kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 6 Temmuz 2008, Pazar
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
Mustafa Güner, 50 yaşından sonra ikiz bakmanın sanıldığı kadar yorucu olmadığını söylüyor.

Babalığın yaşı olur mu?

BURCU ALDİNÇ
Baba olmanın yaşı var mıdır? Kimileri, "50 yaşından sonra baba değil, dede olunur," derken, kimileri "Enerjim varsa çocuk da yaparım kariyer de," diyor. Peki ama 50 yaşından sonra baba olmanın dezavantajları var mı, bu babalar gelecek endişesi taşıyorlar mı, tüm bu soruların yanıtlarını 'geç baba'ların bizzat kendileri verdi.....
Günümüzde birçok kadın anneliği ilk kez 30'lu yaşlarda tadarken, erkekler de 50 hatta 60'lı yaşlarında ilk kez ya da yeniden baba oluyorlar. Bazılarının dede olduğu yaşta onlar çiçeği burnunda babalığı yaşıyorlar. Peki ama bu yaşta baba olmanın bir sakıncası var mı? 50 yaşından sonra baba olunmaz mı? İşte bu soru hem uzmanları hem de toplumu ikiye bölmüş durumda. Bazılarına göre 'Baba' dediğin genç, dinamik ve atletik olmalı. Fişek gibi fırlamalı, ayağı yere sapasağlam basmalı. Çocuğunun düğününde sağlıklı olabilmeli, torununun doğumuna şahit olabilmeli.... Dedik ya bazıları 50 yaşından sonra baba olunmasına karşı. 'Bunun ilerisi de var, yaşlılığı da, hastalığı da...' diyorlar. Kazım Kanat da 8 Haziran'da SABAH Pazar'da kaleme aldığı köşe yazısında 61 yaşında yeniden babalığı tadacak olan Neco'yu ele almış ve "Ben Neco'nun yerinde olsam ne olurdu? Hadi uzun yıllar yaşadım, hatta kendi kendimle alay ederek; huysuz bir ihtiyar oldum diyorum. Kendi çocuğumla dede-torun gibi olmak nasıl bir duygu? Kocaman çocuklarımla bu çocuğumun abla ya da ağabeykardeş ilişkileri nasıl olacak, diyorum. Böyle durumlardaki çocuğun statüsü için halkın deyimi şudur; tekne kazıntısı. Asıl sorun da bu. Tekne kazıntısı olan çocuk, babasız ne yapar? Hadi diyelim ki anasız da ne yapar? Benim gibi bir yaşlı adam, o çocuğu hayata nasıl hazırlar? Hani diyorum, arkadaş gibi birlikte büyümek, yani baba-oğul gibi yaşamak yerine dede-torun gibi büyümek nasıl bir duygu? Sahi, hangisi o çocuğu daha çok mutlu eder?" demişti. 61 yaşında baba olmak yerine dede olmayı yeğlediğini dile getirmişti. Oysa günümüzde bunun aksini düşünen ve 50'li hatta 60'lı yaşlarda baba olmaktan korkmayanların sayısı hiç de küçümsenecek kadar az değil. Belki Kazım Kanat endişesinde haksız da sayılmaz. Geç yaşta baba olanların, çocuğunun ileriki yaşlarını görememe durumu olabilir. Ama kimin başına ne zaman ne geleceği de bilinmez. Tıpkı Kanat'ın yaşam azmiyle kanseri göğüslediği gibi, 50 yaşından sonra da babalığı göğüsleyebilenler olabilir. Aradaki yaş farkı bazı şeyleri zorlaştırsa da babalığın yaşı değil, duruşu ve tavrı önemli değil midir? İşte geç yaşta baba olanlar ve bundan endişe değil onur duyanlar...