kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 12 Temmuz 2008, Cumartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC

Güneşle gelen 'yakıcı' konulara dikkat edin!

Dr. Yasemin Fatih Amato
09.07.2008
Sanırım güneşin sağlığımız ve cildimiz üzerindeki etkileri konusunda en fazla konferans daveti alan dermatologlardan birisiyim. Sıcak yaz günlerini yaşadığımız bugünlerde güneşle ilgili uyarılar yeniden büyük önem kazanıyor. Anlatacağım bazı şeyler tekrar olsa da, her yaz bu konuları gündeme getirmeyi bir vicdan borcu kadar önemsiyorum. Çünkü gerçekten çok önemli!

CİLDİNİZİ ZORLAMAYIN
Alıştık bir kere, esmerliğe özeniyoruz. Ama cildiniz beyazsa, ne yaparsanız yapın, bronz bir tene sahip olamazsınız. Her cildin güneşe karşı tepkisi aynı değildir. Bazıları güneş hasarlarına karşı daha dayanıklıdır, bazıları hemen yanıklar ve lekelerle dolar. Şartlarınızı çok fazla zorlarsanız sonuçları can sıkıcı olabilir.

HANGİ GRUPTANSINIZ?
Cildimizin gerçeğini olduğu gibi kabul etmek ve tarzımızı ona göre belirlemekten başka bir çaremiz yok. Bronzlaşma konusuna gelince... Tüm kozmetik dünyası kendini, 'Fritzpatric Cilt Tipleri' sınıflandırmasına göre ayarlar. Bu sınıflandırma şöyledir:
Kızıl saçlı ve çilli: Melekler kadar beyaz tenli-kızıl saçlı olan bu insanlar, güneşe çıktıklarında hemen kızarırlar sonra da yüzleri ve omuzları çillerle dolar. Ne kadar uğraşırlarsa uğraşsınlar, bronzlaşmaları mümkün değildir. Yanmakta ısrar edecek olurlarsa cilt kanseri riski çok yüksektir.
Beyaz ten-açık renk gözlü: Ciltleri güneşte biraz yanar, kızarır, soyulur ama bronzlaşamaz. Kanser riskine karşı tamamen korumasızdırlar.
Açık tenli-kumrallar: Kumrallar hafifçe esmerleşebilir. Buna rağmen herkes için geçerli olan riskler, kumralların da başına gelebilir...
Koyu buğday tenliler: Yaz geldiğinde hepimize dudak ısırtacak kadar hoş bir renge bürünebilirler. Ancak yüzlerinde lekeler de belirir. Üstelik esmerlerde leke tedavileri daha zordur. Her zaman da başarılı olamaz.

GÜNEŞ BESİNLERİ
Uzun yıllardır cildimizi güneşten korumak için SPF (güneşten koruma faktörü) adı verilen ürünleri kullanıyoruz. Bunlar gerçekten yararlıdır, asla ihmal edilmemelidir. Ancak şunu da akıldan çıkarmamak gerekir, güneşin tüm hasarları ile baş edemezler. Bu nedenle; öğle saatlerinde güneşten uzak durmalı, cildimizi yüksek faktörlü kremlerle korumalı, içeriden de antioksidanlarla direncini arttırmalıyız. Size tavsiyem, özellikle A-C ve E vitaminlerini yaz boyunca yanınızdan ayırmayın. Sofranızı mevsim meyveleri, sebzeleri ve salatalarıyla donatın.