kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 20 Temmuz 2008, Pazar
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
SOLİ ÖZEL

İyimserlik

Başbakan Erdoğan'ın Bağdat ziyaretinden beri neredeyse başdöndürücü bir hızla dış politika bağlantılı gelişmeler yaşandı. Hem Ankara'daki diplomatik trafik, bu bağlamda dün Yasemin Çongar'ın aktardığı NATO'nun bazı üyelerinin ulusal güvenlik danışmanları arasındaki toplantı, hem de enerji konusunda yapılan açılımlar Türkiye'nin önümüzdeki dönemde bölgesinde gerçekleşecek gelişmelerin merkezinde yer alacağını teyid etti.
Gene geçen hafta içinde tarihinde ilk kez Dışişleri Bakanlığının tüm büyükelçileri bir araya getirerek gerçekleştirdiği beyin fırtınasını da bu arada anmak gerek. Dünyadaki tüm ülkeler gibi Türkiye de 2009 Ocak ayından itibaren yönetimi devralacak yeni ABD başkanının politikalarını çözümlemek istiyor. Bush yönetiminin dünya siyasetinde yarattığı büyük tahribat ve son dönemindeki etkisizliğinin yeni başdöneminde sürmeyeceği aşikar. Kim başkan olursa olsun durum böyle.

Tecrit politikasına prim yok
Türkiye'nin profilindeki yükselme bir ölçüde ABD'nin Irak'taki başsızlığıyla ve Ortadoğu politikasının biçareliğiyle ortaya çıkan boşlukta doğru politikaları uygulamasından kaynaklanıyor.
Özellikle Suriye ve İran'a yönelik ABD tarafından arzulanan tecrit politikasına prim vermeyerek Ankara kendisine önemli bir manevra alanı yaratmış. Bu bakımdan başından beri bu politikaları ısrarla savunan hükümetin başarısını teslim etmek gerekir . Sonuçta bölgedeki tüm ülkelerin güvenini kazanmış aktör olarak Türkiye farklı sorunların çözümünde belirleyici katkılar yapabilecek bir konuma geldi. Suriyeİsrail arasındaki arabuluculuk, Lübnan krizindeki yapıcı rol, İran yönetimiyle ABD ile varolan yakın ilişkilere halel getirmeden yakın ilişki kurabilmek Türkiye'nin diplomatik ağırlığını arttırdı. Akdeniz Birliği projesinin Türkiye olmadan anlamsızlaşacağının anlaşılması da başta Fransa olmak üzere AB'nin Türkiye'ye stratejik bakışını da kuşkusuz etkiledi.
Irak'taki Kürt yönetimiyle ABD'nin PKK'ya yönelik desteğinin etkisiyle kurulmakta olan ilişkiler de aslında Türkiye'nin elini ferahlatan cinstendi. Bugüne dek iç güvenlik kaygılarına rehin edilen bu ilişkiler, takıntıların terk edilmesiyle Türkiye bakımından hem siyasi hem de ekonomik açılardan getirisi yüksek bir siyasetin temelini oluşturmaya başladı.

Yapıcı diplomatik önermeler
Bu bağlamda İsrail ile yapılan enerji anlaşmasının da öneminin altını çizmek gerek. İmzalanan anlaşmayla enerji hatlarının geçiş yolu olma konusunda Türkiye önemli bir adım attı. Bunun da ötesinde yapılan anlaşma ve gaz boru hattının Hindistan'a kadar uzanacak olması Türkiyeİsrail ilişkisinin ne kadar köklü bir stratejik işbirliği haline geldiğini de gösterdi.
Bölgedeki gelişmeleri doğru değerlendiren, takıntılarından kurtulan ve yapıcı diplomatik ve siyasi önermelerle olaylara yön verme becerisine kavuşmuş bir Türkiye ister istemez müttefiklerinin ve hasımlarının dikkat etmeleri gereken bir Türkiyedir de. Atlantik İttifakı bölgede çok boyutlu şekilde varlığını hissettiren bir Türkiye'nin tercih ve önerilerini dikkate almamazlık edemeyecektir.
Her zaman olduğu gibi bu iyimser tabloyu bozan dinamik Türkiye'nin içinde. Kapatma davasının istikrarsızlığı davet etmesi, rejimin temel nitelikleri konusunda süregiden kavga uluslararası sistemde elde edilebilecek etkili konumun önünde en büyük engeli teşkil ediyor. Türkiye bu kilitlenmeyi dışarının zorlamasıyla değil kendi dinamikleriyle aşarsa bugün potansiyel olarak gözüken noktalara gerçekten de erişebilecektir.

İzninizle bir süreliğine tatile çıkacağım.