kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 17 Haziran 2008, Salı
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC

Bahçeli'den hükümete eleştiri

Yeni Haber
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, ''Dün, devrilen treni terk ederek siyasete başlayanlar, bugün kendi devirdikleri trenden kaçmak isteyenleri engellemek için yol ve yöntemler aramaya başlamışlardır'' dedi.Partisinin grup toplantısındaki konuşmasına, hayatlarını kaybeden bestekar Avni Anıl, Kırgız yazar Cengiz Aymatov ile şair ve yazar Dilaver Cebeci'ye Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı dileyerek başladı.

Bahçeli, pazar günü yapılan ÖSS'ye 1,5 milyon öğrencinin katıldığını, uzun ve masraflı bir özel dershane sıkıntısından sonra üniversite giriş sınavına katılan gençlerin, bu maratonun ilk aşamasını tamamladığını ifade ederek, 2008-2009 öğretim yılında üniversite kontenjanlarının 42 bin düzeyinde arttırılmış olmasına rağmen bu yıl da bir milyona yakın gencin üniversiteye girme imkanından mahrum kalacağını belirtti.''Bu durum, Türkiye'nin kanayan bir yarasıdır'' diyen Bahçeli, soruna mutlaka el atılıp çözüm bulunması gerektiğini bildirdi.

Devlet Bahçeli, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın sınav sistemi ve dershanelerle ilgili eleştirilerinin ilk bakışta haklı olduğunu dile getirerek, ''Başbakan Erdoğan, bunları kamuoyu ile paylaşmadan önce, dershane destekli eğitimden, dershane temelli bir eğitime kayışın nedenlerini, Milli Eğitim Bakanı'ndan sormalı ve sorunun sorumluluğunu öncelikle kendi icraatında aramalıdır. 6 yıla yakın bir süredir Başbakanlık koltuğunda oturan bir siyasetçinin, bu durumun garabet olduğunu söylemesi, başlı başına bir garabettir'' diye konuştu.MHP Genel Başkanı Bahçeli, sınava giren bütün gençlere başarılar dileyerek, sonuçların kendileri ve aileleri başta olmak üzere milletin geleceğine hayırlı sonuçlar ortaya çıkarmasını temenni etti.

''BAŞBAKAN ERDOĞAN, MİLLETİ ALDATTI''

Türkiye'nin bugün, kırılgan siyasal bir fay hattının üzerinde, çok cepheli ve çetin bir iktidar mücadelesinin içinde kıvrandığını ve hırpalandığını savunan Bahçeli, her anlamda husumet ve kin istikametinde yorulan ülkenin, bugünü ve yarınının, kaygı verici bir hale geldiğini söyledi.

''Başbakan Erdoğan ve yandaşları, kişisel ihtiraslarını, millete hizmet iddiası ve ideolojik ön yargılarla örtmenin kurnazlığıyla milletimizi
aldatmış ve oyalamıştır'' diyen Bahçeli, şöyle devam etti:''Kamu görevlilerinin özel hayatlarının ifşa edildiği, özel anlamlar
çıkartılarak kuşkuların hakim kılınmak istendiği bir ortamda, en çok ihtiyacımız olan karşılıklı güven de yok olmak üzeredir. İnsanların
izlenerek bunlardan komplolar çıkartılmaya çalışılması, toplumun her kesimini derin bir güven bunalımının içine itmektedir. Artık Türkiye,
tek başına iktidar iddiasındaki AKP'nin yönetim ve kontrolünden tamamen çıkmış, karalayıcı kampanya sahipleri ile karanlık odaklar Türkiye
gündemini belirlemeye başlamıştır. Başbakan Erdoğan'ın, 'Ankara'daki karanlık senaryolarda biz yokuz' açıklaması, ülke yönetiminden sorumlu
bir hükümetin sürüklendiği çaresizliğin ilk ağızdan itirafıdır. Sayın Başbakan; varlığını ikrar ettiği karanlık senaryoların önlenmesi için
hükümetinin ne yaptığını ve hangi tedbirleri aldığını açıklamak zorundadır.

