kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 15 Ağustos 2008, Cuma
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
Cuma Sabah 
ATİLLA DORSAY

Artık adını koyalım: Bu tam bir yağmadır!

Evet, artık anlaşıldı. AKP iktidarı kentlere, doğaya, tarihe, kıyılarımıza ve ormanlarımıza sadece ticari gözle bakıyor. Mümkün olduğu kadar, her şeyi bir an önce satmak, paraya çevirmek, dağı taşı değerlendirmek istiyorlar. Bunun saklanacak yanı kalmadı. AKP karşıtı olmadığım ve de kentlerimizin değer kazanmasının, kent toprağının daha çok para etmesinin, sonuç olarak kentlerimizi adam edecek iyi bir şey olduğunu düşündüğüm halde, bu gidişe hoşgörüyle bakmak bence mümkün değil. Her gün bunun örnekleri ve uygulamaları medyaya yansıyor. İstanbul'da yakında bir karış yeşil alan kalmayacak. Belediyeler yol kenarlarına fidan dikerek yeşile hizmet ettiklerini savunadursunlar, asıl yeşil alanlar yağmalanıyor. Maçka Parkı tümüyle gece kulüplerine peşkeş çekildi. Dolmabahçe vadisi artık bitti, son kırıntıları yakında kapışılacak. Ne Fındıklı Parkı kaldı, ne Sarayburnu. Ataköy sahilindeki eski motel arazisi çok iyi fiyata satılmış diye nerdeyse zil takıp oynuyorlar. Yakında koskoca Ataköy-Bakırköy yöresinin denize tek açıldığı yer olan bu kocaman arazide de dev binalar yükselecek.

HAYVANAT BAHÇESİ GİTTİ
Kimse İstanbul gibi bir kentin yeşil alana, dinlenme, yürüme, spor yapma, rekreasyon alanlarına olan ihtiyacını düşünmüyor. Nerede o yıllardır sözü edilen hayvanat bahçesi? Nerede tüm uygar kentlerde olan bisiklet yolları, akvaryumlar, koşu parkurları? Olimpiyatlarda dökülürken, bunu nedeninin biraz da gençleri futbol dışındaki sporlara teşvik eden açık-kapalı mekânların yokluğu olduğu niye akla gelmiyor? Hürriyet treniyle gelen Gila Benmayor, Adapazarı'ndaki 160 dönümlük Kent Parkı'nı görmüş, köşesinde şöyle yazıyor: "Bu parkı görünce, İstanbul adına bir daha üzüldüm. İstanbullular park görmemişler." Bundan sonra da görecekleri yok, sevgili Gila. Tam tersine, o Anadolu kentlerindeki rant olayı yükseldikçe, onlar da o güzelim parklarını kaybederler, merak etme. Bir Belediye Meclisi kararına bakar! Ve ülkenin turizm ve kültürle yakından ilişkili bu değerlerine özellikle sahip çıkması gereken Kültür ve Turizm Bakanlığı, bu yağmaya önayak oluyor. 15 Mayıs'ta geçen turizm teşvik yasasının yeni değiştirilen maddelerine göre, artık tüm kıyılarımız ve ormanlarımız da aşırı yapılaşma tehdidi altında. Nitekim işte ilk facia haberlerden biri: Antalya Demre'nin dünyaca ünlü Caretta koruma alanı olan ve yıllardır yapılaşmaya kapalı sahilde, tam 12 turistik tesise birden izin verilmiş! Torunlarımıza nasıl çirkin, sağlıksız, betona boğulmuş, kendi kendisini yok etmiş bir Türkiye bırakacağımızı düşündükçe ürperiyorum. Bu kâbusları biraz da sorumlular görse ne iyi olur! Burası onların da vatanı.