kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 26 Temmuz 2008, Cumartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC

"Ergenekon yargı operasyonudur"

Yeni Haber
TBMM Eski Başkanı AK Parti Manisa Milletvekili Bülent Arınç, "Ergenekon, emniyetin ve daha sonrasında da bizzat savcı ve hakimlerin yürüttüğü bir yargı operasyonudur. Burada ne hükümetin, ne AK Parti'nin, ne senin ne de benim hiçbirimizin dahli yok." diye konuştu.

Giresun Milletvekili Ali Temür'ün kızının nikah töreni için Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik ile beraber Giresun'a gelen Bülent Arınç, Giresun Ticaret Odası'nda düzenlenen basın toplantısına katıldı.

Bülent Arınç, Türkiye'de zaten bu işler böyle olur. Herhangi bir suç örgütü varsa, herhangi bir suçun işlendiğini, haber almışlarsa bu konuda güvenlik güçleri gerekli çalışmayı yaparlar, ellerindeki sonuçları ve bilgileri savcılara, savcılarda hakimlere bildirir. Bazen gözaltına alınmak olur, bazen tutuklanmak olur. Ya da tutuksuz yargılanmak olur." dedi.

Bu iddianamede, içlerinde en üst rütbeye kadar emekli subayların isimlerinin sanık olarak geçmekte olduğunu, sivil kişilerin, gazeteciler ve yazarlarında bulunduğunu hatırlatan Arınç, "Bir suç örgütü ile ilgili yargı süreci başlamıştır. Bütün bunların ortaya çıkarılması iyi bir yargı sürecinden sonra hak edenlerin layık olduğu cezalara kavuşturulması bizim hukuk adına dileğimizdir. Hiçbirisi ile şahsi olarak ne kırgınlığımız, ne düşmanlığımız var. Biz diyoruz ki hukuk devleti olan Türkiye'de güçlü bir yargılama ile bütün yaptıkları iş ortaya çıksın ve herkes bu suçlamalardan bir şekilde aklanmak imkanı bulsun." şeklinde konuştu.

"TÜRKİYE, ARTIK GEÇMİŞ YILLARDA OLDUĞU GİBİ BİR TAKIM DAYATMALARIN BİR TAKIM KISITLAMALARIN OLDUĞU BİR ÜLKE DEĞİL"

AK Parti Manisa Milletvekili Bülent Arınç, Türkiye'nin artık geçmiş yıllarda bir takım dayatmaların bir takım kısıtlamaların olduğu bir ülke olmadığını söyledi.

Bülent Arınç, "Herkes düşüncesini özgürce söyleyebilmeli. Sınırları nelerdir? Suç işlenmesine tahrik etmeyecek, Cebir ve şiddet göstermeyecek. Bütün bunların dışında herkes doğru bildiği şeyi söyleyebilir ve yazabilir. AB İnsan Hakları Sözleşmesi de, AB İnsan Hakları Mahkemesi de anayasamızın temel hükümleri de bunu içeriyor. Dolayısıyla artık bu özgürlükler ve demokratikleşmelerden sonra bir insanın söylediği sözlerin suç teşkil etmeyeceğini böyle bir fiillerle bir partinin de kapatılmayacağına yürekten inanıyorum." diye konuştu.

Arınç, AK Parti'nin millet hizmetinden başka bir şey düşünmediğine, 6 yıllık iktidarı döneminde altına imzasına attığı bütün icraatlarını savunduğunu ifade etti.

Başsavcının suç kabul ettiği, hatta suç bile olmadan anayasa aykırı eylem olarak düşündüğü konuların, gazetelerde haber olarak geçmiş bazı küpürlerden ibaret olduğunu altını çizen Arınç, "Biz bu yargı sürecinde yargıya güvendiğimizi ortaya koyduk. Bir ne yaptık. Cevap sürelerini mümkün olduğunca kısalttık. Nerdeyse yarı süre içerisinde verdik. Bu yargının bizim savunmalarımız, karşı tarafından iddiaları ile meseleye en kısa sürede sonuç vereceğine inanıyoruz. İkinci olarak, biz kendimize güveniyoruz. Bize isnat edilen fiillerin hiçbirisinin anayasaya aykırılık teşkil etmediğine inanıyoruz. 2008 yılındayız. Türkiye'de anayasanın pek çok maddeleri değişti. Avrupa Birliğine(AB) uyum yasaları çıktı. AB'yle müzakere eden bir ülkeyiz. Ekim 2005'den bu yana, Türkiye AB'nin hukuk ve demokrasi standardında çok şeyler kazandı. Özgürlükler genişledi ve muhkemleştirildi." dedi.

Pazartesi günü başlayacak olan kapatma davasının karar sürecinin en kısa zamanda sonuçlanmasını, Ak Parti hakkındaki davanın reddedilmesini ve Türkiye demokrasi bir kez daha güç kazanmasını ümit ettiğini belirten Arınç, "Biz Ak Parti olarak buna inanıyor ve güveniyoruz. Biz millet yolunda dost doğru gideceğimize, millete hizmetten başka bir şey düşünmediğimizi her gün yeniden ilan ediyoruz. Bundan dolayı bir endişemiz yok. Bir tereddüdümüz yok. Herhangi bir şekilde kaygımız yok. Bu yargı sürecinin en iyi şekilde sonuçlanacağını en iyi şekilde göreceğiz." şeklinde konuştu.

"TÜRKİYE'Yİ SEVMEK 2070'LERE GÖRE POLİTİKA YAPMAKTIR"


Toplantıda Sosyal Güvenlik yasa tasarısına değinen Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, Sosyal güvenlik yasa tasarısı gündeme geldiğinde, iktidarı zora sokabilir miyiz, alaşağı edebilir miyiz diye üretilen haberler ve politikalarla yasanın kurban edilmeye çalışıldığını ama muvaffak olunamadığını belirtti.

1 Ekim'den sonra sosyal güvenlik reformunun yürürlüğe gireceğini hatırlatan Bakan Çelik, "Artık eşitsizliklerin ortadan kalktığı ve şu an 33 katrilyonlara varan açığın 2030'larda yüzde 2'lere 2050'lerde yüzde birlere düşemeyi hedef aldığını, bugünleri değil 2070'leri gören sosyal güvenlik sistemini kurduk. Biz parti olarak kendimizi düşünseydik, bize ne 2070'den, bize ne diğer yıllardan, bugüne bak, bugünün sorunu çöz, oy alamaya bak, gününü gün et, seçimi kurtar gözü ile bakacak olsaydık, biz de emeklilik yaşını 35-40 yapardık. Hey millet yaşayın bu baharı yaşayın derdik. Pekala diğer baharlar ve yazlar ne olacak, çocuklar ne olacak. Türkiye'yi sevmek 2070'lere göre politika yapmaktır. Türkiye'yi sevmek ve bu ülkeye gönül vermek Türkiye'nin geleceğini kurtarmaktır. Yoksa günü birlik seçim için atılan adımlar ve atraksiyonlar bu millete pahalıya patlamıştır. Bu millette onları cezalandırmıştır. Biz doğru şeyler yapıyoruz ve doğru şeyler de yapmaya devam edeceğiz." diye konuştu.

Yapılan konuşmalardan sonra Bakan Çelik ve Bülent Arınç'a bir sepet fındık hediye edildi.