kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 22 Haziran 2008, Pazar
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC

Galatasaray mı, Robert mi?

Ece KOÇAL
İki farklı eğitim sistemi, iki farklı lise... Galatasaray Lisesi, Anadolu liseleri arasında, Robert Kolej ise özel okullar içinde birinci sırada. Öğrencilerin lise için tercihlerini yaptıkları şu dönemde hayata bakış açılarına, hatta kişiliklerine büyük etkisi olan bu iki okulun ayırt edici özelliklerini araştırdık..
TARİHİ
Okulun ismi sırasıyla Galata Sarayı Ocağı, Galata Sarayı Medresesi, Mekteb-i Sultani ve Galatasaray Lisesi oldu. 1481'den 1715'e kadar Enderun'a (saray mektebi) üst düzeyde eğitimli görevli yetiştirdi. 1820 yılına kadar Osmanlı'nın en önemli kurumlarından biriydi. Sonraki yıllarda ise Osmanlı'da Batılılaşma döneminin ve Tanzimat uygulamalarının sembolü oldu. Çünkü Osmanlı'da hukuksal, siyasal ve sosyal alanda yenilik geçirecek aydın kadroların yetiştirilmesi için Batılı programları olan bir eğitim kurumuna ihtiyaç vardı. Bu amaç doğrultusunda 1 Eylül 1868'de Sultan Abdülaziz'in katıldığı bir törenle Mekteb- Sultani adıyla kurum yeniden faaliyete geçti. 1924 yılında ise Galatasaray Lisesi adıyla eğitime başladı. Teneffüslerde Fransızca konuşma zorunluluğu kaldırıldı. 1967'de kız öğrenciler için Feriye Sarayları hizmete açıldı. 1975'de ise Anadolu Lisesi konumuna getirildi.

YERİ
İstanbul'un göbeğinde, Beyoğlu'nda yer alması kuşkusuz öğrencilerin hayatlarını etkiliyor. Lisenin önü, pek çok protestonun yapıldığı bir yer olarak da önemli.

BAĞLILIK
Galatasaray mezunları arasında okullarına ve kendi devrelerine ciddi bir bağlılık olur. Bunu bir tür milliyetçilik diye değerlendirenler bile var. Çünkü Galatasaraylılar, okullarını hayatlarındaki çoğu şeyin üzerinde tutabiliyor. Onlar, okullarıyla kendilerini bir sayıp, okulları hakkındaki eleştirileri kendilerine yapılmış gibi algılayabilir.

ÖĞRENCİLİK HAYATI VE RUHU
Yıllar geçtikçe öğrenci profili, hiyerarşi ve şartlar değişmesine rağmen Galatasaraylılık ruhu korunmaya çalışılıyor. Bunlardan en önemlisi ağabeylik ve ablalık sistemi. Üst dönemlerin sorumluluğu vardır: Alt dönemleri korur kollar, onlara okulun ekolünü aşılar. Alt dönemler de, ağabey ve ablalarına saygıda kusur etmez. Aradan uzun yıllar geçse de... Bu sistem, öğrenciler arasında birlik ve beraberliği perçinliyor. Bunu kötü yönde, kendi çıkarları için kullanıp, alt dönemlerini ezenler de yok değil...

PUAN DURUMU
OKS ile her yıl 100 öğrenci alıyor. Geçen yıl taban puan 472.266, tavan puan 486.955'ti. Bir yıl hazırlıktan sonra dört yıl lise eğitimi var. Özellikle hazırlık yılı ağır geçiyor. Öğrenciler, derslerin kolay olmadığını söylüyor. Ama genel anlamda, 'rahat' bir okul. Başarınız, tamamen sizin elinizde. Fransızcalarının çok iyi olmadığı rivayetler arasında.

