kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 29 Haziran 2008, Pazar
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC

Komedyen peşinde koşan kadınlara üzülüyorum

ŞİRİN SEVER
08.06.2008
"Popüler olmaya başladığım dönemde bayağı fırsatlar, arzlar, durumlar gerçekleşti. Ama ben o tarz kadınları sevmiyorum. Yoksa baktığın zaman diğerlerinden fiziksel olarak çok farklılığım yok! Kadınlar ve erkeklerin birbirlerinin hayatlarına değecek bir ilişki yaşamalarından yanayım ben"..
- 4 milyon 282 bin kişi izledi Recep İvedik'i. Peki, başarıdan önce, başarıdan sonra diye ayırdınız mı hayatınızı?
- Ben zaten kendi yaptığım işleri beğendiğim ve sürekli onunla meşgul olduğum için pek farkına varamıyorum ne olduğunun. Bir de her şey çok yeni olduğu için pek fırsatım olmadı kendimle baş başa kalmaya. Film hâlâ vizyonda, herhalde tatilde keyfini çıkarırım. Ama kendimi iyi hissediyorum çünkü TV'de iş yaparken beni eleştirmeye başlamışlardı. TV 8'de Dikkat Şahan Çıkabilir'i yaparken bir popülerlik yakalamıştım, atv'ye geçince eleştirmeye başladılar...

- Entelektüel kesim televizyonda bir şey keşfedince yere göğe sığdıramıyor, ama onu daha çok insan keşfedince yerden yere vuruyor. Tam olarak böyle mi düşünüyorsunuz?
- Evet, bunu da bir entelektüel kisve altında yapıyorlar. Benden yaşça büyük, daha tecrübeli abilerim 'Bu olacak dikkat et,' demişti. Oldu hakikaten! atv'nin kendi içindeki karışıklıklardan dolayı bana yansıyan zaman kaymaları, yayınlanmamalar gibi şeylerden ötürü düşüşler yaşamaya başladım.

- Tam tırmanışa geçmişken, içten içe 'Yırttım,' diyerek kendini kutlarken bu eleştiriler insana ne hissettiriyor?
- Bizim toplumumuz birini çok sevdiği zaman göklere çıkarıyor, sonra onu en tepede yalnız bırakıp, 'bakalım şimdi ne yapacak' diye bekleme moduna giriyor. Sürekli eleştirilince, 'kendini tekrar ediyor, bak gene aynı skeçler' gibi eleştiriler alınca tadım tuzum kalmamıştı, programı bitirmiştim. Ve "Şimdilik televizyon yapmayayım, sinema yapayım," dedim. Sonuç olarak da böyle bir başarı geldi; beni koydukları yerden çok farklı bir sonuç çıktı ortaya. Kimse de beklemiyordu bu sonucu. Sadece ben, tahmin etmiştim!

- Liste başındaki Kurtlar Vadisi- Irak'ı geçeceğinizi düşünmediniz herhalde! Sonuç sizi de şaşırtmadı mı?
- Bu kadarını kimse beklemiyordu, ben de o gruba dahilim! Çünkü Kurtlar Vadisi Irak'ın yakaladığı rakamı iki-üç sene hiç kimse göremedi. Beyaz Melek ve Kabadayı'nın yaptığı 2 milyonluk gişeler 'çok iyi' olarak sayılıyordu, öyle bir döneme girilmişti. O yüzden bu skoru kimse tahmin edemedi. Ben 'en azından 2 milyonu devirir,' diyordum. Ama herkes '300 bin yapar,' dedi.

- İyi para kazandınız mı peki? 3 milyon YTL rakamı doğru mu?
- Bizim filmimiz Türkiye'deki en kârlı film. Çünkü filmimizin bütçesi 1 milyon 250 bin dolardı, o kadar para harcadık filme. Dolayısıyla yapımcıya kalan para kazanılan para demektir. Ben bu filmden hak ettiğim kadarını kazandım, diyelim.

- Böyle bir başarı yakaladığınızda ve Top 10'da ilk sırayı aldığınızda, bir level üste çıkmış gibi hissettiniz mi?
- Sorudan şunu mu anlamalıyım: Daha önce bir-iki kişi vardı tek başına oynayıp bu kadar gişe yapan, şimdi bu ikiye çıktı. Sen de onların arasına girmiş oldun.

- Evet! Böyle bir durum mu sizinki?
- Hiç böyle hislerim yok aslında. Yani 'şu anda ne oldum' gibi bir durumum yok. Bu film 700 bin de yapsaydı ben gene mutluydum çünkü istediğimi yapmış olurdum. Dolayısıyla bu işe başlarken kimseyi kendime çıta olarak kabul etmedim, 'onu geçeceğim' gibi hırsları olan bir adam olmadım. Olmadığım için de kazandım!

- Demek istediğim şu: Bir elin parmağını geçmeyecek sayıda komedyen var Türkiye'de. Artık o basamağa çıktığınızı düşünüyor musunuz, onların arasında hissediyor musunuz kendinizi?
- Ben öyle bir basamaklar yumağı olduğunu, herkesin bir basamakta durduğunu düşünmüyorum. Herkes etrafta, herkes İstanbul'da, herkes komedi işiyle uğraşıyor, herkesin sevenleri diğerlerinin sevenleriyle bir noktada buluşuyor. Ben şu anda, rakamsal olarak elinde büyük bir kitle tutan bir komedyen oldum. Bunu sokakta da bizzat gözlemliyorum. Bana 'Ya bu kimdi, nereden tanıyoruz?' diye bakanlar şimdi 'Şahan abi ne haber?' diyor. Bir marka durumu oldu artık.

- Türkiye malzemesi bol bir ülke ama komedyen sayısı çok az. Neden?
- Bu işe başlayan gençlerin veya komediyle ilgilenen insanların kendilerine ait tavırlarının ve tarzlarının olması gerekiyor. Sadece komedide değil, ayakkabı sektöründe de, kıyafet sektöründe de, gidip bir şey alıp onun kopyasını yapmak veya gördüğümüz bir şeyin üzerine boncuk koyup satmak gibi bir tarz var, kolaya kaçma var. Bak bak işte bir sepet! (Bebek'teki ofisinin karşısındaki apartmandan sepet sarkıtan kadını gösteriyor) Burası da Bebek mesela! Bunun için gittiler işte benim filmime. Yaşamın içinden, doğal şeylerdi filmde anlatılanlar...