kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 14 Haziran 2008, Cumartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
Boy George, 10 yıl aradan sonra sahneye çıkmanın heyecanlı olduğu kadar korkutucu da olduğunu söylüyor.

Artık huzur istiyorum

Mirey MESAYYAH
07.06.2008
80'lerin efsane isimi Boy George, geçen hafta sonu 24 saatliğine Türkiye'ye geldi ve Kapadokya'daki özel bir partide DJ'lik yaptı. SABAH Cumartesi'ye konuşan Boy George, yaptığı hatalardan ders aldığını ve huzurlu bir yaşam istediğini söyledi..
Efsanevi şarkıcı Boy George ile dans etmek herkese nasip olmaz! Geçtiğimiz hafta sonu JB'nin Kapadokya'daki özel partisi için 24 saatliğine Türkiye'ye gelen 80'li yılların 'asi' ismi Boy George, artık 47 yaşında ve huzurlu bir yaşam istiyor. Geçmişte yaptığı hatalardan ders alan George, yeni hayatında sevdiklerine ve müziğe daha çok ilgi göstermek istiyor. 1981 yılında kurduğu 'Culture Club' grubuyla bir anda listelerde bir numaraya çıkan Boy George, aşırı makyajı ve frapan kıyafetleriyle de kendinden bahsettiriyordu. Ne kadar "Uslandım," dese de hâlâ abartılı makyaj yapan sanatçıyla, Kapadokya'da kaldığı otelde, yeni hayatı hakkında söyleşi yapmak için parti öncesinde buluştuk. Sanatçı söyleşiden sonra, peribacalarının önünde kurulan sahneye Harry Potter'daki büyücüleri andıran kıyafetiyle gelip, sabah 5'e kadar DJ'lik yaptı.

- Son 10 yıldır müzik dünyasından uzaktaydınız. Neler yaptınız o arada?
- O kadar çok şeyler yaptım ki... Ama en önemlisi, yılbaşından beri hayatımda yeni bir dönem başladığını söyleyebilirim. Son yıllarda birçok sorun yaşadım ve artık yeni bir yaşam için bazı şeyleri değiştirmem gerektiğini hissettim. Benim için son derece önemli olan şeyleri ihmal ettiğimi gördüm. Mesela müzik. Bildiğiniz gibi son 10 yıldır müzikten uzaktaydım. Bırakma nedenim ise artık müzik piyasasında bir yerim olmadığını hissetmemdi. Pop müzik çok değişmişti, giderek sanayileşiyordu, her şey çok kontrollü olmaya başladı. Müzikle uğraşmayı seçmemin ana nedeni ise yaratıcılığımın ortaya çıkmasına ve kendimi ifade etmeme yardımcı olmasıydı. Ve zannediyorum ki bunu başarıyla da yaptım. Sonra bir baktım ki ben de bu sanayinin bir parçası olmaya başlamışım. Parçalarımın müzik listelerindeki yerini kollamaya başlamıştım. Halbuki bu işe başladığınızda insanlar size farklı olduğunuz için ilgi gösteriyor ve hep bu farklılığı da bekliyor. Sanırım bu ikilem çoğu sanatçının başına geliyor. Ben hiçbir zaman bu oyunu iyi oynayamadım. Kendimi şarkı söylerken çok güzel ifade edebiliyorum ama el sıkışmaya gelince beceremiyorum. Ben saldırgan bir insan değilimdir, tersine herkesle uyuşabilirim. Ancak zoraki şeyler karşısında kendimi rahat hissetmiyorum. Kariyerim için iyi olacak diye her şeye katlanamıyorum. Kariyer kelimesi bile bana ters geliyor. Ben müzisyen olmayı bir işte çalışmamak için seçtim. Bir memur olmayı asla düşünmedim. Bir sene önce çok saygı duyduğum bir kişi bana "Halka mal olmuş bir şahsiyet olarak bazı sorumlulukların var," demişti ve bu cümle gerçekten canımı çok sıkmıştı. Sonra tipik bir İkizler burcu olarak unutmayı yeğlemiştim. Ancak yakınlarda bu cümleyi yeniden düşündüm ve çok doğru olduğunu gördüm. İnsanlara gördüklerini kendin sağlıyorsun. Bu bende bir şeyleri tetikledi. Ve bu gerçek doğrultusunda çok daha iyi bir insan oldum. Artık bugün hayatımla ilgili her şeyi daha değişik bir gözle görebiliyorum.

- Bu cümle içsel yolculuğunuzu başlatmanıza mı neden oldu?
- 90'lı yıllarda ruhani fikirler arayışına girdiğim bir dönem oldu. Ama bugün geriye baktığımda çok yüzeysel olduğunu, beni etkileyecek boyutta olmadığını görüyorum. Şimdi başıma güzel şeylerin gelmesiyle bunu daha iyi anlayabiliyorum. Genelde ruhani kelimesinden kaçınırım. Bu daha çok içsel bir olay. 'Ruhani'lik lafla söylenmez, ancak yaşanır. Hiçbir zaman Buddha ya da Rahibe Teresa bu anlamda bir laf sarf etmemiştir. Ancak Madonna olacak ki bunu dile getirsin (gülüyor). Ya da eski Boy George! Her insanın içsel bir yolculuğu olduğuna inanıyorum. Hatalar yaparak öğreniyorsunuz. Beni hata yapmamaya iten de bu oldu.

- Artık kendinizle daha barışık mısınız?
- Bütün bunlar hayattaki tutumumu değiştirmemi sağladığı için daha mutluyum. Artık günlük hayattaki en küçük şeylerden bile keyif alıyorum; özellikle de ailemle olmayı çok seviyorum. Mesela bugün burada aldığım keyif gibi, etrafı gezdim, çok güzel yerler gördüm. Bence şeytan her yerde olabilir. Siz yaptığınız her şeyden sorumlu olduğunuzun bilincindeyseniz, sorun yoktur.

- Pişmanlık duyuyor musunuz?
- Ben yapılanlara pişmanlık duymanın bir şeyi değiştirmeyeceğine inanıyorum. Geçmişi asla değiştiremezsiniz. Charlotte Church'un seslendirdiği Even God Can't Change the Past adlı şarkımdaki gibi. İnsan yaptıklarını değiştiremez. Ama iyi şeyler yapabilirsiniz.

- Ne gibi mesela?
- Bu sene başında turneye çıktım. Bu iyi bir şey oldu. Küçük bir turneydi ama son 10 senedir ilk turnemdi. Sahneye uzun zamandır şarkıcı olarak çıkmamıştım.

- Müzik yaşamınızdaki en güzel anınız nedir?
- Herhalde listelerde bir numaraya çıkmamdır. Ama üzücü taraftı da, o zaman bunun keyfini çıkaracak durumda değildim. Grubumuzda sorunlar, kavgalar vardı. Bir numaraya geldiğimizde İskoçya'da turnedeydik ve ayrılmayı düşünüyorduk, dolayısıyla keyfini çıkaramadık.
Haberin fotoğrafları