kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 23 Haziran 2008, Pazartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
OKAN MÜDERRİSOĞLU

Yabancı alarm veriyor

A Milli Futbol Takımı'nın akıllara durgunluk veren performansı, kısa bir süreliğine de olsa siyasetteki gerilimi, ekonomideki sancılı süreci herkese unutturdu. Yeşil sahalarda Türk mucizesine tanık olan yabancılar bugünlerde, ekonomi alanındaki mucizenin sona ermesinden kaygılı. Nitekim geçtiğimiz hafta İstanbul'da ardı ardına yapılan üç toplantıda ekonominin geleceğine ilişkin küresel uyarılar ve umutların ip uçları vardı. Türk-Arap Forumu, Euromoney Toplantısı ve Yatırım Danışma Konseyi'nin ortak mesajı, orta vadede Türkiye'ye duyulan güveni, kısa vadede ise kuşkuları yansıtıyordu. Öncelikli gündem maddesi ekonomi gibi görünse de yanıtı aranan soru, "AK Parti hakkındaki kapatma davasının" nasıl sonuçlanacağı idi. Dünyanın önde gelen çok uluslu şirketlerinin yöneticileri ile yapılan görüşmeleri not alan bir bürokrat şöyle dedi:
"İktidar partisinin kapatılması girişimini anlayamıyorlar. Ne değişecek ki diyorlar? Siyasete, müdahaleyi kabullenemiyorlar!"
Peki, yabancıların Ankara'ya ulaşan değerlendirme notlarının satırbaşlarında neler var?
Enflasyonla ilgili bekleyişlerin kötüleşmesi, Merkez Bankası'nın yapacağı faiz artışına ilişkin tahminler, cari açık riski, YTL'nin ani değer kaybetmesi tehlikesi, IMF ile acilen yeni anlaşmazorunluluğu. Ve hatta ekonominin koordinasyonundan sorumlu Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren'in bu toplantılarda yeterince görünmemesi. GAP Eylem Planı'nı yabancı sermayeye anlatma fırsatını kullanamaması. Orta Vadeli Mali Plan'ın yasal süre geçmiş olmasına rağmen gecikmesi.

YTL'ye yönelik uyarılar
Yabancı bakış açısına gelinceÖrneğin, Deutsche Bank yönetimi diyor ki"Enflasyon beklentilerinin Ağustos ve Eylül ayları boyunca da kötüleşmeye devam edeceğini düşünüyoruz. Söz konusu kötüleşme, hükümetin enflasyon hedeflerinin revize edilmesini kabul etmesinden kaynaklanan olumsuz etkiler ile birlikte Merkez Bankası'nı faiz artışına zorlayacaktır. Yıl sonuna kadar 150 baz puan daha faiz artışı yapılmasını bekliyoruz."
Lehman Brothers ise Merkez Bankası ile Hükümet uygulamaları arasındaki marjın açılmasına dikkat çeker gibi"Merkez Bankası enflasyon hedefini yukarı yönlü revize ederek büyük bir risk aldı. Ankara'nın, enflasyon hedeflerini geçici olarak yükseltme politikası dünyanın geri kalanı için model olabilir. Şu anda Para Politikası Kurulu'nun enflasyon beklentilerinin kötüleşmesini önlemek ve piyasanın güvenini yeniden tesis etmek için daha radikal tedbirler almak zorunda kalması ihtimali çok daha yüksekYüzde 15.75 olan faiz oranının yıl sonuna kadar yüzde 17.50'ye getirileceğini tahmin ediyoruz."
Lehman Brothers olumlu haberler vermeyi de ihmal etmiyor "Türkiye ekonomisinin şu ana kadar küresel kredi piyasasındaki karışıklık karşısında esnekliğini koruyabilmesi bize göre oldukça şaşırtıcı. Yurtiçi para piyasalarında herhangi bir kredi sıkışıklığı yaşanmamış ve yerel bankalar yeni fon kaynakları bulmakta sıkıntı çekmemiştir. Bunlar Türkiye ekonomisi açısından iyi haberlerdir."
Sonrasında, "Ancak" diye başlayan cümle dikkat çekici
"Mevcut tablo uzun bir süre daha bu şekilde devam etmeyebilir. Çünkü Türkiye ekonomisi büyümeyi finanse etme konusunda büyük ölçüde yabancı tasarruflara bağımlı. Siyasi faktörler ve cari işlemler açığının finansman kalitesindeki bozulma dikkate alındığında YTL'de değer kaybı riski devam etmekte. Bu yüzden Türkiye özel sektörünün sermaye maliyetindeki artışı göz önünde bulundurarak 20082009 yıllarına ilişkin büyüme tahminlerimizi aşağı yönlü olarak revize etmiş bulunuyoruz."
Ve Goldman Sachs.
Onlar da yıl sonuna kadar 150 baz puanlık faiz artışı öngörüyor. Merkez Bankası'nın "güvenilirlik problemine" tek başına çözüm getiremeyeceğini vurgulayıp ekliyor:
"Piyasa beklentilerini rahatlatabilmek için mali sıkılaştırma politikasına ve IMF destekli bir istikrar programına başvurulabilir. Buna karşın Hükümet, yurtiçi politikalara odaklanmaya devam etmekte. YTL, ani satışlar karşısında hassas halde. Yurtiçindeki siyasi tansiyon giderek yükseldiğinden ve küresel zemindeki belirsizlik sürdüğünden net dış sermaye girişinde anlamlı bir iyileşme görülmesi pek olası değil. Uluslar arası sermaye akışlarında yaşanacak bir şokun döviz ayarlamasını teşvik etmesinden endişeleniyoruz."