kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 17 Haziran 2008, Salı
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
ERDAL ŞAFAK

Kutlamak

Popüler yaratıcılıkta hiç kimsenin eline su dökemeyeceği "Bild" gazetesi, Millilerimiz'in Çek Cumhuriyeti zaferine Türkçe başlık attı: "Sizin kadar sevindik!"
Çok teşekkür ederiz. Ancak bu jestle Almanya'daki 3.5 milyon vatandaşımızın kalplerini bir kez daha fetheden meslektaşlarımızı uyarmayı vicdani görev kabul ediyoruz: "Bizim kadar sevinmek" tamam; ama "Bizim gibi sevinmek", sakın ha!
Biz antik çağların inancını günümüzde de yaşatan tek halkız: "Kurbansız zafer olmaz!"
Bu inanç karşısında tüm çağdaş yasaların "Kadük" olduğunu düşünürüz. Ne "Meskun mahalde ateş açan"a 3 yıla kadar hapis cezası öngören Türk Ceza Yasası'na aldırırız, ne Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi'nin bu konuyla ilgili olarak hepsi de oybirliğiyle aldığı 30 kararı umursarız.
Hakemin zaferimizi ilan eden son düdüğü çalar çalmaz, kaptığımız gibi silahı ya sokağa fırlarız, ya balkona. Ve saydırırız... Allah ne verdiyse!
Istrancalar'dan Cilo'ya kadar yurdumuzun tüm dağlarında, taşlarında yankılanır yaktığımız mermiler. Birkaçının sekip "İstenmeyen kazalar"a yol açmasını pek fazla büyütmeyiz. Tıpkı Pazar gecesi olduğu gibi.
Gerçi polis ve jandarma bültenleri henüz bilanço çıkaramadılar ama ilk verilere bakılırsa, galiba Adana, Bursa, İstanbul, Ankara gibi birkaç yerde "Vukuat" olmuş. Canım büyütülecek bir şey değil; evinin önünde dururken birden sırtında sıcaklık hisseden bir genç, ayağını, kolunu, kafasını kurşun sıyıran veya saplanan birkaç kişi, camları kırılan birkaç ev. Ah, unutmadan; Londra'daki vatandaşlarımızın kutlamalarında da 40 kadar araç kundaklanmış. Üstünde durmaya değmez.
Hem sonra bu kazalar Nazire Dedeman'ın kurduğu Umut Vakfı'nın verilerini tazelemesine de fırsat sağlıyor. (Geçenlerde gönderdiği son bültende 2007'de sadece İstanbul'da her 8 kişiden birinin ateşli silahla hayatını yitirdiğini, her 10 suçtan birinde silah kullanıldığını anlatıyor, Emniyet Genel Müdürlüğü istatistiklerinden yola çıkarak silahlanmada varılan noktaya dikkat çekiyordu: "2007'de 209 bin kişi daha ruhsatlı olarak silahlandı, ruhsatsız silahlardaki artışı ise hiç kimse bilmiyor. Ancak Türkiye'de bireysel silah toplamının 7 milyonu aştığını, her üç evin birinde silah bulunduğunu veya bulundurulduğunu, yetişkin her iki erkekten birinin silah edindiğini söyleyebiliriz." Umut Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Ayhan Akçan dün bir veri daha açıkladı: "Son 10 yılda önemli maçların ardından yapılan silahlı sevinç gösterilerinde 30'a yakın vatandaşımız öldü.")
Olacak o kadar. Dedik ya; "Kurbansız zafer olmaz."

Viyana'yı cehenneme çevirmek
Hem sonra bizde Çek zaferi kutlamalarında bir şeylerin eksik kaldığı hissi var. Örneğin Müslüm Gürses bir TV kanalında özel program yapmalı, o şov meydanlara kurulan dev ekranlarla yurdumuzun tüm insanlarına ulaştırılmalıydı. Müslüm Baba, "Sensiz olmaz" diye başlamalıydı... Haydi jiletler fora.
Ama Gürses "Ne jileti, milenyuma girdik!" diyerek hayranlarına ihanet edince, üstelik arabeskten rock-pop gibi zamane modalarına geçiş yapınca, bedenimizden kan gelinceye sevinme hakkımızı kullanamaz olduk. Silah patlamasında bu faktörün de ciddi bir payı olsa gerek. (Akademisyenler bu iddiamızı bir kenara not etsinler. Bir gün lazım olur.)
Neyse ki hâlâ Müslüm Baba'nın hiç değilse "Haydar Haydar"daki dizesinin gereğini yerine getirmeye devam edenler var: "Arı namus şişesini yere çaldım, kime ne..."
Dün sabah evden çıktığımızda tüm sokak, bira, şarap şişeleri kırıklarıyla doluydu.
Fransız Ulusal Meclisi'nin geçen yıl yayınladığı raporda, maçlarda ve sonrasında çıkan olaylarla işsizlik arasında doğru orantılı ilişki olduğu belirtildi: İşsiz arttıkça, olaylar da artıyor.
Türkiye İstatistik Kurumu da dün işsiz sayısının 95 bin kişi artarak 2.5 milyona dayandığını açıkladı.
Yani? Siz bizi asıl Hırvatistan maçı sonrası görün. Zafer sevinciyle UEFA sitesini çökerten "Hacker"larımızın bıraktıkları mesajın gereği yapılacak: "Fatih'in fedaileri, Viyana'yı cehenneme çevirmeden yurda dönmeyin!"
Siz oradan, biz buradan. "Can your hear me?" (Beni duyabiliyor musunuz?"
*

* Not: Euro 2008'in resmi şarkısı. Enrique Iglesias, 29 Haziran'da Viyana'daki ErnstHappel stadında oynanacak final maçında söyleyecek.