kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 15 Haziran 2008, Pazar
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
NAZLI ILICAK

İzleneceksin elbette

Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Osman Paksüt, Kara Kuvvetleri Komutanı Org. İlker Başbuğ'u ziyaret ettiği anlaşılınca, "İşte izlendiğimin delili" dedi. Oysa, Paksüt'ün, bazı temaslarını meydana çıkarmak gayesiyle, polis tarafından takip edilmesini normal karşılamak lâzım. Özal döneminde, Polis Vazife ve Salâhiyetleri Kanunu'na 7'nci madde eklenmişti: "Polis, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne, ANAYASA DÜZENİNE ve genel güvenliğine dair önleyici ve koruyucu tedbirleri almak üzere, ülke seviyesinde istihbarat faaliyetlerinde bulunur."
Anayasa düzenini korumaktan kasıt, demokratik rejimi ortadan kaldırmaya yönelik faaliyetleri önceden tesbit edip, önlemekti; bir başka ifadeyle, gizli gizli darbe hazırlıkları içinde olanlar takibe alınabilecekti. 28 Şubat sürecinde, Batı Çalışma Grubu belgesi ortaya çıkıp, onbaşı Kadir Sarumsak, devletin gizli belgesini çalmakla, İstihbarat Dairesi Başkanvekili Bülent Orakoğlu da, onu azmettirmekle suçlanınca, mahkemede Orakoğlu, yukarıda adını verdiğimiz kanunun ek 7'nci maddesini hatırlattı ve sonuçta da beraat etti. Çünkü, devletin görevi, sadece sivillerin değil, askerlerin veyahut onlarla işbirliği yapanların da birtakım işlere kalkışmasını engellemektir.
Anayasa Mahkemesi üyesi, Karargâh'a gidip, Kara Kuvvetleri Komutanı'yla saatlerce konuşamaz; hem de böylesine kritik günlerde; hem de AK Parti aleyhine dava açılmasının arifesinde. "Irak operasyonu hakkında konuştuk" sözleri kimseye inandırıcı gelmez. Böyle bir temasta, hem asker yıpranır, hem yargı yıpranır; nitekim yıpranmıştır da. Birilerine, bu gibi, görünüşte masum toplantılarda çengel atıldığını, darbe anılarından biliriz. Eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Özden Örnek'in anıları da, legal toplantıların kamufle ettiği "memleketi kurtarma" heveslerini gözler önüne sermiştir.
Osman Paksüt'ün içine, "izleniyorum" gibi bir kurt düşmesinin sebebi de, böyle tuhaf ilişkiler içinde olması değil mi?