kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 13 Temmuz 2008, Pazar
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
HINCAL ULUÇ
Hıncal'ın Yeri

Tecelli'den Abuzittin'e mektuplar

ABUZİTTİNCİM,
Örsan Öymen'i de Bodrum'da, sıcak bi yaz gecesi kaybetmiştik. Ani kalp krizi. Hasan Doğan gibi.. O tarihte Bodrum'da doğru dürüst sağlık ocağı bile yoktu. Örsan'a ciddi müdahale yapılamadıydı. Örsan'ın vefatından sonra büyüklerimiz lütfedip veya "Ulan bi gün aynı şey bizim de başımıza gelebilir" diyip bi devlet hastanesi yaptırdıydılar. Ki o zamanlarda Bodrum, bugünkü kadar kalabalık olmasa da gene bi turizm beldesiydi.
Neyse.. şimdilerde birden fazla hastane ve iyi doktorları var. Sağlık hizmetleri bayağı iyi düzeyde. Zaten olmasa Kenan Paşa Marmaris'ten Bodrum'a gitmezdi! Fakat ne yazık bütun bunlara rağmen Hasan Doğan'ı da (ki anında müdahale edilmiş) Bodrum'da kaybettik.
Tabii ki "ecel" diyeceğiz ama, şimdi yazılanlara bakıyorum bazen "ecel"e tezkereyi biz kendimiz çıkartıyormuşuz gibi bi durum var.
Hasan beyin fazla kiloları görüntüsünden belli.. Artı, püfür püfür sigara .. Kalp damarla ilgili rahatsızlıkları da varmış. Üstüne üstlük sürekli stres altında yaşadığı (hele son kupa maçları) hepimizin malumu..
Buna bi de sıcak havayı eklersen (biliyorsun sıcakta oksijenin konsantrasyonu düşerken kalp ve beynin oksijen ihtiyacı artıyor) bakıyorsun ki Azrail efendi kapıya gelmiş.
Ha, "Bazı insanlar da var, yiyor, içiyor, kiloysa kilo, stresse stres gene bi şi olmuyor" dersen o zaman işe damar yaşı giriyor. Yani damarlar acayip sağlam..
Artık genlerden mi dersin yoksa Allah mı öyle yaratmış bilemem ama çok az kişi böyle bi şansa yani çelik gibi damarlara sahip..(Bu son ukalalıklar bi doktor arkadaşıma ait.)
Esas söylemek istediğim, Los Angeles Times'ta bi yazı çıktı "Kalp krizi riskini en aza indirmek için güneş banyosu yapın" diyor. Internal Medicine'den alınan bu yazıya göre düzenli güneş, yalnız kalp krizini değil, özellikle, göğüs kanserini de önlüyormuş.
Şu günlerde tıp adamları "Sakın güneşe çıkmayın" diye insanları ikaz ederken "Bu haber de asparagasın daniskası" demeyin, çünkü ciddi bi çalışma..
Önerilen, her gün 20 dakika güneş. (koyu ciltliler için süre daha uzun.) Bu vücutta bulunması gereken D vitamini oranını dengeliyormuş. Eğer vücut yeterli miktarda D vitamini depolayamazsa, başta kalp krizi bi çok tehlikeli hastalığa açık hale gelirmiş! Evet çarpıcı bi iddia, herhalde üzerinde çok konuşulacaktır.
Esasında yapılması gereken pek zor değil. Bi hastanede "25 (OH) D" kan testi yaptırmak ve çıkan rakam 32 ng/ml'nin altındaysa her gün 20 dakika güneşlenmek! Tabii eğer ciltle ilgili başka problem yoksa.. Kolay ve parasız bi yöntem yani..
Ve bu kadar kısa süreli güneş banyosunun cilt kanserine yol açmayacağı da bu tezi savunanların söyledikleri arasında.
Bu haftaki mektup da sağlık dosyası gibi oldu. Maalesef, gene bi vefat haberiyle son noktayı koyayım. Nursal Tekin'i de kaybettik. Çok efendi, çok dürüst bi gazeteciydi. Hürriyet'ten ayrıldıktan sonra kendi ekonomi ajansını (MAK) kurmuş, çoğu zaman mali imkânsızlıklarla boğuşurken bile "Doğru haber"den şaşmamıştı. Nur içinde yatsın.
Münasip yerlerin den öperim.
Kardeşin Güneş
Tecellister@mail.com