kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 18 Haziran 2008, Çarşamba
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
Günaydın 
Prof. Dr. Tevfik Özlü
Sağlık Hakkı

Bir hastanın muayenesi nasıl sadece üç dakika sürebilir?

Çarpıntı ve nefes darlığı şikayeti olan babamı kardiyoloji polikliniğine götürdüm. Ancak, içeri girip çıkmamız üç dakikayı bulmadı. Bu kadar kısa sürede bir hekim hastasını muayene edebilir mi? Can A./ Mersin

Ayakta muayene ve tedavi süreci genellikle şöyle işler: Hasta ve hekim tanışırlar. Hasta, hekime sorunlarını ve endişelerini anlatıp, kendini ifade eder. Ardından hekim ona sorular sorarak teşhis ve tedavi için ihtiyaç duyduğu diğer bilgileri edinir. Bunu takiben hastayı muayene eder. Eğer gerek varsa laboratuvar tetkiklerini yaptırır ve en sonunda hekim, elde ettiği verileri yorumlayıp bir teşhise ulaşır. Buna göre de en uygun tedaviyi hastasına reçete eder. Takdir edersiniz ki; bu sürecin 3 dakikada tamamlanması olası değildir. Hastalığın ve hastanın durumuna ve hekimin pratiğine göre hastaya ayrılması gereken süre değişir. Hekime ilk kez başvuran bir hasta için ortalama 20 dakikalık bir süre ayrılması gerekmektedir. Ancak, danışma veya kontrol amacıyla gelen hastaların işleri daha az zaman alabilir.

HEKİMİN DE HAKKI!
Hastaya yeterli zaman ayrılması sadece hasta hakkı olmayıp; aynı zamanda bir hekim hakkıdır. Çünkü sorumlu bir hekim, aceleyle karar verip tıbbi bir hata yapmak ve bunun sonuçlarıyla yüzleşmek istemez. Polikliniklerde hastalara yeterli zaman ayrılamaması, 'malpraktis' dediğimiz yanlış teşhis veya yanlış tedavilere yol açabilir. Hekimin kararı, hastanın sağlığıyla, geleceğiyle ve yaşamıyla doğrudan ilgilidir. Böyle bir karar zaman baskısı altında verilmemelidir. Hastanın hekimine ve onun tedavisine güvenmesi için hastayla hekim arasında doğru bir ilişki ve sağlıklı bir iletişim kurulmalıdır. Bu gerçekleşmediği takdirde, hekimin teşhis ve tedavisi doğru bile olsa, hastayı tatmin etmez.

ALTYAPI SAĞLANMALI
Ne var ki; özellikle kamu hastanelerinde bazen hasta yoğunluğundan, bazen de başka nedenlerle, hekimin hastalarına ayırdığı süre yeterli olmamaktadır. Bu sadece poliklinikler için değil, serviste yatan hastalara ayrılan vizit saatleri için de geçerlidir. Bu sorunu çözmek için bir taraftan nüfus başına hekim sayısını ve dağılımını yeterli hale getirmek üzere tedbirler alınırken; diğer taraftan basamak sistemini etkin hale getirip, hastanelerdeki yığılmalar önlenmelidir. Sağlık kurumlarındaki altyapı, donanım ve ekipman eksiklikleri tamamlanıp, var olan hekim potansiyelinden maksimum olarak yararlanılmalıdır. Ayrıca, hekimler de hastane-muayenehane denklemi arasında sıkışıp kalmaktan bir an önce kurtarılmalıdır.