kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 5 Ağustos 2008, Salı
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
İstanbul Defterdarı Dilaver’in bir sonraki hedefi Himalaya Dağları...

Afrika'nın çatısından doktoruna kar getirdi

ESRA TÜZÜN
ESRA TÜZÜN
Kalp ameliyatından sonra yarım insan olmadığını kanıtlamak için çok çalıştı. 39 yaşında by-pass olan Şükrü Dilaver önce Ağrı Dağı'nda sonra Afrika'nın en yüksek dağında zirve yaptı. Şimdiki hedefi ise Himalayalar.....
Şükrü Dilaver'in adı pek çok kişiye tanıdık gelir... Kendisi İstanbul Defterdarı. Üç yıl önce, 39 yaşındayken by-pass oldu. "Genç ama hasta, artık yarım insan oldu" diye onun için üzülenlere inat, ameliyattan sonra masa başına bağlı kalmaktan kurtulup iddialı bir dağcı oldu. Önce Ağrı'ya tırmandı, 4 bin 300 metrede zirvenin tadını aldı ama bu ona yetmedi. Çalıştı, kendini geliştirdi, antrenmanlar yaptı ve Afrika'nın en yüksek dağı Klimanjaro'da zirve yaptı. Bu kış tam 5 bin 895 metreye bayrak dikti. Tırmanış sırasında kendisini uydudan izleyip sağlık durumunu kontrol eden doktoruna zirveden kar getirdi. 'Neden' diye merak edenler, lütfen anlattıklarını okuyun. Şükrü Dilaver, genç bir by-pass hastası olarak hastalığını ve daha sonra hayatındaki değişimlere dair soruları yanıtladı:

GENETİK ŞANSSIZLIK
* Çok genç yaşta by-pass oldunuz. Size göre bunun en önemli nedenleri neler?
Genetik yönden şanssızım. Babamı 59 yaşında kalp krizinden halamı da yine aynı yaşlarda kalp krizinden kaybettim. Benim kalp hastası olacağım belliydi. İş hayatım ve yaşadığım hayat da zemin hazırladı. Üniversite hayatımda futbol hakemliği, atletizm hakemliği yaptım. Çok aktif bir yapım vardı. Ancak iş hayatında hesapların içine girince sporu bırakmak zorunda kaldım. Çünkü spora yeterli zaman ayıramıyordum. Tabii beyin yorgunluğu ve stresli iş hayatına, oturarak çalışma ve hareketsizlik de eklenince hasta olmam içten bile değildi. Herkes bunu kabullensin; eğer yoğun bir iş temposu altındaysanız ve çalışmaktan başınızı kaldıramıyorsanız mutlaka sağlık sorunları da beraberinde gelecektir. İş hayatı ile özel yaşam dengelenmeli ama ben yapamadım.

* Hastalığınız nasıl ortaya çıktı peki?
Üç yıl önce bir akşam terleme ve mide bulantısı oldu. Sonra hemen hastaneye gittim. Tetkiklerim Kocaeli Üniversitesi'nde yapıldı. Üç damarımda yüzde n0 ile yüzde 95 darlık tespit edildi. Yapılan anjiyo sonucunda ameliyat olmam gerektiği söylendi. Şok oldum, hemen kabullenemedim! Mesleğim çok önemliydi. "Şimdi olmaz çok yoğunum" dedim. Hastalığı zaten kabullenmedim. Şaşkındım, Prof. Dr. Bingür Sönmez ve ekibi beni hemen ameliyata aldı.

GÜVENİM YERİNE GELDİ
* Ameliyat olduktan sonra dağa çıktınız. Nasıl oluştu bu fikir?
Ağustos 2007'de Ağrı Dağı'na çıktım. Kocaeli Doğa Sporları Kulübü dağ tutkunları Ağrı Dağı'na çıkacaklardı ben de onlara katılmaya karar verdim. Özellikle by-pass sonrası spor ile uğraşmak kişiye kendine güven sağlıyor. Hele ki bir spora gönül verip sonuç da başarılı olunca, kafalardaki korkular da ortadan kalkıyor. Dağa tırmanmak da benim bu duyguları yaşamama yardımcı oldu. Ameliyat sonrası hastalığın tüm izlerini ortadan kaldırarak, sağlıklı insanlar gibi dağa tırmandım; hatta birçok sağlıklı insanın cesaret edemeyeceği şekilde zirve yaptım. 2007 yılında Ağrı Dağı'na tırmandık. Doktorlardan oluşan bir ekipti. Ben de hiç sıkıntı çekmedim. Önce 3 bin 100 ardından da 4 bin 300 metrede zirve yaptık. Dağa tırmandıktan sonra beni çok arayan oldu, ameliyattan ve sonrasından korkan insanlara cesaret verdiğimi düşünüyorum. "Artık ben yarım insan oldum" düşüncesine kapılmadım. Bunu da zirve yaparak ispatladığımı düşünüyorum.