kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 26 Haziran 2008, Perşembe
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
Günaydın 
RAHŞAN GÜLŞAN

Türkiye'nin yeni komiği: Mutfak'ın yıldızı Ersin!

BKM'nin Beşiktaş 'tesislerinde' kitlelerle tanışan 'Mutfak' ekibi artık tüm Türkiye'nin gözdesi. Kanal D'de yayınlanan 'Çok Güzel Hareketler Bunlar' ekibi olarak tanıyorsunuz onları. Aslında ekrana gökyüzünden ışınlanmış değiller. Son üç yıldır 'paşaları' Yılmaz Erdoğan'ın sıkı, sarsıcı, yeniden yapılandırıcı eğitimine maruz kaldılar. Sahneye çıkıp, bir sürü insanın kahramanları olduklarında ise daha ağır bir sınavdan; kişilik testinden geçtiler. Birkaç tanesi gelen tekliflere aldanıp yuvadan erken uçtu. Bunun da bedelini ödediler. Ama bu işe baş koyup, Yılmaz'ın etrafında olanlar sebatlarının ödülünü almayı başardılar.

ÖNE ÇIKAN İSİMLER VAR
Ekip çok genç, heyecanlı ve istekli. Kimi zaman sıradan, kimi zaman ise gerçekten zekice yazılmış skeçlerle hem televizyonları dizi hükümdarlığından kısa bir süre de olsa uzaklaştırıyorlar, hem de bu işi yapmak isteyen genç insanlara ilham ve cesaret kaynağı oluyorlar. Ancak ilk birkaç bölüm sonrasında bana göre iki isim fena halde öne çıkıyor. Bunlardan biri belki de gelecek neslin Demet Akbağ'ı olacak olan Büşra Tekin. Özellikle, iki farklı tipi anlatan ve arka arkaya denk gelen skeçlerdeki rahatlığı ve her tipin hakkını vermesi onun için umut beslememe neden oluyor. Kız gerçekten çok yetenekli. Diğeri ise Ersin Korkut. Hani o ufacık tefecik olup, daha sahneye çıktığı anda seyircilerin alkışlayıp gülmeye başladığı genç... Kendisi Yılmaz Erdoğan'ın teyzesinin oğlu. Ancak torpili yok! Bilirsiniz, ülkemizde komedyenlerin mutlaka 'Doğu şivesi' üzerinden güldürme durumu vardır. Oysa Ersin bu aksana doğuştan sahip ve tüm rollerini böyle oynuyor. Ancak ondan hiç beklemediğimiz yüksek bir mizah zekası ve kendini aşmak için gösterdiği inanılmaz çaba izleyeni kendisine hayran bırakıyor. Deli gibi çalışıyor. Hamlet tiratlarını bile sağlamca ezberliyor. Ancak kendi şivesini ve doğuştan getirdiği sempatik tipini de işin içine katınca kahkahaları hak ediyor. Ne 'Vizontele' ne 'Bana Bir Şeyhler Oluyor'; Yılmaz Erdoğan'ın en şahane işi bu genç çocuklara ışık olmak!