kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 7 Temmuz 2008, Pazartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC

Şener: Ben de varım

Yeni Haber
Eski Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener, Türkiye’nin bir merkez siyasi oluşuma ihtiyacı olduğunu belirterek "Ben de varım, diyorum. Yeni bir siyasi oluşum için kararımı verdim" dedi...
Geçtiğimiz günlerde yeni bir siyasi parti kuracağını açıklayan Eski Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı Abdüllatif Şener, Türkiye'deki siyasi yapının bir yenilenmeye ihtiyacı olduğunu söyledi. Şener, mevcut siyasi partilerin bu yenilemeyi yapma iradesini göstermediklerini vurgulayarak, içinde bulunulan süreçten çıkmak için Türkiye'nin yakın gelecekte bir seçime ihtiyacı olduğunu ifade etti.

Abdüllatif Şener NTV'de Murat Akgün'ün yeni parti kurma çalışmalarıyla ilgili sorularını yanıtladı.

Siyaseti bırakmasının ardından, vatandaşlar tarafından kendisine hep siyasetle bağlantılı sorular sorulduğunu söyleyen Şener, "Ben siyasette olsam da olmasam da insanlar benimle siyaset konuşma eğilimi gösterdiler. Hep ülke sorunlarına gündeme getirdiler. Son zamanlarda Türkiye'nin yeni bir siyasi oluşuma ihtiyacı olduğunu, siyasi tecrübesi olan insanların da bu gidişe seyirci kalamayacağını ifade ettiler" dedi.

"SAĞ, SOL DEĞİL, TÜRKİYE'NİN MERKEZ BİR SİYASİ OLUŞUMA İHTİYACI VAR"

Şener, "partinin hedef kitlesinin ne olacağı, hem sağa hem sola açık mı olacağı" şeklindeki soru üzerine, Türkiye'nin merkez bir siyasi oluşuma ihtiyacı olduğunu ifade etti. Şener, şöyle konuştu:

"Ben öyle bir şey söylemedim. Ama burada bir tespit yapmak lazım. Şu anda kullandığımız sağ, sol gibi kavramlar Türkiye'deki vatandaşların çoğu tarafından hatırlanmıyor. Türkiye'de genç bir nüfus var. Nüfusun yüzde 50'ye yakın kısmı 25 yaşın altındadır. Ben de üniversitede bu gençlerle beraberim. Bizim gençlik yıllarımızda veya bizim jenerasyonun çok telaffuz ettiği çok vurgu yaptığı bazı kavramlar ve ifadeler gençlerimizin söylemlerinde yok. Dünyaya, olaylara, sosyal hadiselere bakışlarında da yok. Türkiye'de sağcılık nedir, solcu olmak nedir diye sorduğumuzda, sokaklarda dolaşanların yüzde kaçı aynı şeyi anlıyor. Veya soranların kastettiği gibi bir sağcılık, solculuk anlıyor. Bu kavramlar artık çok kullanılan kavramlar olmaktan çıkmıştır. Merkez sağ parti mi merkez sol parti mi gibi yaklaşımlar karşısında söylenebilecek şey şudur, Türkiye'nin bir merkez siyasi oluşuma ihtiyacı vardır. Toplumun her kesimine açık temel çağdaş ülkeler etrafında, temel çağdaş ilkeler referans alınmak üzere çatısı oluşturulabilecek bir siyasi oluşuma ihtiyacı vardır. Bunu söylediğimiz zaman da bir sağ parti mi, bir sol parti mi tartışmasının ötesinde bir şey ifade etmiş oluyorsunuz."

Şener, "Yeni parti sadece AKP'nin kapatılması durumunda mı gündeme gelecek" şeklindeki soru üzerine, Türkiye'de siyasette bir boşluk olduğunu ve o boşluğun doldurulması gerektiğimi söyledi.

