kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 11 Temmuz 2008, Cuma
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
Ferit Odman New Jersey'deki William Paterson Üniversitesi'nde caz-performans mastırı yaptı.

Bu yola baş koydu

BÜLENT DENLİ
BÜLENT DENLİ
27.06.2008
Ferit Odman Türkiye'nin mastır yapmış tek davulcusu. Amerika'dan döner dönmez ayağının tozuyla kendisini yakaladım. "Yakaladım," diyorum çünkü Ferit'in işi başından aşkın. Neredeyse bir tek boş günü yok. Bir yandan yeni çıkaracağı CD'nin hazırlıkları, diğer yandan İstanbul ve İzmir Caz Festivalleri için çalışmalar, arada derede yurtdışı seyahatleri, Slovakya'da konserler, liste uzayıp gidiyor. Ferit Odman ile karşılıklı oturup konuşmak benim için büyük zevk oldu. Çünkü Ferit'in inanılmaz bir pozitif enerjisi var. Öncelikle yüzü gülüyor. Samimiyeti ve içtenliği, o gülüşe yansıyor. Böyle olunca karşısındakine anında güven telkin ediyor. Ferit Odman'ı sahnede defalarca dinledim. Efendi ve mütevazı tavrını davulu ile birlikteyken de sürdürüyor. Bagetlerini adeta davulunu incitmemek istercesine usturuplu bir şekilde kullanıyor. Tabii bunlar iki yıl öncesinin gözlemleri. Çünkü Ferit iki yıldır Amerika'da yaşıyor. 2006'da Fulbright bursuna layık görüldü ve New Jersey'deki William Paterson Üniversitesi'nde caz-performans mastırı yaptı. Mastır konusu ise hayli ilginç. Caz dünyasının önemli davulcuları Max Roach ve Art Blakey'in stillerinin ve üsluplarının günümüze nasıl yansıdığı ve kullanıldığına ilişkin hayli zor bir çalışma. Ve bu çalışmasıyla hocalarını bile heyecanlandıran Ferit sonunda Türkiye'ye döndü. Ferit davuluna âşık bir müzisyen. Bu aşk nedeniyle neredeyse kız arkadaşı bile olmamış. Ferit'in davulla olan serüvenini kendi ağzından dinleyelim: "Davul çalmaya 12 yaşımda başladım. Ellerim hiç durmazdı, sürekli tabaklara ve bardaklara vururdum. Ailem baktı ki benim elim ayağım durmuyor, 'Bari davul çalsın,' dediler. Birkaç ders aldım. Sonra Bursa Anadolu Lisesi'nin orkestrasına girdim. Liselerarası müzik yarışmalarına katıldım. Bu arada babam sıkı caz dinleyicisidir. Ve sonra AFS bursu ile İsveç'e gittim. Benim için İsveç, dönüm noktası oldu. Müzisyen olmaya orada karar verdim. Önümüze inanılmaz imkânlar koydular. Her şeyin en iyisiyle tanıştım. İsveç'te okuduğum okulun Big Band'ine seçilirken İsveç askeri bandosunun perküsyon bölümünde çalmak için teklif aldım. Bir Türk olarak askeri bandoda çalarken müzisyen olma yolunda aldığım karara hocalarımdan büyük destek geldi. İsveç'te hocalarımla birlikte bir trio kurduk ve uzun süre çaldık. Sonra Türkiye'ye döndüm ve Bilgi Üniversitesi'nde tam burslu olarak eğitimimi tamamladım. Okul ikincisi olarak mezun olduktan sonra Amerika macerası başladı." Ferit Odman Amerika'dan çok etkilenmiş. Kıyasıya rekabet kendine göre bir düzen ortaya çıkarmış. Ferit bu durumu, "Herkes işini iyi yapmak zorunda olduğu için kalite ve seviye doğal olarak yükseliyor," diye yorumluyor. Ferit'e göre cazcıların durumu Amerika'da çok parlak değil. Cazdan para kazanmanın orada da zor olduğunu anlatıyor. Bu nedenle Amerikalıların, caz müziğinin daha çok ilgi gördüğü Avrupa'ya turneye gelip iyi para kazandıklarını anlatıyor. Kendi deyimiyle Ferit caz yoluna baş koymuş. Anlaşılan cazla yatıp, cazla kalkıyor. Günde dört saatini aralıksız davuluyla birlikte geçiren Ferit'e göre cazı sevmek için cazın içine girmek, enstrümana hakim olmak gerekiyor. "Ayağınızı yere vurduran o swingi hissetmelisiniz. Caz müthiş bir müzik, demokratik bir müzik. Diyelim ki sahnede beş kişisiniz, birine söz hakkı bırakmanız gerek. O da içinden gelenleri döküyor. Bir diğeri, bir diğeri, derken ortaya müthiş bir demokratik ortaklık çıkıyor. Caz böyle bir şey, sadece bir kişi öne çıkarsa sadece o konuşursa, bu caz olmaktan çıkıyor. Cazın güzelliği işte bu. Caz mütevazı ve entelektüel bir müzik." Ferit Odman'ın ilk işi askere gitmek. Bu görevini tamamladıktan sonra çalışmalarına yeni bir rota çizecek. Ama önceliği, hazırlıklarını tamamladığı ve kendi adını verdiği albümünü piyasaya çıkarabilmek. Ferit bu albümün hazırlık kopyasını bana da verdi. Cazın önde gelen ustalarının bestelerinden hoş bir seçki yapmış. Davulda kendisi, alto saksofonda hocası Vincent Herring, trompette Brıan Lynch, basta Peter Washington ve piyanoda çok yakından tanıdığımız bizden bir isim Burak Bedikyan var. Üstüne basa basa albümün çok güzel olduğunu söylüyorum. Müthiş çalmışlar. Sonny Sttit, Max Roach, Oscar Peterson, Charlie Parker, Tadd Dameron, Aydın Esen bestelerini dinlemeye doyamadım. Umarım yakın zamanda siz de dinleyebilirsiniz.