kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 11 Temmuz 2008, Cuma
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
MAHMUT ÖVÜR

Merkez sağ 'darbeci' mi?

Ergenekon operasyonu ilginç bir ayrışmaya da neden oldu.
Siyasetin her kesiminde, sol da, merkez sağ da, İslamcı kesim de, Kürt siyasi yapıları da yoğun biçimde bu ayrışmayı tartışıyor. Bir kesim, "Bunun neresi darbe, üç beş kişiyle darbe mi olur?" derken öteki kesim bu süreci darbecilerle hesaplaşma olarak niteliyor.
Bu ayrışmanın "sol" cenahtaki derin yansımasını CHP Genel Başkanı Baykal ekseninde anlattık.
Şimdi sırada merkez sağ var...
Aslında en derin kırılma merkez sağda yaşanıyor. Nedeni bir hayli geçmişe dayansa da bunun için son birkaç yıl içinde olanlara bakmak bile yeterli. Merkez sağın önde gelen isimlerinin hali ortada...
En dikkat çekici isim, "Yeter Söz Milletin" geleneğinin duayen siyasetçisi 9. Cumhurbaşkanı Demirel ...
Demirel'in, her darbede şapkasını alıp gitmesine rağmen, darbelere ve darbe girişimlerine karşı ikircikli tavrı doğrusu kimseyi şaşırtmıyor.
Alın 1966'nın 5 Haziran'ında yaptığı konuşmayı... Nuray Mert "Merkez Sağın Kısa tarihi" isimli kitabında Demirel'in şu çarpıcı konuşmasına yer veriyor:
"27 Mayıs'ı hiçbir şahsa, hiçbir zümreye, hiçbir sınıfa karşı olmayan birleştirici bir hareket olarak kabul etmek gerekiyor."
İlginç değil mi?
Benzer bir durum Hüsamettin Cindoruk için de geçerli. Yassıada mahkemelerinin genç avukatı şimdi açık açık kurumların müdahalesini savunuyor.
Mesut Yılmaz ve Tansu Çiller'in siyasi yaklaşımları da çok farklı değil.
Mehmet Ağar'la Erkan Mumcu'ya gelince...
Onların geçen yıl 367 oylamasıyla nasıl bir siyaset izlediklerine dünya alem şahit oldu. O dönemde sivil bir tavır yerine kurumların darbesini savunmaları seçim yenilgisiyle sonuçlandı.
Kısaca merkez sağın partileri de, siyasi aktörleri de AK Parti ve CHP arasında bir "üçüncü yol"u doğru tarif edemedikleri gibi büyük çoğunluğu "Laik Cumhuriyetçi" bir çizgiye gelerek CHP'ye benzedi.
Merkez sağ kendini var eden sivil çizgiden uzaklaştıkça küçüldü ve bugünkü hale geldi.
Bu sivil geleneği temsil eden tek siyasi yapı ise giderek küçülen Demokrat Parti ve eski kurtlar tarafından kuşatılan genç genel başkanı Süleyman Soylu ...
Tablo gerçekten iç karartıcı... Bu iç karartıcı tablo bile neden AK Parti'nin oy aldığını, eski merkez sağcıların oy kaybettiğini açıkça gösteriyor.
Bu koşullarda Süleyman Soylu'nun da Demokrat Parti'nin de işi hayli zor.