kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 12 Temmuz 2008, Cumartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC

Güneşe korumasız bakmayın

Yeni Haber
Uzmanlar, sağlık için önemli bir yere sahip olan güneş ışınlarının bzı zararlarına da dikkati çekiyor. Güneşin zararlı etkileri arasında, güneş yanıkları, cilt kanseri ile vücudun sıvı mineral dengesindeki bozukluklar gelirken, ışınlar göz sağlığını da olumsuz etkiliyor. Güneşe korunmasız olarak uzun süre bakmak katarakt ve görme kayıplarına yol açabiliyor. Güneşin şiddetli ısı etkisine bağlı olarak güneş çarpması, şuur kaybı, felç, kalp krizi ve ölüm de görülebiliyor.

Bilim ve Teknik Dergisi'nin Temmuz sayısında yer alan bir araştırmada, hava ve su kadar vazgeçilmez olan güneşin zararlarına dikkat çekildi.

Araştırmaya göre, güneşten gelen UV (ultraviole-mor ötesi) ve IR(infra red-kızıl ötesi) ışınları insan cildine ve gözlere zarar veriyor. Güneşin zararlı etkileri arasında, güneş yanıkları, cilt kanseri, vücudun sıvı mineral dengesindeki bozukluklar geliyor. Güneş ışınları göz sağlığımızı da olumsuz etkiliyor. Güneşe korunmasız olarak uzun süre bakmak katarakt ve görme kayıplarına yol açabiliyor. Nemli ve sıcak havalarda, güneşte uzun süre kalındığında, kişide halsizlik, bitkinlik, yorgunluk, çalışma isteğinde azalma, kas krampları ve bayılma görülebiliyor. Güneşin şiddetli ısı etkisine bağlı olarak güneş çarpması, ani şuur kaybı, felç, kalp krizi ve ölüm de görülebiliyor.

FAZLA GÜNEŞ IŞINI CİLT YANIKLARI VE KANSERE NEDEN OLUYOR

Araştırmada, güneş ışınlarına fazla maruz kalmanın, cilt yanıklarına, güneş lekelerine ve hatta cilt kanserlerine dahi yol açabildiği ifade ediliyor. Buna göre, gölgede durmak dahi kişiyi güneşin zararlarından tam olarak korumuyor. Denizden olan yansımanın etkisiyle tekne üzerinde veya yüzerken ise ciddi güneş yanıkları oluşabiliyor. UV ışınlarının suda iki metre derinliğe kadar etkili olması nedeniyle suyun içerisinde dahi güneş yanığı riski bulunuyor. Güneşle gelen ultraviyole ışınları, cilt yanıklarının yanı sıra, cildin kırışmasına, lekeler oluşmasına ve erken yaşlanmaya da davetiye çıkarıyor. Ultraviyole ışınlarına maruz kalan bölgelerde, koyu sarı veya kahverengi "güneş lekeleri" meydana gelebiliyor. Güneş ışınlarına maruz kaldıkça bu lekeler daha koyulaşıp belirginleşiyor. Genellikle 5 ile 10 mm çapında olan bu lekeler açık renkli, sarışın kişilerde ve yaşlılarda daha sık görülüyor. Genç insanların cildinde gerginliği sağlayan ve yaşla azalan "tip 1 kollagen" adlı protein güneş ışınlarının etkisiyle azalıyor. Böylece ciltte buruşmalar ve erken yaşlanma meydana geliyor. Güneş ışınları cilt kanseri riskini de arttırıyor. Cilt kanserleri, deri üzerindeki bir benin renk, boyut ve görünün olarak değişmesi ile kendini gösteriyor. Kenarları düzensiz, koyu kahve veya siyah renkli ve gittikçe büyüyen yeni bir ben gelişimi, şüphe uyandıran bulgular arasında sayılıyor. Özellikle açık tenli sarışın veya kızıl saçlı, renkli gözlü insanların cilt kanserine yakalanma riski daha fazla bulunuyor.

