kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 7 Ağustos 2008, Perşembe
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
ERDAL ŞAFAK

Kuşkucu!

Yeni Genelkurmay Başkanı Org.İlker Başbuğ, Avrupa medyasının çok ilgisini çekti. Her gün birkaç gazetede portresi yayınlanıyor, görev dönemi üstüne tahminler yürütülüyor.
Okuduğumuz tüm portrelerde Org. Başbuğ'dan "Şahin" diye söz ediliyor. Kimi "Kemalist şahin" diyor, kimi "Laikliğin korunmasında şahin", kimi ise "Cumhuriyet değerlerinin bekçiliğinde şahin." Yani Avrupalı gazeteciler Türk Silahlı Kuvvetleri konusunda en az ülkelerinin politikacıları kadar cahiller. "Cumhuriyet'in değerlerinin korunması"nın Genelkurmay Başkanı için vatan savunması kadar doğal ve zorunlu görev olduğunu hiçbiri bilmiyor.
Org. Başbuğ için birbiriyle çelişen sıfatlar da sayılıyor. Örneğin, Alman "Frankfurter Rundschau" onu "Çok sert" diye niteliyor, bir sonraki paragrafta ise "Esnek" olduğunu yazıyor!
Kervana son olarak Fransa'nın etkili gazetesi "Le Monde" katıldı. Ona göre de Org. Başbuğ, "Laikliği korumaya kararlı şahin." Gazete bir sıfat daha ekledi ve onu bazı meslektaşlarımız "AB karşıtı" diye çevirdi. Yanlış. "Le Monde"un kullandığı sözcük "Eurosceptique" . Bu, "Avrupa'ya kuşkulu yaklaşan" anlamına geliyor. Düzgün Türkçe ile, "AB'ye soğuk ya da mesafeli." Zaten gazete de haberinde bu sözcüğü onun "Türkiye'nin AB üyeliğinin heyecanlı bir destekçisi olmadığı" şeklinde açıyor.
İyi ama, AB'nin heyecanlı destekçisi mi kaldı? Alın size tatilini Dalyan'da geçiren İngiliz "The Independent" gazetesi muhabiri Yasmin Alibhai-Brown'ın izlenimleri:
"1987'den beri sabırla AB'ye girmeyi bekleyen Türkler, artık bunu istemiyor. Hiç bu kadar çok üniversiteli gencin ve yaşlı laiklik yanlısının AB'ye bu denli hararetle karşı olduklarını görmemiştim. AB'ye katılımı 2002'de halkın yüzde 70'i isterken, bu rakam 2006'da yüzde 35'e düştü. Şimdilerde tek haneli rakamlara inmiş olmalı."

Avrupalılar bile AB karşıtı
AB'den soğuma, uzaklaşma Türkiye'ye özgü bir gelişme değil. AB Komisyonu adına kamuoyu araştırmaları yapan "Eurobarometer"in son bulgularına göre, tam üyeliğine bir yıl kalan Hırvatistan'da AB destekçileri yüzde 30'un altına indi. AB Komisyonu bu sonuçlara hemen bir kulp takıyor: "Müktesebata uyum reformları arttıkça AB'ye destek azalır!"
Peki üye ülkelerde de AB karşıtlığı niye hızla tırmanıyor? Yine "Eurobarometer"in son araştırması, İngiltere'de ve Litvanya'da halkın sadece yüzde 29'unun AB'yi desteklediğini gösterdi! Fransa, Hollanda, Almanya, İtalya, Macaristan, Avusturya'da da çoğunluk AB'den soğudu. Geçen yıl AB'ye "Heyecanla" katılan Romanya ve Bulgaristan'da bile "Pişmanlar" yüzde 50'nin çok üstüne çıktı.
Gerçek şu: AB artık Avrupa halkları için değil, halklara rağmen yürütülen seçkinlerbürokratlar projesi olarak görülüyor.
Hepsini bir yana bıraktık, AB Konseyi'nde, yani devlet başkanları ve başbakanlardan oluşan AB'nin en yüksek karar organında yer alan liderler arasında bile epey "Soğuk" var. Örneğin İngiltere Başbakanı Gordon Brown, Polonya Cumhurbaşkanı Lech Kaczynski.
Ama en muhteşem örneği Çek Cumhurbaşkanı Vaclav Klaus sergiliyor. Onca baskıya rağmen, "Lizbon Anlaşması"nı, yani AB Anayasası'nı onaylamayacağını söylüyor, "Öngörüldüğü tarihte, yani 2014'te avro bölgesine katılacak mısınız?"sorusuna, "2014'te avro mu kalacak ki!" yanıtı veriyor.
Çek Cumhuriyeti yıl başında AB Dönem Başkanlığı'nı üstlenecek. Düşünün artık.
Neymiş efendim; Orgeneral Başbuğ, AB'yi pek heyecanla desteklemiyormuş! Vah, vah...