kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 27 Temmuz 2008, Pazar
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
UMUR TALU
Dipsiz Kuyu

Devlet görevlisi!

Emniyet İstihbarat Daire Başkanı, Meclis'teki ifadesinde, öyle ya da böyle, "Muhbir Abinin örselenmesinden duyduğu üzüntü ve sıkıntı"yı dile getirmiş.
Kendisi sadece Emniyet İstihbarat Daire Başkanı değildi ki; Abi teşvikiyle bomba koyduktan sonra yakalanmış, yargılanmış, cezaevine konmuş bir bombacının, dosyası Yargıtay'da bekleyip dururken serbest kaldığı, kentte suikast örgütlediği Trabzon'un o dönemki Emniyet Müdürü idi.
Asıl buna üzülmesi, asıl bundan sıkıntı duyması gerekirdi.
Duygularını tabii ki bilemem, ama asıl bundan ötürü gitmesi gerekirdi!
"Dink Cinayeti Araştırma Komisyonu" ise, asıl bunu sorgulayabilmeli, bu hesabı sorabilmeliydi.
"Veri bankası olsaydı keşke" gibi bürokratik temennilerle kifayet etmeden!
O dönem Trabzon'da görevli olup ihbarları "unutmuş" Jandarma Albay'ı ise o dönem yanında bulunan Yarbay "şimdi" suçluyor.
Yarbay emekli olmuş, zaten o Albay hakkında başka "suiistimal" ihbarları yapmış ama "şimdi" diyor ki:
"Albay hem istihbaratın gereğini yerine getirmedi, hem de suikasttan sonra bu konunun konuşulmasını yasakladı."
Mahkemede "Trabzon'da müfettişlere neden bilgi vermediniz?" diye sorulunca Emekli Yarbay'ın cevabı şöyle:
"Mahiyetinde çalıştığım komutanlık emri olmaksızın müfettişe başvurup ifade vermek istemem askeri kurallara uygun değil."
"Devlet" böyle bir şey midir:
Suikast ağının içindeki muhbiri açığa çıktı diye üzülürken, sorumlu olduğu kentten bir suikast ağı çıkmasını önleyemeyen, bundan ötürü hiç sıkılmadan çok önemli göreve gelmiş bir Emniyetçi midir?..
Bir suikastın ardından dahi konuşmayı yasaklamış, kolları yen içine saklamış, emekli olmadan (hatta olduktan sonra bile) vicdanı konuşamayan "Askeri kurallar" mıdır?
"Devlet görevi" bunun için midir!