MAVİ VE YEŞİL GÖZLÜLER DİKKAT

Bilim ve Teknik Dergisi'ndeki araştırmaya göre, güneş ışınları arasında bulunan UV-A ve UV-C'nin özellikle gözler için oldukça zararı bulunuyor. Güneşe uzun süre maruz kalındığında, kornea ve konjonktiva gibi gözün ön dokularında hasar oluşabiliyor. Güneş ışığına direk bakmak, görme tabakası olan retinaya önemli ölçüde zarar veriyor ve bu durum kalıcı görme hasarıyla sonuçlanıyor. İdeal bir güneş gözlüğü camı, UV ışınlarını uygun oranda emerek göze zarar vermesini engelliyor. Ek olarak, göze ulaşan ışığın şiddetini azaltarak görüşü de arttırıyor. Özellikle mavi-yeşil göz rengine sahip kişilerin ise daha dikkatli olması gerekiyor. Bu kişilerin gözünde, ışınların indirgenmesini ve etkisini azaltmaya yarayan pigment bulunmadığı için güneşten daha fazla etkileniyorlar. İyi bir güneş gözlüğü zararlı ışınların yüzde 80'inden fazlasını emiyor. Güneş gözlüğü camının tam koruma sağlayabilmesi içinse, üstten, yandan ve yansıyan ışınlardan da koruyacak şekilde düzenlenmiş olması gerekiyor. Sadece estetik bir kaygıyla yapılmış olan ve yüzden uzakta kalan küçük camlar yeterli koruma sağlamıyor. Uygun UV koruması sağlamayan renkli bir cam, göz bebeğinde genişlemeye yol açıyor ve ağ tabakaya daha fazla zararlı ışın geçişine neden oluyor. Güneş gözlüğü seçiminde, gözlüğün şekline ve camın özelliklerine dikkat etmek, göz sağlığımız açısından oldukça önem taşıyor.

GÜNEŞTEN NASIL KORUNUR

Güneşin zararlı etkilerinden korunmanın en önemli yolunun güneş ışınlarının en şiddetli olduğu 11.00-15.00 arası güneşe çıkmamak olduğunun belirtildiği yazıya göre, korumasız olarak güneş altında oturulması oldukça sakıncalı bulunuyor. Güneşlenirken ilk günlerde 15-20 dakikanın aşılmaması ve bu sürenin kademeli olarak arttırılması öneriliyor. Vücudun güneşe, direk maruz kaldığı durumlarda mutlaka koruyucu kremler kullanmak gerekiyor. Tatilin ilk günlerinde ten rengi ne olursa olsun herkesin yüksek koruma faktörlü kremleri kullanması öneriliyor. Yeşil, mavi gözlü ve açık tenli kişilerin tüm tatil boyunca bunları kullanması gerekiyor. Ela gözlü kumral kişilerin orta koruma faktörlü kremleri, esmerlerin düşük koruma faktörlü kremleri kullanması yeterli oluyor. Bebeklerin veya 3 yaşından küçük çocukların güneş ışınlarına direk teması ise kesin olarak önerilmiyor. Bu yaştaki çocukların deniz kenarında en yüksek faktörlü kremler sürülerek gölgede tutulması gerekiyor. Koruyucu kremlerin güneşe maruz kalan tüm vücut düzeylerine güneşe çıkmadan 15-20 dakika öncesinde sürülmesi gerekiyor.

AŞIRI SICAKLAR FELÇ VE KALP KRİZİ RİSKİNİ ARTTIRIYOR

Direk güneş altında kalmayıp mümkün olduğunca gölgeleri tercih etmek, şapka kullanmak, açık renk ve rahat giysiler giymek güneş ışınlarından korunmanın en iyi yolları olarak kabul ediliyor. Gözlerimizi korumak için de uygun güneş gözlükleri kullanmamız gerekiyor. Özellikle çocuklar yaşlılar, kalp ve şeker hastalarının güneşten korunmaları hayati önem taşıyor. Kalp ve tansiyon hastalarına aşırı sıcaklar kalp kiriz ve felç riskini arttırıyor. Sıcak havalarda alkollü içeceklerden ve ağır yemeklerden kaçınmak gerekiyor. Sebze meyve ağırlıklı öğünler, tuzlu gıdalar ve bol sıvı alımı öneriliyor.

ANKA