Anlaşılan odur ki kurumlarla kavgalı, milletle mesafeli, milli değerle tartışmalı olan siyasi otorite, kaybetmeye başladığı iktidar olma
niteliğini skandallar ve komplolar üzerinden siyaset yaparak sürdürme çabasındadır. Bu anlayış, siyaseti çözüm ve değer üretemez bir noktaya
sıkıştırmıştır. Başbakan Erdoğan, karanlık komplo teorileri arasında, 'Taraf değiliz' diyerek, sebebi olduğu kaostan sıyrılmaya çalışacağına,
girdiği çıkmaz sokağın kılavuzluğunu sabık siyasi anlayışında, kusurlu hükümet etme tavrında aramalıdır.''

''MECLİSİN TATİLE GİRMEMESİ

MHP Lideri Devlet Bahçeli, bugün yaşanılan siyasi, ekonomik ve toplumsal darboğazın öncelikli sorumlusu ve sebebinin Başbakan Erdoğan olduğunu
ileri sürerek, Erdoğan'ın da artık bu gerçeğin farkına vardığını ve partisinde muhtemel bir çözülmeyi durdurmak için işi artık tehdit
boyutlarına vardırdığını savundu.

''Başbakan Erdoğan'ın yanlış makas değiştirerek, yanlış yöne yol verdiği partisini terke hazırlananlara yönelik, 'Trenden inen bir daha binemez'
uyarısı, kendi siyasi çizgisindeki, 'Aktarmalı' yolculuğun dramatik bir tekrarına işaret etmektedir'' diyen Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Dün, devrilen treni terk ederek siyasete başlayanlar, bugün kendi devirdikleri trenden kaçmak isteyenleri engellemek için yol ve yöntemler
aramaya başlamışlardır. İktidar partisine mensup milletvekillerine kadar yansıyan umutsuzluk hali, partilerinin kapatılacağına dair beklentileri
arttırmış görünmektedir. Bunun yansıması olarak AKP, kolektif karar alma ve onları uygulayabilme özelliğini kaybetmek üzeredir. Kapatılma davası
sonuçlanana kadar Meclisi tatile çıkarmama yönündeki girişimi, bu panik halinin açık bir işareti olmuştur. Başbakan Erdoğan, bu yaklaşımı ile
milletvekillerine olan güvenini tamamen kaybettiğini ortaya koymakta ve ara istasyonlarda ineceklere engel olmak için treni tam hızla sürmeye
çalışmaktadır. Sayın Başbakan'ın yaklaşımına göre ise seyir halindeki AKP treninden atlayacak olanların akıbetlerinden ise kendileri sorumlu
olacaktır. Kapatılma davası sonuçlanana kadar Meclisin tatile çıkarılmaması yönündeki AKP girişimi de bir seçim hazırlığı olarak
yorumlanmalıdır.''

Devlet Bahçeli, partisinin siyasi geçmişinde, millete gitmekten ve siyasi rakipleriyle sandıkta hesaplaşmaktan hiç bir zaman kaçmadığını
ifade ederek, ''Ancak, henüz üzerinden bir yıl bile geçmeden tekrarlanması halinde yapılacak bir seçimin siyaseten ülkemize ne
kazandıracağını veya neleri kaybettireceğinin tahlili mutlaka iyi yapılmalıdır'' dedi.

CHP'Yİ DE ELEŞTİRDİ

Konuşmasında CHP'yi de eleştiren MHP Genel Başkanı Bahçeli, şunları söyledi:

''Ana muhalefet partisi, sorumluluktan muaf olmadığı gibi bu konuda imtiyazlı bir konumda da değildir. Herkesle küs ve kavgalı olmak, bütün diyalog kapılarını kapatmak, bu yöndeki çabaları tartışmadan ve
düşünmeden elinin tersiyle itmek, sorumlu muhalefet anlayışı ve demokrasi inancıyla bağdaştırılamayacaktır. Krizi körüklemenin ve bundan
siyasi kazanç sağlama hesaplarının, basiretli ve dürüst siyaset anlayışına sığmayan bir gaflet olacağı da kabul edilmelidir. MHP'nin
normalleşme sürecinin önünü açmak için gündeme getirdiği düşünceler karşısında, bizim önce demokrasi ve rejimi düşünmemiz gerektiğini
söyleyen ana muhalefet liderinin mantığını ve tutumunu anlamak bu bakımdan kolay olmamaktadır. Bugünkü krizin iki mimarı olan AKP ve
CHP'nin çatışma ve kavga üzerine kurulmuş gerginlik stratejilerini gözden geçirmeleri, rejim ve demokrasi ortak paydası üzerinde
buluşacakları bir diyalog sürecini başlatmaları Türkiye'nin hayrınadır.''

AA