Oyunculuğumu ya da fiziğimi eleştirin ama özelimi asla!

Doğa Rutkay, cep telefonu almadığı için sevgilisi Şahan Gökbakar'dan ayrıldığı haberlerleriyle Ayşe Özyılmazel, Saba Tümer ve Oya Germen'in 'Yok Daha Neler' isimli programında bu konunun gündeme gelmesini sert bir dille eleştirdi. "Yaşanmamış bir olayı yaşanmış gibi gündeme getirdiler" diyen Doğa Rutkay, tepkisini şöyle ifade etti: "Türkiye'de çok önemli olaylar yaşanırken herkes bizim cep telefonu yüzünden tartıştığımızı konuştu. Böyle saçma bir şeyi konuşmaları bana çok komik geliyor. Oyunculuğumu, programcılığımı, hatta fiziğimi bile eleştirebilirler ama özel hayatımla ilgili yaşanmamış şeyleri anlatamazlar! Bu olaya tabii ki çok üzüldüm."

KENDİ KENDİMİN EFENDİSİYİM
Usta tiyatrocu Rutkay Aziz'in kızı olan genç oyuncu, yeni çalışmaları ve özel hayatıyla ilgili merak edilenleri anlattı.

* Sunuculuğunu yaptığınız programlar beğeni topluyor. Sizce bu durum ekrandaki samimiyetiniz ve izleyicilerle olan iletişiminizle mi ilgili?
Ekranın samimiyetsiz ve yapmacık bir tutumu kaldıracağına inanmıyorum. Mümkün olduğunca kendim gibi olmaya çalışıyorum. Televizyonda gördükleri Doğa ile özel hayattaki Doğa aşağı yukarı aynı. Bu nedenle de başarılı olduğumu düşünüyorum. 'Herşeyi Söylemek Mümkün'ün de yükselen bir ivmeyle devam etmesini bekliyorum.

* Kendinizden emin duruşunuzla dikkat çekiyorsunuz... Mesleğe başlarken, babanız oyuncu olduğu için eleştirilmekten korktunuz mu?
Ben kendi kendimin efendisiyim. Bana uygun olmayan eleştiriler de gelse, inandığım şeylerden ödün vermiyorum. İnsanların 'Bu kız ne yapacak?' sorularını dinliyorum ama çok kafama takmıyorum. Ben bu işin okulunu okudum. Amacım zaten bu mesleği yapmaktı. Dolayısıyla babamın kızı olmak bana çok güzel şeyler katıyor.

* Usta oyuncu Rutkay Aziz'in kızı olmak size neler kazandırdı?
Çoğunlukla işime yaradı. Önemli bir soyadı taşıyorsan hayata 1-0 yenik başlamış oluyorsun. Ben bu düşünceye çok katılıyorum. Belli birinin kızı olduğunuzda beklentiler de değişmeye başlıyor. 'Babası bu kadar başarılı, kızı neler yapabilir?' diye düşünülüyor. Bu konuda çok avantajlı olduğumu düşünüyorum. Oturup konuştuğumuz zaman mesleğimizle ilgili birçok konuda birbirimize destek oluyoruz. Farklı bir baba kız ilişkimiz var. Bu nedenle de babamdan çok şey öğrendim.

ÖDÜL HAYALİM HİÇ OLMADI
* Daha önce birkaç projede babanızla yer aldınız. Yine böyle bir düşünceniz var mı?
Şu anda kesinleşmiş bir şey yok.

* Çok fazla dizi tüketen bir toplum olmamızı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Beni korkutmuyor, hatta ilgilendirmiyor. Ben tiyatro yapıp kendime orada yatırım yaptığım için böyle şeylere takılmıyorum. Bizler bu işin üzerinde çaba sarf ediyoruz. Ama yaptığım tek iş televizyon oyunculuğu olsaydı bu konuya kafa yorardım. Hayatımı kazandığım tek yer orası değil. Umarım uzun gider diye başlıyorlar, ama olmuyor. Başarılı projeler de yayından kalkabiliyor. Çok televizyon kanalı, oyuncu, yapımcı ve senarist var. Böyle olunca seçenekler de artıyor. Seçeneğin çok olması bu sektörün dönmesi açısından çok önemli. Bu işten bir sürü insan ekmek parasını kazanıyor.

* Siz de konservatuvarlı oyunculardansınız. Eğitimin oyunculuktaki başarı için payı nedir?
Eğitim ne okuyacağını bilmen açısından çok önemlidir. Ben iyi ki konservatuvar okumuşum... Ama eğitimsiz oyuncuların gayet iyi oyunculuk yapabildiklerini de gördüm. Yetenek bu işin yüzde 80'idir. Doğarken varsa var, yoksa yoktur ama konservatuvarda geçen dört yıl çok önemlidir.

* Ekranlara çıkan herkes oyunculuk yapmak istiyor. İlk projelerinden sonra da 'Hedefim ödül almak' gibi açıklamalar yapıyorlar. Bunları nasıl değerlendiriyorsunuz?
Ödül insanın hayatını biçimlendirmemeli. Yaptığın bir şeyin takdir görmesi çok önemli ama mesleğini ödül almaya şartlamak bana çok mantıklı gelmiyor. Hiçböyle bir hayalim olmadı.