kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 26 Temmuz 2008, Cumartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
Ahmet Yıldız'ı herkes bu fotoğrafıyla hatırlıyor.

Onu bu kadar çok severken nasıl öldürürler?

Cinsel kimliklerini 'gizli' yaşamayı tercih eden Yaşar ile Yusuf, Ahmet'in yakın arkadaşları. İkisi de 32 yaşında ve bakış açılarını Yusuf şöyle özetliyor: "Ben şimdiye kadar nefes aldığımı, yürüdüğümü söyleme gereği duymadım, gay olduğumu niye söyleyeyim, bu da onlar kadar doğal bir şey." Yusuf ailesine cinsel kimliğini açıklamış ama Yaşar bir-iki yakın arkadaşı dışında kimseye bunu anlatmamış: "Bu bizim özelimiz, kimsenin bilmesine gerek yok. Görünüşte sokaktaki insandan farkımız yok, ama odamıza girip kapımızı kapattığımız zaman yaşadıklarımız, tenine dokunduğumuz zaman etkilendiğimiz kişi sadece bizi bağlar. Davranış biçimimden dolayı kimse bana gaysin diyemiyor. Bunu söylemek beni özgürleştirmeyecek. İyi bir ailem, iyi bir işim, iyi arkadaşlarım var. Bunları neden kaybedeyim ve 60 yaşına gelmiş iki insanı neden kırayım." Yaşar ile Yusuf, Ahmet'i 2001'de internetteki bir chat grubunda tanımış, onları tanıştıran da Ahmet olmuş. İkisi de Ahmet'le hiçbir zaman sevgili olmamış ve o zamanlar 19 yaşında olan Ahmet'i hep kardeş olarak görmüşler: "Düşünmüyordu, içinden geldiği gibi konuşuyordu, rahattı." Bir süre 'Ayılar' olarak bilinen grubun içinde olmuşlar ama daha sonra bu grubun aktivist olmadığını, daha çok cinsel ve sosyal bir ağ gibi kullanıldığını düşünerek ayrılmışlar. Ahmet'le tanıştıkları dönemde onun gay kimliğini sindirdiğini ve sağlıklı biri olarak yaşadığını anlatıyorlar, ancak bir dönem dini inançları nedeniyle çelişkiye düştüğünü de ekliyorlar. "Bunun günah olduğunu düşünüyordu, içindeki eşcinsel duyguyu kendini dine vererek yok edeceğini düşünmüştü." İkisi de ağabeylik yaptıkları Ahmet'e ders çalışmasını, okulunu bitirmesini ve toplumda önemli mevkilere gelmenin önemini anlatmış uzun uzun: "Bizim için önemli olan yaşlılık. Gençken çok şey yaşayabilirsiniz ama yaşlandığınızda eski gücünüzden bir şey kalmıyor. Bunları Ahmet'e öğrettik, o yüzden çok iyi bir öğrenci ve öğretmen oldu."

İNANMAK İSTEMİYORUZ
Görüşmemizde Yaşar ile Yusuf, son bir yıl içinde Ahmet'ten uzaklaştıklarını, bunun nedeninin de onun son bir yıl içinde girdiği sosyal çevre olduğunu anlatıyorlar. Anlaşıldığı kadarıyla gay kimliğini açık yaşamak isteyen Ahmet'le, daha gizli kapaklı bir yaşamı tercih eden ikili arasında bu konuda bir fikir birliği oluşmamış: "Ahmet'in görüştüğü insanlar bizim görüşmek istediğimiz insanlar değildi. Biz Ahmet'e biraz katı geldik ve bu yüzden onu ihmal ettik." İkisi de Ahmet'in Adana'da yaşayan Şanlıurfalı ailesinin evine defalarca gidip misafir olacak kadar yakın olmasına rağmen Ahmet'in aldığı radikal kararlar onları biraz uzaklaştırmış, ta ki ölümünden birkaç ay önceye kadar. Ahmet'in ailesinden tehditler aldığını biliyor olmalarına rağmen, kimbilir belki de elinden yemek yedikleri bir annenin, oğlunu bu kadar çok seven bir babanın böyle bir kararı alabileceğine ikisi de inanmıyor, inanmak istemiyor. Yıldız ailesinin önce 'yapma, etme' şeklindeki telkinlerinin, daha sonra aleni tehdide dönüştüğünü bilmelerine rağmen, "Onların Ahmet'i öldürtebileceğine inanmak istemiyoruz," demekten de kendilerini alamıyorlar. Ancak Yaşar ile Yusuf'un bu izleniminin önemli bir nedeni de Yıldız ailesinin üçünün de cinsel kimliğini bilmemesi. Ahmet'in babasının işleri bozulunca özel ders vermeye başladığını, hatta para biriktirerek kardeşine de gönderdiğini anlatıyorlar. Ahmet'in yeni girdiği çevreden aldığı güçle ailesine açıldığını ve buna pişman olduğunu, iletişimlerinin de bu dönemde yeniden başladığını anlatırken, biraz da kendi pişmanlıklarını sergiliyorlar: "Ailesinin tehdit ettiğini söylüyordu ama çok ciddiye de almıyordu, yoksa okula gitmezdi, pastaneye rahatça girip çıkmazdı, Taksim'e gitmezdi. Ama bize söyleseydi, biz onu korurduk."