ÜNİVERSİTE BAŞARISI
OKS ile Türkiye'nin en iyi öğrencilerini almasının, üniversite başarısında etkisi oldukça fazla. Çünkü ÖSS'ye yönelik çok özel çalışma yapılmıyor. Hatta test çözmeye izin vermeyen öğretmenler bile var. Buna rağmen üniversiteye giriş oranı yüzde 95 civarında. Okul, 2006'da üç tane ÖSS birincisi çıkarmıştı. Hatta bunlar, disiplin cezaları olan, atılmaktan son anda kurtulan, kısacası 'haylaz' öğrencilerdi. Mezunların tercih ettiği üniversiteler arasında Boğaziçi ve Galatasaray ağırlıkta. Yurtdışında, Fransa'ya gidenlerin sayısı da çok fazla.

YATILI
Şu an 317 yatılı, 273 gündüzlü öğrenci var. Yatakhaneler koğuş düzeninde. İstanbul dışından kazanan tüm öğrenciler, yatılı kabul ediliyor.

DİSİPLİN
Forma yok; bir geleneğin devamı olarak öğrenciler serbest kıyafet giyiyor. Zaten disiplin anlayışı, formalitelerle özdeşleştirilmiyor. Küçükleri koruyup büyükleri saymak, bu disiplinin bir parçası. Belki de bu nedenle, pek de kavga çıkan bir okul değil. Galatasaray- Fenerbahçe maçından sonra okula Fener formasıyla gelip, sağ çıkan öğrenciler bile oluyor! Bunun yanı sıra okuldan atılma var; ama bu disiplin suçundan değil, başarısızlıktan kaynaklanıyor. Bu arada müdür değişiklikleriyle birlikte, sık sık düzende değişiklikler de olabiliyor.

İMKÂNLAR
Bilgisayarların bulunduğu Aktüalite Merkezi, İnan Kıraç Bilgi İşlem Merkezi, bilgisayar, biyoloji, fizik, kimya, sosyal bilimler lavboratuvarları var. Okuldaki dört kütüphaneden biri olan Tevfik Fikret Kütüphanesi, Tevfik Fikret'in kurarken, kendi sanatçı zevkine büyük ölçüde yer verdiği, asma katlı, tamamı ahşaptan etkileyici bir oda. Okulda üç tane spor salonu var. Her türlü imkâna sahip müzik odasında, farklı müzik türlerinde sekiz tane müzik grubu çalışıyor.

SOSYAL AKTİVİTELER
Kulüplere çok önem veriliyor. Tiyatro Kulübü başta olmak üzere, Bilgisayar, Bilim Teknik, Edebiyat, Ekoloji, Ekonomi, Felsefe, Folklör ve Tango, Fotoğraf, Fransızca Tiyatro, Gezi ve İnceleme, Matematik, Müzik, Plastik Sanatlar, Satranç ve Go, Sinema, Sivil Savunma, Sosyal Bilimler Araştırma, Spor ve Yayın Kulüpleri yıl boyunca çalışıyor.

MEZUN ÜNLÜLER
Abdi İpekçi, Ahmet Haşim, Ahmet İnsel, Ali Sirmen, Ara Güler, Candan Erçetin, Atilla Dorsay, Avni Arbaş, Barış Manço, Cemal Reşit Rey, Engin Ardıç, Erol Günaydın, Ferhan Şensoy, Fikret Mualla, Haldun Taner, Işıl Kasapoğlu, Mehmet Ali Birand, Nedim Gürsel, Okan Bayülgen, Rasim Öztekin, Sedat Simavi, Selim İleri, Tarık Papuççuoğlu, Tevfik Fikret, Timur Selçuk, Hıfzı Topuz, Tuna Kiremitçi, Turgay Şeren, Tahsin Yücel, Umur Talu, Çetin Altan, Çetin Emeç, Özhan Canaydın, İnan Kıraç, Şerif Mardin, Şevket Altuğ.

