kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 13 Temmuz 2008, Pazar
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
İSKENDER GÜNEN

Yanal ve başarı

Son üç yıl ilk yarı bitiminde Trabzonspor lige havlu attı. Öyle ki, ikinci yarının bazı maçlarında puan kayıpları yaşansa küme düşme tehlikesi bile söz konusuydu. Şu an yapılan transferlerle camia yeniden ayağa kalkmanın hesaplarını yapıyor. Yeni bir takım, yeni umutları da beraberinde getiriyor. Kabul etmek gerekir ki, şampiyonluk kolay elde edilebilecek bir hedef değil. Camianın beklentisi hiç değilse ligin sonuna kadar zirveyi kovalayabilecek ve yarışın içerisinde olabilecek bir takım.
Yapılan transferleri göz önüne getirdiğimizde, orta sahaya bir oyun kurucu ve sol öne yapılacak transferlerle gerekli zenginliğin oluşacağını söyleyebiliriz. Yani yağ var, un var, şeker var. Helvanın yapılabilmesi Ersun Yanal'a bağlı. Fakat bugün Trabzonspor'un uzun yıllardır başarısızlığının ardında yatan en önemli sorunu belirtmek istiyorum. Bana göne bu sorun takım oyununun duygusal öğesinin terk edilmesidir.
Takım oyununun duygusal öğesi takımı oluşturan futbolcuların ve teknik adamının kişilik ve duygusal özellikleri, takım içinde futbolcuların aralarındaki ve teknik adamları ile olan iletişim süreçlerine göre oluşur.
Yani, futbolcuların, teknik adamın ve takımla ilgilenen yöneticinin duygusal özellikleri ve kişilik özellikleri, normal grup süreçleri sonunda etkileşerek takımın grup performansının duygusal öğesini oluştururlar.

TAKIM OYUNU OYNAMAK...
Eğer takım içindeki grup süreçleri takımın performansını yükseltecek yönde işliyorsa, yani takım içinde bir karşılıklı güven varsa, grup iletişimi sağlıklı bir şekilde oluyorsa, teknik adam ve yöneticiler futbolculara saygılı ve güven verici bir şekilde davranıyorlarsa, takımdan beklenen performans ve beklentiler takımın futbol kapasitesine uygun ise, futbolcular karşılıklı duyguları ne olursa olsun yardımlaşmak zorunda olduklarını biliyorlarsa, işte bu futbol takımının takım oyunu oynaması kolaylaşır.
İşte bu gerçekler ışığında Ersun Yanal yukarıda andığım duygusal öğeyi hayata geçirebildiği takdirde çok daha başarılı günlerin gelebileceğini söylemek hayalcilik sayılmamalıdır.