kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 26 Temmuz 2008, Cumartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
Cumartesi SABAH 
REFİK DURBAŞ

Hırçınlığın keyfini yazdı

"Yetişme koşullarım belki beni roman eleştirisine itti," demişti 30 Eylül 1977 tarihli Yeni Yüzyıl gazetesinde yaptığım konuşmada ve devam etmişti: "Ben iktisat öğrenimi gördüm. Türkiye'nin ekonomik, sosyal, politik yapısı üzerinde uzun yıllar çalıştım. Bu konuda kitaplar yazdım. İşte bütün bunlar, romana yaklaşmamda yardımcı oldular." Eleştiriyi, özellikle roman eleştirisini "Zorluktan öte, felaket bir şey," olarak tanımlayan Fethi Naci artık aramızda değil. Böyle dese de kılı kırk yaran bir eleştirmen olduğu kadar edebiyata sıcak bir sevgiyle yaklaştı, yapıtlardan aldığı tadı okurlarına da cömertçe duyurmayı başardı.

ÖZÜ SÖZÜ BİRDİ
Nurullah Ataç'ın temsil ettiği 'öznel' eleştiri yerine bilimsel eleştiriyi yerleştirdi. Eleştirmene güven, eleştiriye itibar kazandırdı. Çalışkanlığın timsaliydi. 81 yıla sığdırdığı yaşamında eleştiri kitapları yanında denemeler, incelemeler, gezi yazıları, günlükler yazdı. Ant dergisinin kurucuları arasında yer aldı. Kurduğu Gerçek Yayınevi şemsiyesi altında 100 Soruda dizisiyle edebiyattan folklora, siyasetten ekonomik ve sosyal konulara, ufuk açıcı sorularla okurların bilgi birikimine katkıda bulundu. Bir dönem Türkiye İşçi Partisi'nin eğitim çalışmalarını yöneterek genç kuşaklara rehber oldu. Edebiyatın siyasaset ile politika ile ekonomi ile bağlantılarını, ilişkileri göz ardı etmedi. Eleştirilerinde zekânın yanı sıra Türkçeye de özen gösterdi. Yazdıklarında da konuşmalarında da inandıklarından ödün vermedi. Özü de sözü de birdi. Doğru bildiğini söylemekten ve yazmaktan çekinmedi. Yaşar Kemal'in Romancılığı, Sait Faik'in Hikayeciliği, Reşat Nuri Romancılığı kitaplarıyla bu üç yazarımızı yeniden değerlendirdi. Yalnız bunlar mı? Yüz Türk Romanı edebiyat ile ilgilenen herkesin her zaman başvuracağı bir kaynak çalışma... Ahmet Mithat'tan Kaan Aslanoğlu'na Türk romanının iki yüzyılını irdeleyen bu çalışması 1971'de 10 romancıyı kapsıyordu, 1997'de roman sayısı 50'ye, daha sonra da 100'e ulaşacaktı. Bu da Fethi Naci'nin çalışkanlığının bir başka göstergesi... Eleştiride Kırk Yıl kitabında yaşamından kesitler sundu, yine edebiyatı göz ardı etmeden... Atatürk'ün Temel Görüşleri kitabıyla Mustafa Kemal'i bilimsel açıdan yeniden değerlendirdi. Bütün bunların yanında 'keyif' insanıydı. Dünya zevklerinden tat almayı bilir; yaşadıklarını çevresiyle paylaşırdı. Çiçek Pasajı'nda cuma günleri yapılan 'Akademi' toplantılarının belirgin bir kuralı, kadınların alınmamasıydı. Ama bu kuralın tek istisnası Fethi Naci'nin eşi sevgili Lale'ydi. Edip Cansever, Turgut Uyar, Melih Cevdet Anday gibi sevdikleri ondan önce gittiler. Şimdi benim gibi 40 yıllık dostlarından 'Recisör Necati', Aydın Boysan, Cevat Çapan olmak üzere 'Akademi' grubu onu çok özleyecekler; özellikle de kadim arkadaşı, dostu ressam 'Balıkçı Nuri'... Yazılarının hırçınlığına karşın zekâsı ve hayattan keyif alan tavrıyla çevresinde bir dostluk çemberi oluşmuştu. Bundan da sonra hem okurlarının hem dostlarının gönlünde yaşamasını sürdürecek.