Şener, "Yaşadığımız koşullar pek çok şeyin yenilenmesini gerektiriyor. Şu andaki Siyasi görüntünün de irdelenmesi lazım. Siyasette bir boşluk var bu boşluğun doldurulması gerekiyor. Dolayısıyla şu anda önemli gelişmeler var ülkede. Bu önemli hadiselere rağmen siyasetin de kendini yenileme ihtiyacı var. Ama mevcut siyasi partilerin bu yenilemeyi yapma iradesini gösteremediklerini görüyoruz. Siyaset kültürünü yenileyecek, siyasetin kendisini yeniden düzene sokacak yeni bir harekete ihtiyacı var Türkiye'nin diye düşünüyorum" dedi.

Şener, kurulacak parti için kimlerle temas halinde olduğu sorusuna ise şöyle yanıt verdi:

"Söylediğim şey, yeni bir siyasi oluşum oluşturmak için karar vermeyi ifade ediyor. Yoksa bir şeye başlamayı bununla ilgili bir kadro oluşturmayı ifade etmiş olmuyoruz. Bu soru, hem başlamış, hem belli bir mesafe almış hem kadrosunu belirlemiş bir harekete yönelik bir soru. İş bu noktada değil. Ben farklı bir şey söylüyorum. Türkiye'nin yeni bir oluşuma ihtiyacı var ben de bunu karşılamak için varım başlayacağım diyorum."

"AYGÜN'ÜN BAŞBAKAN, BENİM CUMHURBAŞKANI DÜŞÜNÜLMEM HAYALİ YAKIŞTIRMA"

Şener, bakanlık yaptığı dönemde Ergenekon soruşturmasının gündeme gelip gelmediği, bir darbe sonrası Sinan Aygün'ün Başbakan, kendisinin de Cumhurbaşkanı yapılmak istendiği iddiasının sorulması üzerine şunları söyledi:

"Bunun ne olup olmadığıyla ilgili bir değerlendirme yapmak zor. Henüz iddianame ortaya çıkmış değil. Böyleyken değerlendirme yapmak doğru olmaz. Ama bu olayla bağlantılı ya da bağlantısız fısıltı yoluyla yalan yanlış haberleri yayanların da olduğunu görüyoruz. Temel sorun bu. Henüz iddianame yok, kimin neyle suçlandığı açıklık kazanmamış ve bununla bağlantılı gelişmelerin ne olduğu bilinmiyor, gizli kalması gereken şeyler bunların tamamı buna rağmen bakıyorsunuz bazı belli yayın organlarında sanki bir takın ipuçları ele geçirilmiş gibi birtakım haberlerle kamuoyu yanlış yönlendirilmeye çalışılıyor. Bu tamamen yanlıştır. Sürecin sağlıklı işlemesi açısından da yanlış.

İkinci bir yanlış, böyle bir oluşum Sinan Aygün'ü, başbakan beni de cumhurbaşkanı olarak düşünüyormuş gibi bir fısıltı, bir haber yer aldı. Bunun aslının astarının olacağını hiç tahmin etmiyorum. Bir kere ben kabinede bulunduğum dönemde de daha sonraki dönemde de bu Ergenekon operasyonunun varlığından haberdar değildim. Birilerinin bir darbe hazırlığı içinde olduğunu da hiç duymadım. Bu operasyon nedeniyle bunlar tartışılıyor ve konuşuluyor. Ancak şöyle bir baktığımız zaman bu niyetle ortaya çıkmış bir oluşum hareket var olmuş olsa bile bunun bilmem Sinan Aygün'ü başbakan olarak, bilmem beni cumhurbaşkanı olarak düşünmüş olması mümkün değil. Bu olsa olsa birilerinin hayali yakıştırmalarından ibarettir.

Neden mümkün değil, yani şimdi böyle bir oluşumun değerlendirmesini yaptığımızda mantıklı ve makul düşünce platformu aradığımız taktirde, böyle bir oluşumun cumhurbaşkanı olarak benden başka bulabileceği kimse kalmamış mı?"

