kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 25 Temmuz 2008, Cuma
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
ERGUN BABAHAN

Asker ve siyaset

Türkiye'nin yakın tarihi askerin siyasete müdahale örnekleriyle doludur.
Askerin emir-komuta zincirinin bozulması sonucu gerçekleşen 27 Mayıs'tan önce de, asker ülkede siyasetin etkin bir oyuncusuydu.
27 Mayıs'tan sonra gerekli önlemler alındı ve müdahaleler emir-komuta zinciri içinde gerçekleşti.
Ancak askerin siyasete müdahalesi sadece yönetime doğrudan el koymak, hükümetleri değiştirmek şeklinde gerçekleşmedi.
Avrupa Birliği reformlarından Kıbrıs siyasetine kadar birçok konuda aktif oyuncu konumuna dönüştü.
Pek çok zaman Meclis'in işi olan konularda duyurular yayınladı, generaller sözlü açıklamalar yaptı.
Türkiye'nin Avrupa Birliği yolunda gerçekleştirdiği reformlar bile bu gerçeği değiştirmedi.
Değişen dünya gerçeğinin en büyük etkisi, askerin açık müdahale örneklerinin azalması şeklinde tezahür etti.
Ancak Silahlı Kuvvetler içindeki kimi unsurların bununla tatmin olmadığı, politikayı bizzat belirleme, hükümeti değiştirme, Kıbrıs'ta siyaset belirleme arayışı içine girdiği iddiaları var.
Aktüel'in son sayısında bu çabaya kimi eski etkin siyasilerin, işadamlarının ve kimi medya unsurlarının da katıldığı, destek verdiği veya en azından sessizce izlemeyi tercih ettiği anlaşılıyor.
Bu gerçeği dile getirmek Silahlı Kuvvetleri karalamak değildir.
Bu hukukun üstünlüğüne saygı duymak, demokrasi dışı yollara başvuranların önünü kesmek ve Silahlı Kuvvetleri asli işinde daha güçlü hale getirmektir.
Bu ülkede yaşayan hiç kimse Silahlı Kuvvetleri'nin karşısında olamaz, olmamalıdır.
Çünkü dünyada güçlü bir ordusu olmadan ayakta kalabilen, çıkarlarını koruyabilen bir ülke yoktur.
Ordunun güçlü olması ise siyasetten uzak kalması ile mümkündür.
Türkiye, Suriye'nin PKK politikasını ve Öcalan'a sahip çıkma çizgisini ordusunun gücü sayesinde değiştirtmiştir ve bugün bu ülkeyle dostane bir ilişki içindedir.
Aynı şekilde Kuzey Irak'taki terör üslerine yönelik harekat da ordunun gücü ve manevra kabiliyetinin yüksekliği sayesinde gerçekleştirilmiştir.
O yüzden ordunun asli görevinden saptırılmasına karşı çıkanlar bu ülkeye ve Silahlı Kuvvetleri'ne kötülük değil, iyilik yapmaktadır.
Askerin siyasete müdahalesinin yanlış sonuçları ve ağır bedelleri son 100 yılda yeterince ödenmiştir.
Türkiye artık hukukun üstünlüğü ilkesi içinde, laik, demokratik cumhuriyeti yaşatmak ve ekonomik kalkınmasını sürdürmekten başka bir kaygı taşımamalıdır.
Tüm mücadelemiz bunun içindir, bundan böyle de bunun için olacaktır.