Umur Talu:
"Özel görünümüne rağmen, kamunun, kamusal eğitimin, yaygın özelleşmeye karşı bir isyan bayrağı gibi duruyor. İnsanlar Galatasaray'ı yanlış biçimde özel bir okul zannediyorlar. Halbuki Galatasaray ciddi bir kamu ve halk okulu. Son senelerde bence Galatasaraylılık ruhundan biraz tavizle, bildiğimiz ÖSS türü başarılara yatkın bir okul haline geldi. Eskiden Galatasaray'ı bitirmek yeterliydi. Şimdi üniversite mezunlarının da hayatı garanti değil. Aslında bu genel bir yara. Bu sisteme iyi veya kötü demek kişiye göre değişir. Her şeye rağmen, Galatasaray kamu okulu olarak çok iyi iş yapıyor. Bunda her pilav gününe koşup gelen mezunlarının ve vakfın büyük rolü var."

* * *
TARİHİ
1863'te ABD dışındaki ilk Amerikan okulu olarak kuruldu. Sahipleri, Amerikalı Christopher Robert ve İstanbul'da fırın, çamaşırhane ve okul işleten Cyrus Hamlin'di. Amaç, Ermeni erkeklere eğitim vermekti. Kuruluşundan altı yıl sonra Osmanlı tarafından verilen bir izinle Rumeli Hisarı sırtlarında bir kampus kurulabildi. Yapılan ilk bina, Hamlin Hall olarak adlandırıldı. Okulun kendi standartlarında eğitime devam etmesi için iki cinsiyete de eğitim vermesi gerektiği düşüncesiyle Robert Kolej, kendi düşüncelerine uyan bir biçimde 1890'dan beri eğitim veren Amerikan Kız Koleji'yle birleşti. Robert Kolej bu olayın ardından, Bebek'teki kampusunu, üzerinde bir üniversitenin kurulması şartıyla devlete bağışladı ve böylece, Boğaziçi Üniversitesi'nin temelleri de atıldı. Robert Kolej, 1971'den beri hem kızlara hem de erkeklere eğitim vermeye devam ediyor.

YERİ
En etkileyici taraflarından biri, Boğaz manzarası. Arnavutköy'de ağaçlar arasındaki tarihi binalar oldukça da heybetli. Okulun doğu sınırında Rumeli Hisarı var.

BAĞLILIK
Türkiye'de ve uluslararası düzeyde, farklı alanlarda sosyal, kültürel roller üstlenen vatandaşlar ve liderler olarak işlev yapacak, azimli, beceri ve kavrayış sahibi gençler mezun etmeyi amaçlıyor. Ama mezuniyetlerinden yıllar geçse de birbirlerine bağlılıkları, birbirlerini koruyup kolladıkları, su götürmez bir gerçek.

ÖĞRENCİLİK HAYATI VE RUHU
Amaç, öğrencilerin uluslararası bir vizyona sahip olması. Bu nedenle tüm öğrenciler, İngilizce konusunda iddialı. Öğrencilere, birey olduklarının bilinci aşılanıyor. Her birinin farklı ve kendi belirlediği alanda 'özel' kişiler olması hedefleniyor. Robertlilerin ortak özellikleri, biraz kendilerini beğenmiş olmaları. Bunu yüzlerine söylediğinizde de "Beğeniyoruz çünkü iyiyiz," diyebilirler. Okul, Türkiye'deki üst düzey yöneticileri yetiştiren önemli kurumların başında.

PUAN DURUMU
OKS ile bu yıl 99 kız, 99 erkek öğrenci alacak. Geçen yılın taban puanları kız öğrencilerde 746.167, erkek öğrencilerde ise 753.046 idi. Bir yıllık hazırlık ve dört yıl lise eğitimi var. Gündüzlü öğrenciler için ücret 25.480 YTL+KDV, beş gün yatılılar için 36.200 YTL+KDV ve yedi gün yatılılar için 40.780 YTL. Öğrencilerin yüzde 24'ü tam veya kısmi burslu okuyor. Robert'te yalnızca ihtiyaca yönelik burs veriliyor, başarıya dayalı burs sistemi yok.