Şener, "Ergenekon rövanş arzusuyla başlatılmış bir soruşturma mı" şeklindeki soruya şöyle yanıt verdi:

MECLİS'TEKİ PARTİLERİN YARISI HAKKINDA KAPATMA DAVASI VAR

"Şu anda o kadar çok bilinmezlik var ki. Bu bilinmezlik ortamında. Değer yargısı ifade edecek şeyler söylersek, isabet etmiş olsak bile bunun bir değeri olmaz. Ama ne olup bittiğini iyi görmek lazım. Türkiye'de ne olup bitiyor. İlk olarak siyaset cephesinden bakmak lazım. Siyaset cephesinde, Türkiye'de Meclis' grubu bulunan 4 siyasi parti var. Bir iktidar partisi üç muhalefet partisi. Şu anda iktidar partisi hakkında bir kapatma davası var. Kararın verilmesine yakın bir döneme girildi. Yapılan açıklamalarda da 4-5 hafta içinde kararın verilebileceği ifade edilmiştir. Diğer taraftan bir muhalefet partisi DTP hakkında da kapatma davası var. Bu dava da iktidar partisine açılan dava kadar önemlidir. Mecliste dört parti var bunun yarısı hakkında kapatma davası açılmış durumda. Milletvekili sayısı olarak değerlendirecek olursanız Meclis'teki milletvekillerinin büyük çoğunluğunu doğrudan etkileyecektir. Türkiye'deki siyasi manzara bu. Bu doğru bir manzara değildir."

ERGENEKON'DA ÜÇ VAHİM NOKTA

Ergenekon soruşturması nedeniyle üst üste tutuklamaların olduğunu ancak iddianamenin henüz açıklanmadığını kaydeden Şener, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Kamuoyu bunu bekliyor. Bunu beklerken şu görüntüyü izliyoruz. Tutuklanan önemli isimler var, iş dünyasının yakından bildiği isimler, generaller kuvvet komutanlığı yapmış isimler tutuklandı. Bunlara baktığınızda şunu görüyoruz, ömrü terörle mücadele ile geçen insanlar terör örgütü kurmakla suçlanıyorlar. Bu böyleyse vahim bir durum, böyle olduğuna inanmak daha vahim, böyle değilse çok daha vahimdir. Şimdi siyasetin manzarası ortada Ergenekon davasıyla ortaya çıkan tablo ortada bu tablonun içinde ülkenin vatandaşlarının sorunlarını çözecek olan devleti oluşturan kurumlar var. İktidarı var emniyeti var yargısı var. Ama bu kurumların hepsi uyumsuzluk içinde. Bu süreçten kimse karlı çıkamaz herkese zarar verir. Bu ülkede yaşayan herkese zarar verir.

Kamuoyu bu ülkede yaşayan herkesin zarar gördüğü bir süreçten kimin kazançlı çıkacağını düşünmesini gerekir. Çözümleri buna göre aramak lazım. Bu ortamın bir an önce normalleşmesi lazım. Bu kolay değil. Bir iddianame bir yılda hazırlanamıyor. Böyleyken bu dava kaç yılda sonuçlanacak. Beş yıldan önce sonuçlanabilme imkanı var mı? Hukukun temel kuralıdır. Yargı biri hakkında kesin hükmünü vermemişse o kişi suçsuz sayılır. Türkiye'nin bildiği tanıdığı isimlerin zan altında olduğu bir sürecin 5 yıl sürdüğünü düşünün. Bu nasıl bir durumdur. Nasıl görüntü verir."

Şener, Türkiye'de bu ortamın yenilenmesinin normalleşmeye katkı sağlayacağını vurgulayarak, "Türkiye'nin yakın gelecekte seçime ihtiyacı vardır diye düşünüyorum" dedi.

(ANKA)