kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 21 Temmuz 2008, Pazartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC

Mini etekli alma pilav yapanı al!

Yeni Haber
Sertab Erener ve Emre Aydın'la turneye çıkan Beyaz'a; Diyarbakırlı amcadan evlilik öğüdü: Mini etekli alma; buradan al, pilav da yapar!..

Binlerce genci Türkiye'nin en sevilen isimleriyle buluşturan 'Fanta Gençlik Festivali'nin bu yılki performansçıları; Sertab Erener, Emre Aydın ve her yıl olduğu gibi ünlü şovmen Beyazıt Öztürk.

Üçlüyle, turnenin Diyarbakır ayağında bir araya geldik ve hem Diyarbakırlılar'ı nasıl coşturduklarına, hem de kulis arkalarına tanık olduk. Beyazıt Öztürk her zaman olduğu gibi daha ilk kelimesiyle topluluğu avucuna almayı başarıyor.

GENÇ KIZLAR ÇIĞLIK ÇIĞLIĞA

Adını duyar duymaz, genç kızların çığlık çığlığa bağırdığı Emre Aydın'ı anons ettikten sonra kulise geçiyor ve tekrar sahneye çıkıncaya kadar sadece tavla oynuyor. Emre Aydın Anadolu'da bir fenomen olmuş, haberimiz yokmuş! Her şarkısı binlerce genç tarafından bir ağızdan söyleniyor. Genç kızlar 'Emre Emre' diye kendinden geçiyor, yakışıklı popçu bulundukları tarafa bir adım atsın diye kendilerini paralıyor...

Emre Aydın'ın arkasından sahneyi Türk popunun en güçlü seslerinden Sertab Erener alıyor. Bu sefer Dicle Üniversitesi'nin içindeki stat, Erener şarkılarıyla inliyor. Başarılı şarkıcı gençlerin performansından o kadar etkileniyor ki, kolundaki tüm bilezikleri dinleyicisine dağıtıyor.

Sahnede bunlar olurken, kuliste Emre Aydın grup arkadaşlarıyla bir kenarda toplanıp sohbet ediyor, Beyaz ise hiç aralıksız tavlasına devam ediyor. Gecenin sonunda ise üçlü hep birlikte sahneye çıkıp, Diyarbakırlılar'a muhteşem geçen konsere katkılarından dolayı teşekkür ediyor.

* Sanatçılar hep 'Anadolu farklıdır' der, hep Anadolu'ya gitmek ister. Sizce Anadolu'nun farkı ne?

SERTAB ERENER: Dinleyici farkı var. Çünkü sonuçta İstanbul doymuş bir şehir. Takla atsan ancak ilgi çekiyorsun. Ama burası öyle değil. Konsere öyle bir dolu, özlemle geliyorlar ki, buralarda İstanbul'dakinin beş katı reaksiyon alıyorsunuz.

EMRE AYDIN: Burada eğlenmek için geliyorlar, İstanbul'da ise sınamak için. Bu da normal aslında çünkü İstanbul'da dışarıya çıktıklarında dinleyebilecekleri en az beş insan var.

BEYAZ: Emre bu sınamak lafını güzel anlamda söylüyor, yanlış anlaşılmasın. Ayrıca keşke her taraf İstanbul gibi olsa.

* Sizleri özlemle bekleyen seyircinin karşısına çıkmak da ayrı bir keyiftir herhalde...

S.E.: Çok güzel, deli misin, süper!

B.Ö.: İstanbul'dan çıkıp da buralara geldiğiniz zaman çok güzel tokatlar yiyorsunuz bir kere. Çok güzel insanlarla tanışıyorsunuz. Bugün burada bir amca bana 'Beyazıt artık evlen ya!' dedi. 'Ama öyle mini etekli olmasın' diye de ekledi.

'Nasıl olsun amca?' dedim, 'Buradan bizimkilerden olsun, senin gelen gidenin çoktur, pilav da yapar' dedi. Yani kafasında iki tip kadın imajı var; mini etekli ve pilav yapan. Benim evlenmemi de kafasına dert etmiş, gelip bana bunu söylüyor. Bu gibi şeyler yaşıyorsunuz buralarda. Ülkenin bu tarafına da gelmek, görmek lazım. Gelmiyorsan, İstanbul'da oturup da buralarla ilgili konuşmayacaksın.

GÜNAYDIN