kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 16 Temmuz 2008, Çarşamba
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
MUHARREM SARIKAYA

Agartha'nın büyük sırrı

Bir grup MHP milletvekili Meclis'in muhalefet kulisine açılan bahçesinde sohbet ediyor.
Konu önceki gün mahkemeye sunulan Ergenekon iddianamesi...
İddianameyle ilgili olarak birçok yorumda bulunuyorlar.
Ancak hepsi bir noktaya gelip takılıyor.
O da iddianamede yer alan "Ergenekon örgütlenmesinin 600 yıllık bir geçmişe sahip olduğu ve Agartha'ya kadar dayandığına" ilişkin görüş...
İçlerinden biri dahi Agartha'nın ne olduğu konusunda bilgi sahibi değil.
Gerekçeleri de açık:
"Demek ki Türk destanı değil. Olsaydı biz bilirdik..."
Sadece onlar mı; iktidar kulisinde oturan ve geçmişte MHP kadroları içinde yer almış AK Partili milletvekilleri de Agartha'yı soruyor.
İçlerinden biri dahi Atlantis ve Mu'nun okyanusa gömülmesi ile birlikte bu kıtalarda yaşayanların kaçıp sığındığı AltayPamir ve Himalaya dağlarının altında kurulmuş iki yeraltı ülkesinden biri olduğunu bilmiyor.
Bugün Kapadokya bölgesindeki yeraltı şehirlerine benzer şekilde Agartha ve Şamballah kentlerinin Himalayalar'ın altında kurulduğu konusunda bilgileri yok.
Hatta bu iki kayıp şehirde hayatın sürdüğüne; çeşitli ülkelere dağılan üstün zekalı insanların da bu kentlerden geldiğine, Ergenekon'un da devamı olduğuna ilişkin efsane hakkında da bilgi sahibi değiller.

Çember büyütüldü
Böyle olmakla birlikte Ergenekon soruşturması konusunda hepsinin bir fikri var.
Muhalefet kulisindeki yoruma göre, "Çete ve mafyaya karşı yürütülen soruşturma AK Parti'nin amacına uygun geliştirilmeye çalışılınca" içinden çıkılmaz hal aldı.
İlginç olan MHP ve CHP'de hakim olan bu görüşün iktidar kulisinde de destek bulması.
Buna göre, başta İstanbul ve Eskişehir olmak üzere birçok yerde makineli tüfek, tabanca, bomba ve bunların mühimmatı ele geçirildi.
İçinde asker kökenlilerin de olduğu "çete ve mafya tipi" suç örgütlerinin üzerine cesaretle gidildi ve çökertildi.
Mafya tipi örgütlenmelerin çoğunluğu çökertildi.
Ancak bu başarılı operasyonlara başka konular eklenmek istenince başlangıçta mafyaya karşı gösterilen başarı gölgelenmekle kalmadı, bir de politik tartışmaya yol açtı.
Muhalefete göre soruşturma politik bir zemine kaydı.
Bundan dolayı olsa gerek, MHP soruşturmanın savcısı Zekeriya Öz'ün yakınlarını araştırmış.
İddialarına göre "Öz'ün bir yakını, batıdaki bir ilde AK Parti yönetimindeymiş..."

Önemli olan alabilmek
Ancak AK Parti'nin etkin isimleri açısından bu iddiaların bir önemi yok.
Onlara göre:
"Soruşturma ile bugüne kadar dokunulmaz sanılan kişilere dokunulduğunun kanıtlanmış olması dahi büyük başarı. Bu bile her şeye değer..."
AK Parti Genel Başkan Vekili Dengir Mir Fırat da bu görüşte olanlardan:
"Bundan sonra kimse kendini dokunulmaz, her şeyi yapabilme kabiliyeti içinde göremez. Yanlış içinde olan bunun cezasız kalmayacağını bilir..."
Bunları söylemiş olsalar da içlerindeki sıkıntı ortak.
Başbakan'ın da "kapatma davasını" anmadan dile getirdiği gibi, "50-60 yıl kesintisiz yaşayan bir partimiz yok; siyaset kurumsallaşmadan demokrasi nasıl kurumsallaşacak?" sözünün yargıda ne kadar yer bulacağı merak ediliyor.
Anlaşılıyor ki beklenti uzun sürmeyecek.
Her iki davada perde bu ay sonuna kadar açılacak ve siyasette yeni bir süreç daha başlayacak...