kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 19 Haziran 2008, Perşembe
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
MELİHA OKUR

Postmodern 28 Şubat!

Ticaret, 'fiyatları,' endüstri; 'istikrarı takip eder. Çünkü tüccar için fiyat dalgalanması şarttır. Yoksa kâr edemez. Ama sanayi için durum farklıdır, sanayici hep istikrar peşindedir. Sanayici için hayat zordur. Sonuçta yapılan en küçük bir yatırımın bile geri dönüşü yedi yıldır. Dolayısıyla tüccarın ve sanayicinin rotası hep farklıdır.
Tüccar, hemen ve yüksek kârı, sanayici ise stabil ve makul kârı hedefler. Sanayici, sermaye piyasasını, tüccar ise bankacılık piyasasını takip eder. Sanayici, yaptığı yatırımdan dolayı döviz kurunda 'stabilite' ister, tüccar 'döviz kuru dalgalansın yeter' der. Tüccar, 'yüksek faize' bayılır. Sanayici ise 'faiz düşük olsun' diye tutturur.
Sanayici ve tüccarın emeğe yaklaşımları da çok farklıdır. Sanayici, nitelikli ve ucuz emekle çalışır, tüccar nitelikli emek ister ama fiyata bakmaz bile! Kamu hizmetleri, altyapı yatırımı, mevzuat niteliği ve yönelimi konusunda tüccar ve sanayici çok farklı düşünür.
Tüccar ve sanayici dünyaya farklı bakar!
Doğaları farklı!.. Tüccar, öz düzenlemecidir. Geleneklerle iş yapmak ister.
Sanayici, merkezden düzenlemeyi savunur. Yasal, akılcı, kanuni düzenlemeler sanayici için olmazsa olmaz koşuldur...
Dünyada tüccar ve sanayici ilişkisini en iyi anlatan kişi yirminci yüzyılın en önemli siyaset bilimcilerinden biri olan Samuel Hungtington'dan başkası değildir! Hungtington, asker, kamu, devlet ve özel sektör ilişkilerinin siyasi dilini en iyi çözmeye çalışan teorisyendir.
Hungtington'ı 'Medeniyetler Çatışması' teziyle tanıyoruz. O yüzden bugün söze Hungtington ile başladık.
Çünkü ortada kafa karıştıran bir durum var.
Türk sanayicisini temsil eden Türk Sanayici ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) ile tüccarların çatı örgütü olan Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), tarihlerinde ilk kez bir araya geliyor, işçi sendikalarını da davet edip siyasette belirsizliğin dibe vurduğu bir dönemde 'Anayasa' diye yola çıkıyor?
Niye?
Sinek küçük mide bulandırır. Acaba bu yolculukta ne var?
Türk siyasetine yeni bir soluk mu gelecek? Yaralı Türk demokrasisi farklı bir açılım mı yakalayacak? Yoksa biraz yerli biraz yabancı, karışık soslu 'Derviş Modeli' mi sunulacak? Postmodern 28 Şubat süreci mi başladı?
TOBB ve TÜSİAD'ın işi siyaset değil ki.
Keşke bu buluşma 'üretim' için yapılsaydı da böylece ortak akıl ortaya çıksaydı? Yazık!..