kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 20 Haziran 2008, Cuma
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
Günaydın 
YÜKSEL AYTUĞ

Yapraklar dökülürken...

YAPRAK Dökümü'nde sabır taşı en sonunda çatladı. Ferhunde'ye bugüne dek sabır gösteren aile, tepkisini "eyleme" dönüştürürken en şiddetli reaksiyon ise Hayriye Hanım'dan geldi. Bu haftaki bölümün son karesinde Hayriye Hanım, sevgilisiyle arabada yakaladığı Ferhunde'yi tokatladı... Bu arada korkunç kaynana Cevriye'nin de son bölümde iyice "yumuşadığını" fark ettik. Cevriye Hanım ilk kez gelini Fikret için endişelendi. Hatta evde onun bıraktığı boşlukta sanki kaybolacakmış hissini yaşadı. Fikret'in eve ne kadar büyük bir neşe kattığını fark etti. Ama Cevriye bu, sağı solu belli olmaz. Tatilde gücünü kuvvetini toplayıp, yeni sezonda tekrar Fikret'in üzerine çullanabilir. Aslında Yaprak Dökümü'nde iyi ve kötü karakterler kalın çizgilerle birbirinden ayrılmıyor. Her kötünün içinde iyi bir şeyler bulunabileceği, iyilerin de sütten çıkmış ak kaşık olmadığı vurgulanıyor. Bu durum seyircinin de bölünmesine yol açıyor. Örneğin, diziyi izleyen aldatılma tecrübesi yaşamış bir kadın, Ferhunde'nin patronuyla ilişkiye girmesine "Oh olsun. Şevket de Sedef ile fingirdemeseydi" diyor. Ayrıca Ali Rıza Bey için çektiği tüm acılara rağmen, "Hak etti. Dizginleri bir türlü eline alamadı" diyenler de var. Hele birkaç bölüm önce Ferhunde'nin, Ali Rıza Bey'e "Niye kötü olaylar hep sizin başınıza geliyor? Biraz da suçu kendinizde aramanız gerekmiyor mu?" şeklindeki çıkışı, pek çok izleyici tarafından tasvip gördü. Peki ya Hayriye Hanım'ın çelişkisine ne demeli? Birkaç bölüm önce Leyla'yı, evliliği çatırdayan avukata sırf parası pulu olduğu için yaklaştırmaya çalışan o değil miydi? E, o zaman Şevket'in durumuna üzülmeye ya da Ferhunde'ye kızmaya hakkı var mı? Yaprak Dökümü adeta bir prizma gibi... Kaynanalar tarafından bakıldığında ayrı, gelinler ya da evin reisleri tarafına çevrildiğinde bir başka ışık kırılması yaratıyor. Belki de bu denli ilgiyle izlenmesinin gerçek nedeni budur.