş.
Erciyes ve Abant İzzet Baysal üniversitelerinde görev yapmış.
Şimdi yeni kurulacak olan Hakkâri Üniversitesi'nin rektörlüğüne talip.
Atanıp atanmayacağını bilemem.
O, yasalar gereği Cumhurbaşkanı'nın takdiri.
Ancak böyle bir göreve talip olması, Türkiye'nin en geri kalmış, en yoksul illerinden birini değiştirmek için öne çıkması önemli.
Bu insanlar gençlerimize model olması gerekenler.
Aslında çuvaldızı kendimize de batırmamız gerekir, çünkü İbrahim Bey ve benzeri insanlarımızı yeterince öne çıkarmıyoruz.
Ya günlük hayhuya kaptırıyoruz kendimizi ya da futbola.
Oysa gençlerin bu gerçeği de görmesi, bilim ve yurt sevgisiyle her türlü fedakârlığa hazır insanların yeni kuşakların daha iyi yetişmesi için ne gibi zorlukları göze aldığını anlatmamız lazım.
Eğer bu ülkede yüzlerce lise birincisi üniversite sınavında derece yapamıyorsa, bunda okul eksikliği kadar, zamanında yeterince idealist öğretmen yetiştiremememizin sıkıntısı da vardır bence.
Mutluluk zaten bir ideal uğruna mücadele değil midir?