kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 16 Haziran 2008, Pazartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
YAVUZ DONAT

Yasaysa yasa, masaysa masa

Lale Aytaman "Türkiye' nin ilk kadın valisi" olarak göreve başlayınca (Muğla), herkes "nasıl hitap edeceğini" şaşırmış.
Biri demiş ki "vali hanım."
Diğeri "valiye hanım."
Üçüncüsü "valiçe hanım."
Çok kişi ise, eski ağız alışkanlığıyla "vali bey."
Lale Aytaman "burada asıl sorun, valilik makamının erkeklerle özdeşleşmiş olmasıydı" diyor.
Ve devam ediyor:
- Bir kadının devleti, otoriteyi en üst düzeyde temsil eden bu önemli makamda bulunması yadırganıyordu.
Lale Aytaman "anılarını" yazdı:
İğneli Koltukta Dört Buçuk Yıl. (Turkuvaz Kitap)
Bayramda yılbaşında "hediye yağınca..."
Lale Aytaman, Özel Kalem Müdürü'nü çağırmış:
- Hediyeleri nazikçe geri çevir.
- Ayıp olur sayın valim, bu adettir.
- Öyleyse devletin resmi kayıtlarına geçir.
Demirbaş defterine "sadece 3-5 hediye" yazılabilmiş.
Zira hediye gösteren istiyor ki "vali alsın, evine götürsün."
Valinin "hediye almadığı, resmi kayda geçirdiği" duyulunca, hediyeler kesilivermiş.
Milletvekili gelmiş "yasadışı bir talepte" bulunmuş.
Vali şaşırmış.
"Yasa yapan en yüce kurumun üyesi benden nasıl ayrıcalık ister" diye.
"Sayın milletvekilim" demiş:
- Talebiniz yasalara uygun değil.
- Yasa, masa, ne yapalım yani?
Sahi "otoriteyi en üst düzeyde temsil eden önemli makamlarda kadın yadırganıyor mu?
Sanmıyoruz.
Bir kadın "başbakan oldu" yadırganmadı.
"Pek çok kadın" bakan oldu, yadırganmadı.
"Yüksek mahkeme başkanlığında" da yadırganmadılar.
Ama yine de...
İnsanın aklına "bir konu" takılıyor.
Neden "sadece bir kadın" vali olabildi?
Neden "tek bir kadın bile general yapılmadı?