kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 12 Ağustos 2008, Salı
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
Günaydın 
SİNAN AKYÜZ
Kadınlar&erkekler&ilişkiler

Bu ülkede erkeğe biçilen rol nedir?

'Evlilik saltanatı kayığı' su almaya başlayınca, kadın geleneksel kültürün kendisine sağladığı söz hakkıyla erkeği canından bezdirir. Erkeğe biçilen rol, erkeği 'biçmek' üzerine kuruludur.
40 yaşındayım. Evliyim. İki tane de kızım var. Bugüne kadar karım olacak kadından sevgi ve takdir görmedim. Tek yaptığı şey; yemek, içmek ve gezmek. Bir de yeri geldiği zaman bir yılan gibi bana dil uzatmak. Artık yorgunum. Bu ülkede erkeğe biçilen rol bu mu? (Erkan B.)

Ne yazık ki bu ülkede erkeklerin çoğu 'takım çantası!' içinde yaşamaktadır. Gerçek şu ki, kişisel ve mesleki anlamda çöküşün eşiğine gelinceye kadar erkek bir kadın tarafından nasıl boğulduğunu anlamaz. Ta ki işler kötüye gidip kadının 'evlilik saltanatı kayığı!' su almaya başlayınca, kadın geleneksel kültürün kendisine sağladığı söz hakkıyla erkeği canından bezdirir. O gün erkek şu gerçeği anlar ki, bu ülkede erkeğe biçilen rol, erkeği 'biçmek!' üzerine kuruludur. Erkeğe biçilen bu rolden dolayı da Türk erkeği 'bodur!' erkektir.

KARŞISINDA DİZ ÇÖKER
Ayrıca Türk kültüründe erkek bir gelişim çıkmazı içindedir. Bu yüzden de evlilik kurumunun her türlü avantajlı yolu kadına çıkar. 'Baba Türk!'ün hayatın zor koşullarından korkma gibi bir şansı kesinlikle olamaz. Baba Türk, hayat karşısında korkmaktansa çarpışarak ölmeyi tercih eder. Hayatın bu zorlukları karşısında göğüs göğse çarpışan Türk erkeği, akşam eve gelince de karısıyla 'cenk!' tutar. Ama 'koca!' Türk, evdeki kadınla çarpışmaktansa ondan korkmayı yeğler. Kadını karşısında diz çöker. Çünkü koca Türk bilir ki, bir kadınla girişilen savaşta erkek galip gelemez. Bugün bir dizi Türk erkeğinden erkekliğin durumunu nasıl gördüklerini ve özgürlüğün kendileri için ne anlama geldiğini yazmalarını istesem, herhalde birçoğu boğulmadan ve yorgunluktan söz eder. Çünkü onlar hakkında şu gerçeği biliyorum ki, bu hayatta birçoğu 'iç stres!'in kurbanı olmuşlardır. Evet. Bu ülkede erkeğe biçilen rol evin geçimini sağlamaktır. Evdeki kadının 'cankurtaran!'ı olmaktır. Yani diyeceğim şu ki; "Erkek bir kadının cankurtaranı olmaktan, kendi canını kurutmuş. Erkek olmanın bedelini it gibi çalışarak kadına ödemiş!"