kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 18 Haziran 2008, Çarşamba
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
UMUR TALU
Dipsiz Kuyu

Hükümete emzik!

(Hey bebek!.. Sana bir ay ana sütü yeter...
Çabuk em ve hemen bırak!)

Hemen telaşlanmayın.
Bu "bebek"; maaşlı, ücretli çalışan annenin bebeği oluyor.
Süt de o annenin. Başlık altı "em" ir ise hükümetin.
Ben sadece aracıyım.
O yüzden...
Zaten "astsubaylara Meclis'te önce verilip hemen geri alınan 1'in dördü" meselesinden... Zaten "tersane infazları" ve "işgüvenliğivesağlığımüdürükasımbey"in başarılı çalışmalarını aynen devam ettirmesinden ötürü aramız limoni...
"Alışma ve sosyal güzellik bakanı" na hitabı bir okur yapsın.
"Sayın Talu;
Adım Ebru... Yüksek İşletmeciyim. 15 Haziran akşamı TRT 2 kanalındaki bir söyleşide Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı'nın yeni Sosyal Güvenlik Kanunu ile ilgili açıklamalarını hayretle dinledim.
Bakan, yeni yasayı büyük bir devrim yapmış edasıyla savunuyor, devlet televizyonu olması sebebiyle, TRT sunucusu da kafasını sallayarak Bakan'ın açıklamalarını onaylıyordu.
Üniversite mezunu, çalışmak isteyen aktif iş gücünün işsizlikle boğuştuğu, çalışanların da, işverenlerin işsizliği fırsat bilmesinden dolayı çok düşük ücretlere tahammül ettiği bir ülkede istihdam koşulları sağlayamayan hükümet, cari açığını kapatmak için emekli, dul ve yetimin aylıklarına göz dikiyor ve bunu da büyük bir marifetmiş gibi savunuyor.
Başbakan izlediği filmden (Beyaz Melek) etkilendi diye, bir gecede, anne, babası ile yaşayanlara asgari ücret tutarında maaş bağlanırken...
Köle gibi çalışıp ancak asgari ücret alabilen işçi ve memur, ortalama insan ömrünün 70 yıl olduğu ülkemizde 65, hatta 68 yaşına kadar emeklilikten men ediliyor.
Üstelik, emekli maaşları da gasp ediliyor.
Üniversiteyi bitirdikten sonra hemen iş bulamayan kız çocukların kaybettikleri anne, babalarından aldıkları yetim maaşları kesilerek ülkenin açığı kapatılmaya çalışılıyor.
Ne yapsın bu kızlar?
Devletin istihdam sağlayamadığı, özel sektörün iş ilanlarında "bay" elemanların tercih edildiği ülkemizde nasıl geçinsinler?
İnternette bir sitede yeni yasanın "anne sütü yardımı" ile ilgili maddesine yapılan bir yorumu çok beğendim:
'Bütün dünyada anne sütünün önemi yeniden anlaşılır ve emzirme teşvik edilirken, Türkiye'de, sigortalının çocuğuna bir ay anne sütü yeter, mantığı geçerli olacak. Daha önce altı ay için öngörülmüş emzirme yardımı bir aya inecek."
Komplo mantığı yürütsem, 'Bedensel ve zihinsel olarak daha da az gelişmiş nesiller mi isteniyor?' diye düşünebilirim.
Asıl üzüldüğüm ise, bu kadar önemli bir konunun basında, medyada gerektiği gibi yer almaması.
Kamuoyunu, ilgili yerleri harekete geçirebilmek için bunu size gönderiyorum. "

Tabii ki hiç kimse, hatta yönetenler de, yeni nesiller daha sağlıksız, daha kafasız olsun istemez!
Peki niye böyle yaparlar o zaman?
Belki de çok zeki oldukları için.
Yok, çok zeki oldukları için değil tabii!
"İktidarın doğası" böyle bir şey olduğu için. Hemen her iktidarın ve bu iktidarın doğasında, güçsüze hak değil ancak sadaka lütfedildiği için.
Kapitalizm ve piyasa dediklerine bakmayın; en ücra köşelerden en büyük holdinglere, "cilalı ağalık, kölelik düzeni" makbul sayıldığı için.
Lakin bir hikaye de şu:
"İktidarın doğası" na karşı, toplumların, bireylerin, sınıfların da "doğal tepki"si olabilir.
Bunun adı demokratik muhalefet, demokratik mücadeledir.
Öyle askeri muhtıra, yargı darbesi gölgesi, medya manipülasyonu filan kaldırmaz.
İnsanların, çalışanların haklarını darbelerle, emir komuta anayasalarıyla, yasalarıyla, genelgelerle, yönergelerle gasp etmiş olanların asık yüzünü de, bunu alkışlamış olanların yüzsüzlüğünü de kaldırmaz.
O yüzden...
"Bir rahat bırakmadılar toplumu..." ki, esastan toplumsal, ekonomik, siyasi muhalefet oluşabilsin.
"Bir rahat bırakmadılar hükümeti..." ki, esas toplumsal, ekonomik, siyasi yamukluklar kabak gibi çıksın!
Hey bebekler, madem bir aydan fazla meme yok, siz de emzik, biberon yardımı için ayaklanın. Yani emekleyin!
Büyüsün de yürüsün, ninni.
Emekli olsun da sürünsün, nenni.