kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 4 Ağustos 2008, Pazartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC

'Ben yarım insanım' diyeni psikiyatriste gönderirim

ESRA TÜZÜN
ESRA TÜZÜN
İLİŞKİLİ HABERLER
'Ben yarım insanım' diyeni psikiyatriste gönderirim
Memorial Hastanesi Kalp Cerrahisi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Bingür Sönmez ameliyathaneden çıktı, hastalarını tuttu kollarından Ağrı Dağı'na götürdü. Kalp hastalarına yarım insan olmadıklarını kanıtlamak istiyordu. Çok eleştirildi, hastalarının sağlıklarını riske attığı söylendi. Ama hastalar bu tırmanıştan eskisinden daha sağlıklı döndü. Prof. Dr. Sönmez sorularımızı yanıtladı:

Kalp hastalarının uzun süre yüzmesi, tırmanması tehlikeli mi?
Performansa bakmak gerekli. Performansları çok iyiyse sorun olmaz. Ben onları tek tek inceliyorum. By-pass'lı bir hasta kendi yaşıtlarının yapabileceği her şeyi yapabilir. Bizim göstermeye çalıştığımız da bu.

ASLINDA KORKTUM
Rekorlar denerken siz de hastalarınızın yanında oluyorsunuz, korkmuyor musunuz?
Endişeleniyorum ama hastaya güvenmesem böyle bir iddiaya girmem. Ağrı Dağı'nda beş gece hastalarım uyudu ben uyuyamadım. Şahin yüzerken elimle onu besledim ama ben su bile içemedim. Sanki rekoru ben kırıyordum. Artık hekimler maslarında oturup hastalarıyla konuşup bir yere varamaz, bunu kanser uzmanları da ortopedistler deyapmalı. Masanın başında hastaya bir şey oturup anlatmanın devri bitti. Ortopedistler diz protezi taktıkları hastaları treking'e, gözcüler hastalarını alıp tiyatroya götürmeli. Bunu Batı dünyasında doktorlar ve hastalar yapıyor.

Bir şey olursa suçlanırım diye korkmuyor musunuz?
Mesleğimi riske attığımı biliyorum ama riske atılmadan bir şey elde etmek, bir fikri açık açık göstermek zor. "Sen by-pass oldun ama normal bir insansın" bunu göstermek lazım. Üç tane by-pass'lıyı Ağrı Dağı'na götürdüm. O organizasyonda hayatımı ortaya koydum. En ufak bir şey olsaydı çok şey kaybederdim. Çok iddialı bir çalışmaydı ama bu çalışma psikiyatristler tarafından kullanıyor. Halkla İlişkiler Fakültesi'nde bir tez konusu oldu. Meslektaşlarımızdan ufak tefek eleştiri geldi ama sonuçta kazanan hastalar oldu. O gün by-pass olan ya da daha sonra by-pass olacak olan hastalar o psikoloji ile çok rahatladılar. Prof. Dr. Sedat Özkan, "By-pass olan veya olmayan bir insanı fiziksel olarak Ağrı Dağı'na taşımak en büyük rehabilitasyon çalışmasıdır" diyor. Yoğun bakımda hastaların yüzde 80'i gözünü açar açmaz 'Ağrı Dağı'na çıkabilir miyim' diye soruyor. Yaşlı tonton teyzeler de bu gruba dahil...

NİNELER ÇIKMASIN
By-pass olan her hasta Ağrı Dağı'na çıkabilir mi?
By-pass'tan sonra hastalar, yaşıtlarının yaptığı her şeyi artık yapabilir. Ama hayatına dikkat etmesi lazım. Ben hastalarıma, "Bundan sonra da dikkatli yaşayacaksınız, sizin yaşınızda bir insana uygun olan diyeti yapacaksınız. İlaçlarını içeceksiniz, altı ayda bir kontrole gideceksiniz" diyorum. 'Ameliyat oldum biyonik oldum' diye düşünenler de var. Üç ay sonra ilacını bırakan, on yıl hiç kontrole gelmeyen hastalar var. Bunlar çok kötü örnekler.

ERKEKLER DEPRESİF
'Ben artık ameliyat oldum, yarım insan sayılırım' diye kenara çekilmek isteyen hastalarınız çok oluyor mu?
Öyle olmak isteyenler oluyor. Üç ay evinden çıkmayan ya da İstanbul dışına çıkmaktan korkan hastamız var. Bu hastaların ruh halini erken fark edersek hemen psikoterapi başlatıyoruz. Bu konuda uzman psikolog ve psikiyatristler var. Üç aylık bir yoga çalışması veriyoruz ve hatta bu programa eşleriyle birlikte gelmelerini söylüyoruz.

Kadın mı yoksa erkek hastalar mı depresyona meyilli?
Erkekler daha çok depresyona giriyor. Zaten hastaların yüzde 75'i erkek yüzde 25'i kadındır. Erkekler suçlayıcı 'karım beni hasta etti' diye düşünüyor. Ama psikoterapi gören hastalarımız düzelir.