kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 22 Temmuz 2008, Salı
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
ERDAL ŞAFAK

Küreselleşmenin kader haftası

Küreselleşme karşıtlarının iki can düşmanından biri olan Dünya Ticaret Örgütü'nün (Diğeri G8) 152 üyesinden 35'inin ticaret ve/veya dış ticaret bakanları dün Cenevre'de bir araya geldi.
Dünya ticaretinin yüzde 95'ini gerçekleştiren bu 35 ülkenin (Elbette Türkiye de yer alıyor) temsilcileri hafta sonuna kadar sürecek toplantılarla ve ikili görüşmelerle "Doha Turu" diye bilinen 7 yıllık küresel pazarlığı sonuçlandırmaya çalışacaklar.
İlk zirvesi 2001 Kasım'ında Katar'ın başkentinde yapıldığı için "Doha Turu" adı verilen bu pazarlık, gümrük duvarlarının indirilmesini, sübvansiyonların azaltılmasını, "Herkesin paylaşacağı zenginlik havuzu oluşturulmasını" öngörüyor. Böylece yıllık dünya ticaret hacminin ilk aşamada en az 100 milyar dolar artacağı hesaplanıyor.
Doha'dan sonra Cancun (Meksika) ve HongKong'taki zirvelere ve 7 yıl boyunca bakanlar düzeyindeki birçok toplantıya rağmen görüşmeler çıkmazdan kurtarılamadı. Çünkü;
- Zengin ülkeler (ABD, AB üyeleri, Japonya) gelişmekte olan ülkelerden gümrük duvarlarını indirmesini, sanayi, hizmet ve ileri teknoloji ürünlerine pazarlarını açmalarını istiyorlar. Ama kendi tarım sektörlerindeki sübvansiyonları kaldırmaya yanaşmıyorlar.
- Gelişmekte olan ülkeler, zenginlerden tarım sübvansiyonlarını kaldırmalarını istiyorlar ama kendi sanayilerini kollamak için sanayi ve ileri teknoloji ürünleri ithalatında gümrükleri indirmeyi reddediyorlar.
Bu karşılıklı kilitlenmeye son zamanlarda başka "Olumsuz" faktörler de eklendi: Ekonomik kriz ve ayak sesleri hızla yaklaşan küresel ekonomik durgunluk nedeniyle himayeci eğilimlerin güçlenmesi
gibi. Serbest ticaretin şampiyonları ABD, AB üyelerindeki yönetimlerin bu eğilim ve dipten gelen baskılar nedeniyle "Küreselleşme" ilkesiyle bağdaşmayacak politikalara yönelmeleri gibi.

DTÖ'de Türkiye'nin tutumu
Alın birkaç örnek: ABD'nin yeni başkan adaylarının ikisi de (Barack Obama ve John McCain) daha korumacı politikalar izleyeceklerini taahhüt ettiler. Sınırsız ticaretin teorisyenleri Paul Samuelson ve Larry Summers gibi iktisatçılar hafiften hafiften küreselleşmenin "İstihdam katili" olduğunu söylemeye başladılar. İrlanda'nın Lizbon Anlaşması'nı (AB Anayasası) reddetmesinde bir numaralı nedenin et ve süt üreticilerinin korkuları (Sübvansiyonların azaltılması, gümrük oranlarının indirilmesi sonucu ucuz ithal ürünleriyle rekabet edememeleri ve iflas bayrağını çekmeleri) olduğu ortaya çıkınca, Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, AB Komisyonu'nun ticaretten sorumlu üyesi Peter Mandelson'u azarladı: "Avrupa tarımının küresel liberalizm tapınağının sunağında kurban edilmesine izin vermeyeceğim."
Türkiye'ye gelince; Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) labirentinde bugüne kadar yolunu pek kaybetmedi. İki pusula sayesinde:
- Ekonomik performansı ve övgüyle karşılanan dış ticaret politikalarıyla (Tarım ürünleri hariç) DTÖ tarafından "Başarılı öğrenciler" arasında gösterilmesi. (Örgütün 2007 Türkiye raporunu okuyun; "Vay canına, biz neymişiz" duygusuna kapılacaksınız.)
- DTÖ'deki pazarlıklarda, değişik gruplarla işbirliği yapma, farklı ittifaklara girme becerisi. DTÖ bünyesinde 19 cephe veya çıkar birliği var, Türkiye, AB'den, Hindistan, Çin ve Brezilya'nın başı çektiği Güney Grubu'na kadar giden bu blokların pekçoğuyla pazarlık konusuna göre güçbirliği yapabiliyor.
Peki, Cenevre pazarlığının başarı şansı ne? DTÖ Başkanı Pascal Lamy "Yüzde 50" diyor ama katılımcıların çoğu karamsar. Gerçekten de her şey pamuk ipliğine bağlı. Örneğin bugün Hindistan Parlamentosu'nda yapılacak güven oylamasında hükümetin düşmesi bile görüşmeleri kilitlemeye yetecek. Zira Hindistan, DTÖ'nün baş aktörlerinden biri.
Bir soru daha: Müzakereler başarısızlıkla sonuçlanırsa, dondurulursa veya belirsiz tarihe ertelenirse ne olacak? Yanıt: Himayeciliğe dönüş, ticaret savaşlarının hortlaması ve küresel istikrarsızlık. Bu da "Küreselleşme sürecine ağır darbe" anlamına gelecek.
Öyle bir sonuç bekledikleri için olsa gerek; protesto eylemlerine alışık DTÖ'nün Cenevre'de, Lozan Sokağı No. 154'teki merkezinin önünde dün tek küreselleşme karşıtı gösterici bile yoktu.