kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 29 Haziran 2008, Pazar
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
Pazar SABAH 
GÜLSE BİRSEL

Bodrum'da kene paniği!

Ne var? Çok mu şaşırdınız? Çeşme'de bir dizinin çekimleri sırasında oyuncu Murat Han'ı kene ısırır da, tatilde bulunduğum şirin beldemiz Bodrum niye istisna olsun? Murat Han olayı, daha doğrusu bunun yol açtığı magazinel haber, dünyada tektir bana sorarsanız. Model ve oyuncu Tuba Ünsal'la, Mutluluk filminin ödüllü oyuncusu, Amerika'da eğitim almış Murat Han, söylenenlere göre çıkmaya başlıyorlar. Peki. Gerek meslekler, gerek söz konusu insanların tip ve tarzları açısından, gayet hoş ve Hollywoodvari bir resim... Buraya kadar güzel. Bir süre sonra ikinci haber çıkıyor gazetede "Sürpriz çift ayrıldı," diye. O da olabilir. Fakat ayrılık sebebi, dünyada muhtemelen bir ilk: "Murat Han'ı kene ısırdığı için, Tuba Ünsal kendisine hastalık geçmesinden korktu ve ilişkiyi bitirdi." Düşünsenize, "Jude Law bitlendiği için Sienna Miller ilişkiyi bitirdi," ya da "Brad Pitt'in yatağında pire bulan Angelina Jolie çocukları da alıp, kaşınarak evi terk etti!" Bu nedir ya? Bu habere gülüp dururken, nereden bilebilirdim ki başıma gelecekleri... Bodrum'da plajdayım. Ve fakat ıssız, doğal bir ortam olduğundan etraf ot, börtü böcek... Yıllardır Bodrum'da, özellikle arabayla giderken bir ot kokusu duyarım. Kekik desen değil, çiçek desen değil. Hem şahane kokuyor hem de bana Bodrum tatillerini anımsatıyor. Bulabilsem evde yetiştireceğim. İngiliz atasözüdür, "Merak kediyi öldürür," diye... Plajda kokuyu duyunca kendimi saldım çayıra... Devedikenlerinin, çalıların, yeşilliklerin arasında koklaya koklaya dolaşıyorum. Hemi de şu tedbirsizliğe bakın ki, pantolon paçalarımı çorabın içine sokmayı bir yana bırakın, mayoyla... Otu bulamadım, vazgeçip gidip güneşlendim. Eve geldim ki belimin arkasında bir batma. Elimi götürüp kaşımamla birlikte, minik bir sertlik hissettim ve bölge kanamaya başladı. O an kafama dank etti: Belime bir kene yapıştıysa, ben onu en yanlış biçimde vücudumdan kopardım ve Kırım Kongo kanamalı ateşi, şu anda faaliyetine başladı. Şansıma bakın ki pisliğin ısırdığı yer belimin arkası ve ne kadar kuyruğunu takip eden köpek hareketleriyle aynada görmeye çalışsam da hiçbir şey görünmüyor. Bir süre yerde 'kopardığım keneyi' aramam da fayda etmedi. Zira yerler koyu kahverengi parke. Yarım saat kadar cebelleştikten sonra "Delirme, efendi gibi tatilini yap," dedim kendi kendime ve olayı unuttum.

TATİLCİLERE UYARI
Ancak turp gibi geçirip kendi kendime pek güldüğüm ertesi günün akşamı, televizyonu zaplarken rastladığım programda, Kırım Kongo kanamalı ateşi uyarısı yapılıyordu. Üstelik doktorun söylediklerine göre, belirtiler arasında ateş, vücutta kızarıklıklar, bağırsak bozukluğu gibi, güney illerine tatile gelmiş her şehirlinin güneş, kumda debelenmek ve yıkanmamış sebze meyve yemekten mütevellit yaşadığı durumlar vardı görünüşe göre... Benim gibi hastalık hastalarının ilk başvuru kaynağı internettir. Ve internet yalan dolan uydurma sağlık bilgileriyle doludur. Kimi sitede "Keneler şu kadar rakımlı yerlerde bulunur, deniz kıyısında felan, zor yani, ama belli de olmaz," biçiminde bilimsel bilgilere rastlanırken, bazı forumlarda ise hastalık belirtilerinin 10 güne kadar ortaya çıkmayabileceği, zaten çıksa da yapacak bir şey olmadığı, yatıp beklemek gerektiği söyleniyor. Tahmin edersiniz ki uykusuz ve "Hastaneye gitsem ne olacak, sadece serum takarlar, acaba bağışıklık sistemim virüsü yener mi? Belki bu kadar çalışmasaydım yenerdi. Öte yandan ben grip de olmam, diğer yandan ne Kırım'da ne de Kongo'da bulundum, niye vücudumun o bölge virüslerine bağışıklığı olsun ki?" tarzında düşünceler kafamda uçuşuyor. Genel durumumu, her güneş yanığı ve sivrisinek ısırığını yakından takip ettiğim dokuz günün sonunda, henüz ciddi bir belirti yok sevgili okuyucular! Bugünü de atlatırsam tamamdır. Plajlarda kene ihtimali, derin araştırmalarıma göre gerçekten az olduğuna göre, belki de diyorum bir örümcek, böcek veya kumda yatarken üzerime yapışan bir deniz kabuğu parçası kanattı orayı... Kulağa komik geliyor da bence değil, zira yaşayan bilir o paniği efendim! Daha komiği, artık gece gündüz, haşare kovucu spreyi üzerime sıka sıka dolaşmam da olabilir. Ama esas trajikomik olan, 2008 itibariyle Türkiye'nin halidir belki de.