kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 26 Temmuz 2008, Cumartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
ERGUN BABAHAN

İDDİAname

Türkiye'yi önce Başsavcı'nın AK Parti'ye karşı açtığı kapatma davası iddianamesi sarstı.
Ardından Ergenekon operasyonu başladı ve ardı ardına insanlar gözaltına alınıp tutuklandı.
Bu operasyon, kapatma davasından daha büyük bir kıyamet kopardı.
Operasyonu küçümseyenler, alay edenler Agartha, magartha diye manşet atanlar oldu.
Türkiye'nin yakın tarihi görmezden gelindi.
9 Mart cuntaları, bu cuntalara çanak tutmuş insanların burada da gündemde olması hiçe sayıldı.
O dönem kimi gençlerin sağa sola bomba attırılarak nasıl kullanıldığı, dönemin tanıklarının ifadesiyle öğrenildi.
Anlaşılan, o dönemin bir numaralı sorumluları geçmişten hala ders almamış olmalı ki, benzer çabalarını sürdürmüş.
Ama bunlar görmezden gelindi.
Bu ülkede seçimle işbaşına gelmiş iktidarların, bir grup bürokrat, işadamı ve bir kısım medya işbirliğiyle kanlı veya kansız tasfiye edilmiş olduğu unutuldu.
Kahramanmaraş, Çorum katliamları, 1 Mayıs kıyımı, Ecevit'e düzenlenen suikast girişimleri, bu ülkenin aydınlık insanlarının faili meçhul cinayetlere kurban gitmiş olması gerçeği gündeme getirilmedi.
Kimi Ergenekon'un avukatlığına savundu, kimi gizli tanıkları küçümsedi.
Şimdi iddianame ortaya çıktı ve söz yargıya düştü.
Savcı, ortada bir örgüt olduğunu ve bu örgütün kanlı eylemler peşinde olduğunu iddia ediyor.
Suikastlar, kanlı eylemler düzenleyerek sivil yönetim altında yaşamı şüphe altına sokmaya çalıştıkları iddiası var.
Bu ciddi bir suçlama.
12 Eylül sonrası kimi darbecilerin "koşulların olgunlaşmasını" beklediği ortaya çıkmıştı.
Medya, askeri bir müdahaleyi mümkün kılacak yayınlar yapmış, halk bir "kurtarıcı" bekler duruma gelmişti.
Aynı koşulları yaratmak, halkı bir kurtarıcı bekler hale sokmak çabası içinde olan bir grup insanın varlığından söz ediliyor.
Türkiye, yıllarını, insanlarını, kendilerini tek kurtarıcı, kendi dışındaki herkesi hain, satılmış gören kişilerin kirli emellerinin bedelini ödeyerek geçirdi.
Bu bir dönüm noktası.
Eğer bu tip örgütlenme hevesi içinde olan insanlara bunun bir bedeli olduğu gösterilebilirse Türkiye çağdaş, demokratik bir ülke olma yolunda ciddi bir adım atmış olacaktır.