ÜNİVERSİTE BAŞARISI
Geçtiğimiz yıl 168 öğrenciden 115'i Türkiye'de üniversiteye girdi. Bunların 29'u Boğaziçi'ni, 27'si Koç'u, 14'ü Sabancı'yı, 11'i İTÜ'yü kazandı. Ama Robert, yurtdışındaki üniversitelere gönderdiği öğrencilerle adından söz ettiriyor. Örneğin 2004'te üç öğrenci birden Harvard'a gitmişti. Geçen yıl yurtdışına başvuru yapan 60 öğrenciden 55'i kabul aldı. Bunların 22'si burslu okuyor.

YATILI
İstanbul dışından 70 kız ve 95 erkek öğrenciye yatılı kalma imkânı sağlanıyor. İkişer, üçer, dörder, beşer veya altışar kişilik odalar var.

DİSİPLİN
Robert'te de belli bir forma yok ama herkesin uymak zorunda olduğu kurallar var. Örneğin kıyafetler ne fazla bol, ne de fazla dar olmalı. Erkekler siyah, lacivert, koyu gri veya koyu kahverengi kumaş pantolon, kızlar yine aynı renklerde orta boy, düz kesimli etek giyiyor. Üzerine tek renk, yakalı, kısa veya uzun kollu gömlek giymeleri gerekiyor. Kurallara uymayan kılıkta okula giden öğrencilerin, kıyafetini düzeltemezse eve geri gönderilme ihtimalleri her zaman var.

İMKÂNLAR
44 bini aşkın İngilizce, Türkçe, Fransızca ve Almanca kitap ile binlerce gazete ve süreli yayına erişim imkânı var. Bilgisayar laboratuvarları dışında okulun ana binalarında kablosuz internet var. Sınıflarda kullanılan teknolojiler: Akıllı tahta, internet erişimi, online yoklama, film ve video. Bütün sınıf ve laboratuarlarda sabit projeksiyon makinesi mevcut. 530 kişilik oturma kapasitesine ve profesyonel kalitede ışık ve ses düzenine sahip tiyatrosu var. Bir spor salonu, özel tartan koşu pisti, iki futbol sahası, dört tenis kortu bulunuyor.

SOSYAL AKTİVİTELER
Geçtiğimiz yıl aktif olan 86 tane kulüp vardı. Bunların arasında en ilgi çekenleri; Anime ve Manga, Bowling, Briç, Dalış, Badminton, Alman Tiyatrosu, Tarih, Gitar, İtalyan Dili ve Kültürü, Felsefe, Yoga, Tiyatro, Golf, Modern Dans.

MEZUN ÜNLÜLER
Cem Boyner, Nejat Eczacıbaşı, Şakir Eczacıbaşı, Rahmi Koç, Ömer Koç, Sibel Kutman, Zeki Alasya, Cevat Çapan, Engin Cezzar, Haldun Dormen, Genco Erkal, Nedim Saban, Nevra Serezli, Ülkü Tamer, Perihan Mağden, Etyen Mahçupyan, Leyla Umar, Gündüz Vassaf, Nuri Çolakoğlu, Yıldırım Türker, Halide Edip Adıvar, Pınar Kür, Orhan Pamuk, Abidin Dino, İpek Ongun, Ayşe Kulin, Lale Müldür, Serdar Bilgili, Neşe Erberk, Betül Mardin, Cem Karaca, Şenes Erzik, Tansu Çiller, Bülent Ecevit, Rahşan Ecevit, Ömer Karacan, Abidin Dino.

Perihan Mağden:
"1 birey olarak varolmana izin veriyor. Başını ezmiyor ruhunu büzmüyor. Ayrıca büyük 1 kampüs ruhen ve bedenen uzayabiliyorsun, saklanabiliyosun vs. En akıllı çocukların oraya seçildiğini de unutmayalım."
Haberin fotoğrafları