kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 30 Temmuz 2008, Çarşamba
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
ŞELALE KADAK

Sinema endüstrisinde neler oluyor?

Türkiye'de şu anda yaklaşık 30 dan fazla film setinin olduğunu öğrendim. Bu filmlerin maliyetinin 500 bin dolar ile 3 milyon dolar arasında değiştiği söyleniyor. Filmlerden bazıları 2008 bitmeden vizyona girecek, bir kısmı da 2009'da sinema perdeleriyle buluşacak.
Her ne kadar ABD ile yarışacak gelişmişlik düzeyine ulaşmamız mümkün olamasa da Türkiye'de de artık ciddi bir sinema endüstrisinden söz etmeye başladık.
Daha düne kadar tüm Türkiye'deki sinema salonlarının sayısı 300'ü geçmiyordu. Ancak şu anda 1400 tane sinema perdesine ulaşılmış bile. Tabii bunda bir biri ardına açılan alışveriş merkezlerinin büyük etkisi var. Cep sinemaları, küçüklü büyüklü pek çok salonu bir araya getiren konseptler alışveriş merkezlerinin olmazsa olmazı oldu.
Yine düne kadar Türk filmleri kendine salon bulamazken, bir biri ardına vizyona giren başarılı yapımlarla sayesinde bir anda salonlar tarafından kapışılan fimler Türkler'e ait oldu.
MTV'yi, Nickelodeon'u, Eurosport'u ve daha bir çok yabancı kanalı Türkiye'ye getiren Multi Channel Developers'ın (MCD) Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Oflaz, Türkiye'de iyi film senaryolarının peşinden koşan isimlerin başında geliyor.

Nefes'te iddialıyız
Sohbet ettiğimiz gün, sahibi oldukları Medya Vizyon'un dağıtımını aldığı ve maddi olarak da desteklediği Nefes isimli filmin heyecanını yaşıyordu. Levent Semerci'nin çektiği film gerçek bir hikayeden yola çıkıyor. PKK'nın yaptığı baskınlardan birinin dramatik öyküsü için tam altı aydır uğraşılıyormuş. Dağlarda geçen Nefes için Oflaz, 'Erken konuşmamak lazım ama bu film çok iyi' diyor.
Oflaz'ın hayali de milyonlarca insanın izleyeceği fimlere yatırım yapmak, dağıtımını gerçekleştirmek. Fransa'yı örnek vermesi boşuna değil. Koro isimli Fransız filmi, 9 milyon izleyiciye ulaşmış. Bizim ise en iyi rakamımız 4.2 milyon ile hepinizin tahmin ettiği gibi Recep İvedik.
Nurgül Yeşilçay'ın oynadığı film Vicdan, Abdullah Oğuz'un yeni filmi Sıcak, Başka Semtin Çocukları, Mazhar Alanson ve Güven Kıraç'ın oynadıkları Kirpi, Aşk Tutulması, Cem Yılmaz'ın Arok'u, Ata Demirer'li Son Osmanlı, Süper Ajan K9, Avanak Kuzenler, Kadri'nin Götürdüğü Yere Git, önümüzdeki dönem perdelerle buluşacak fimlerden bazıları.
Türkiye'de 33 milyon sinema izleyicisi var. Yani kabaca sinema endüstrisinin 200 milyon dolarlık bir hacmi var. Kuşkusuz dünyaya bakınca bu rakam küçük görünüyor. Zaten Oflaz da, 'Biz kendimize sinema yapıyoruz. ABD tüm dünyaya yapıyor. O yüzden de istisnalar dışında bu filmleri ancak biz seyrediyoruz' diyor.
Sanırım biraz da bu yüzden, her ne kadar 'En çok sevdiğim, gönül bağımın oldu iş sinema' dese de Oflaz da televizyon yatırımlarını öne almış. MTV Türkiye'nin ve Nickelodeon'un ardından şimdi de SinemaTV'ler kuruyor ve geleceğin tematik kanallarda olduğunu vurguluyor.
Fatih Oflaz, "Yıllardır sinema ve televizyon sektörüne hizmet veriyoruz. Sinema filmlerine hem finansman sağlıyoruz hem de dağıtımlarını yapıyoruz. Elimizde ciddi bir film kütüphanemiz var. Bu bilgi birikimimizi ve film kütüphanemizi Sinema kanalları kurarak değerlendirmek istedik' diyor. Yani amaçları SinemaTV ile birlikte toplam 6 kanala sahip olmak. Oflaz'ın Sinema TV2'si Ağustos'ta, SinemaTV Aile'si ise Eylül başında yayında olacak.
Tabii tüm bunları yaparken, Fatih Oflaz'ın en hassas olduğu konu fiyat. 'Her evde olmak istiyoruz' diyor ve bu amaçla da dünyanın en hesaplı fiyatlı sinema kanallarının platformu olmayı hedeflediklerini anlatıyor.
Oflaz, bu işteki tecrübelerini ise yakında komşu ülkelerde müzik ve sinema kanalları kurarak dışarıya taşımayı amaçlıyor.